Azelya •Taekook•

20|Geleceğin Kuklaları

Merhaba Aşkıçımlar

Öncelikle bir önceki bölümde Jungkook'a edilen küfür ve hakaretlere susmayacağım çünkü hak etmiyor. Lütfen onun her şeyden habersiz olduğunu bilin ve ona göre hareket edin. Laf etmeye hakkınız yok empati yapmalısınız.

Yazım yanlışı varsa affola

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Keyifli okumalar!

---

"İnsanların yönü haritasını bilmem, diğerleri nasıl ulaşır düşlerine?"

21 yıl önce / 18 Ağustos

"Kalacağın yer sol taraftaki son oda. Her şeyi anlattım ama sana birisi yine anlatacaktır. Namjoon!"

Genç kadın koridorda yürüyen bir çocuğu çağırdığında çocuk elindeki rubik küpü yapmayı bırakıp koşarak kadının yanına gelmişti. Saygıyla kafasını eğdi ardından sorarcasına bakmıştı kadına.

"Bu yeni kardeşiniz, ayrımcılık yapmayın tamam mı? Hadi ona kalacağı yeri ve kuralları anlat, kaynaşmış olursunuz."

Namjoon yeni gelen çocuğa baktı bir kaç saniye ardından kafasını kaldırarak kadına bakıp kafasını salladı ve tekrar selam verip kadının gidişini izledi.

Namjoon yeni gelen çocuğa baktı ve gülümsedi. "Ben Namjoon, buradakiler bana Namu diyor, istersen sende diyebilirsin. Senin adın ne?"

Yeni gelen çocuk önce bir kaç saniye öylece bakmış ardından umursamayarak odasına doğru gitmişti. Namjoon oldukça şaşırırken neden ismini söylemediğini anlamamıştı.

"Neden cevap vermiyorsun? Seninle arkadaş olmaya çalışıyorum."

Çocuk yürümeyi bırakıp omzunun üstünden Namjoon'a bakıp, "Ama ben istemiyorum." demişti sadece.

Namjoon onu zorlamadı ve peşinden giderken kuralları anlatmaya başladı.

"Saat yedi de kalkarız, yedi buçuğa kadar kahvaltıda oluruz, yemekhaneye erken inmen gerekiyor çünkü yarım saati geçti mi bir daha yemek alamazsın, asla vermezler. Saat on bire kadar bahçede oyun oynama iznimiz var. Saat on iki de ise yemek yedikten sonra her gün bir görevlinin gözetimiyle dışarı çıkar, kağıt ve demirden şeyler toplarız. Bunu neden yaptığımızı bizde bilmiyoruz ama yapmalısın, yoksa çok kızarlar. Neyse, saat dörtte yurda döneriz ve iki saat boyunca bahçeyi ve yurdu temizleriz. Altıda yemek yiyip odalarımıza çekiliriz, zaten o sırada oyun falan oynarız, ama sessiz olmalısın çünkü müdüre hanım çok sinirleniyor. Saat dokuzda yoklama alınır ondan sonra da uyuruz."

Çocuk duraksayıp Namjoon'a dönmüştü.

"Peki ya okul? Okula gitmiyor musunuz?" diye sordu merakla.

"Okul mu, o ne ki?" dedi Namjoon masumca.

"Ne zamandır buradasın sen?"

"İki aylıkken buraya bırakılmışım. O zamandan beri buradayım."

Ürperdi yeni gelen çocuk. Korktu, buradaki yaşam korkunçtu, eski güzel hayatını istiyordu. Kafasını iyi yana salladı, kaçtı her şeyden.

Henüz beş yaşındaydı ve kendisini böyle bir yerde bulmuştu. O neden buradaydı? Babası neden onu buraya bırakmıştı ki? Neden istenmemişti? Ya annesi? O neredeydi?

"Geri gelecek," kendi kendine fısıldayarak. "Babam beni almaya gelecek, söz verdi."

🍊