'Kader dediğimiz şey nedir ? Tercihlerimizi yapmamız da bize yardımcı olan güç mü, ego sorunları yaşayarak hayatımıza sürekli müdahale eden sinsi bir düşman mı?' bunları düşünürken yağan yağmuru izliyordu Royal. Düşüncelerini yaşlı bir ses böldü.
"Gelebilir miyim majesteleri?" diyordu kapıya vurarak.
"Gel." dedi Royal kaygıyla.
İçeri oldukça yaşlı bir adam yavaşça girip selam verdi. Royal uzatmadan konuya girmek istiyordu eliyle koltuğa oturması için işaret yaparken "Bir rüya gördüm şifacı." dedi. Sesi kontrol edemediği kadar kaygılıydı.Adam oturken "Lütfen rüyayı anlatın majesteleri." dedi yaşlı sesiyle. Royal tekrar cama bakıp iç çekti.
"Bir ormandaydım, neresi olduğunu bilmiyorum, daha önce orada bulunmadım. Elimde kanlı kılıcım vardı, etrafıma bakıyordum. Uzaktan birisinin vurulduğunu gördüm. Okla vurulmuştu ama halkımdan ya da ordumdan değildi o kişi. Öyle hissettim rüyada. Çok ağlamıştım. Kalktığımda da gerçekten ağladığımı fark ettim." dedi yaşlı adamın yorgun bakan gözlerine.Yaşlı Şifacı "Elinize bakabilir miyim majesteleri." dedi kibarca. Royal elini uzattığın da adam ellerini ellerine değdirmeden ona bakıyordu. Çizgileri takip etti. Parmak uçlarına baktı, parmak çizgilerini takip etti yeniden. Royal ne yaptığını anlamıyordu ama meraklanmıştı.
"Kaderiniz Majesteleri, kaderiniz size mesaj vermek istemiş." dedi sıkıntılı şekilde iç çekerek. Royal kaşlarını çattı anlamamıştı.Yaşlı Şifacı devam etti "Bazen majesteleri, sizi koruyan her daim yanınızda olan melekler size haber verip uyarmak için rüyanıza girip geçmişten ya da gelecekten kesitler göstertirler. Kaderinizin size uyarı verdiğini görüyorum majesteleri." dedi eline bakmaya bırakarak.
Royal'in hissettiği bu his tarif edilemezdi, korku değildi ama iyi bir histe değildi. "Teşekkürler şifacı." dedi konuyu uzaya niyeti yoktu.
"Hizmetkarlar!" dedi yüksek sesle. Kapı çalınıp içeri 2 tane en fazla 15 yaşında olan iki hizmetçi girdi.
Hemen selam verip kafalarını önlerine eğdiler.
Royal "Yaşlı Şifacıya evine kadar eşlik edin." dedi.
Şifacı ona gülümseyerek bakarken iki hizmetçi koluna girdi. Şifacı arkasını dönüp "Majesteleri." dedi kısık sesle. Kadınların kolundan çıkıp Royal'e kuralları aşmayacak şekilde yaklaştıktan sonra kısık sesle
"Rüyalarınızın devam etmesini istiyorsanız bir adet siyah gül, devam etmesini istemiyorsanız kardelen çiçeği." dedi yaşlı gözleriyle ona bakarak.
Royal şaşırmıştı.Hizmetçiler ve yaşlı şifacı ona selam verip odadan çıktıkların da ne hissedeceğini bilmiyordu. Kader mi ? Kader nedir ki ? Tekrar aynı düşüncelere dalmak istemese de kendini rüyadan çıkartamıyordu.
Annesi Ok Krallığı tarafından öldürülmüştü Büyük Savaşta, o daha bebekken..
Yaşamadığı bir olayı nasıl görebilirdi ki üstelik tanımadığı birisi gibi hissederken o kişiyi.
Gerçi annesini de tanımıyordu."Marla." dedi kibar sesle. İçeri yaşlı bir kadın girip "Buyurun majesteleri." dedi önüne eğilerek.
"Bana bir tane siyah gül getirmeni istiyorum." dedi cama bakarak.
Marla gülümseyip "Tabiki efendim." diyerek odadan çıktı.Bu iyi bir fikir miydi bilmiyordu ama devamını istiyordu. O tüm krallığın sahibiydi. Geriye kalan yaşlı babası tek ailesiydi, ona sonsuza kadar inanan, güvenen ve seven bir halkı vardı.
Kimseyi yüzüstü bırakmayacaktı. Yapamazdı.
Royal savaşmak için yetiştirilmişti, savaşmak.
Duygularının önemi hiçbir zaman olmamıştı ve Royal bu durumu kabul etmişti.Büyük sorumluluklar, büyük kararlar getirirdi bunu biliyordu ama içinde yeni yeni yanmaya başlayan bir ışık ona neler yaptırıcaktı bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☾ Düşman Krallıklar ☽
Fantasyİki farklı yerde, çok farklı efsanelerle doğan iki yenilmez Krallık. Kılıç Krallığı ⚔️ Ok Krallığı 🏹 Bu savaş ancak ve ancak bir Krallık tamamen yıkıldığında sona ericekti, ama burada yıkılan Krallık olmayacaktı. Kaderin bizi; uzun, esnek ve as...