Ben Teğmen Ahu Karaaslan.Tam 8 aydır teröristlerin içinde bir belge arıyorum. Bugün o belgeleri buldum. Buraya geldiğimde ilk 2 ay işkence etmiş ve bana güvenmemişlerdi ama ben onlardan biri gibi davranıp bana inanmalarını sağladım. Neyseki bu görevide tamamlamıştım. Ve şimdi eve dönme zamanıydı. Albayı aramak için gece nöbeti tutan itlerin yanından bir gölge gibi süzülüp ormanlık alana girdim telefonu çorabımın kenarından çıkartıp numarayı tuşladım . Birkaç çalıştan sonra telefon açıldı .
"Gölge yuva"
"Burası yuva poralayı söyle "
"Parola laçin"Birkaç hışırtıdan sonra Albayın sesi geldi
"Gölge "
"Komutanım belgeleri buldum dönüş için onay bekliyorum."
"Aferin gölge dönüş izni verildi. Yarın saat 08.00 de helikopter sana verilen koordinatlarda olacak.Sergenide yanına al ve sağsalim buraya gel."
"Emredersiniz komutanım"dedim ve telefon kapandı bende aynı sessizlikle ormandan çıktım ve bana verilen mağaraya geldim.Bekle beni Sergen iti yakında seninle tanışacağız.Sabaha kadar bekledim ve saat 5'i gösterirken dışarı çıktım kapıdaki nöbet tutan itlerin hiçbiri dayanamamış ve uyumuştu. Bunu fırsat bilip etrafı iyice kontrol ettim ve mağaralara kendi yaptığım bombaları yerleştirdim. Ben ve Sergen iti kamptan çıkınca burayı patlatıcaktım.
Saat yediye gelirken Sercan'ın mağarasına girdim.
"Başkan başkan uyan askerler gelmiş seni buradan çıkartmak lazım-"
"Ne ne askeri ne dersin sen rojda çabuk çıkar beni buradan diğerleri nerede" diye sordu korkuyla öyle korkarsın işte asker diyince aklın çıkacak.
"Bilmirem başkan hadi çabuk hazırlanasın"hızla yattığı yerden kalktı kafasını bez parçasıyla örttü silah dedikleri o işe yaramayan şeyi eline aldı ve sonra konuştu.
"Hazırem ben hayde rojda çıkartasın beni"dedi ve çıkışa yöneldi.
"Bekle beni başkan dışarıyı kontrol edeyim öyle çıkasın"yalandan dışarı çıktım ve 30saniye sonra geri geldim
"tamamdır başkan gelesin"hızlı adımlarla Sergen itini kampın dışına çıkardım. Ve yaklaşık bir saat sonra bana verilen koordinatlara yaklaşınca silahımı çıkardım silahın kabzasıyla kafasına vurunca direk yere düştü.Aptal.
Sergen itini sırtıma aldım ve beş dakika sonra askeri helikopter tam karşımdaydı. Hızlı adımlarla helikoptere yaklaşırken tam solumdan iki el ateş sesi duymamla vücudumda keskin bir acı hissettim. Aynı anda bende silahımı çıkartıp çalıların arasında kabak gibi ortada olan üç teröristi birden öldürdüm. Sonra koşarak helikoptere önce iti bindirdim sonrada ben bindim. Helikopter havalanmadan önce kemerleri taktım. Helikopter havalandı yaklaşık 10dakika sonra pilot seslendi
"Komutanım yaralısınız tampon yapın"
"Tamam sağol"kafa sallamakla yetindi.
1saat sonra "ne kadar kaldı"
"15dakika kadar komutanım "
" tamamdır "gözlerim kararmaya başlamıştı ve başımda dönüyordu itler nasıl becerdiyse kurşunlardan biri sol omzuma isabet etmişti.
"Komutanım geldik iniş izni isteniyor"
"İzin verildi " helikopter inince karşıda beni bekleyen albayı ve binbaşıyı gördüm.Kolumdan akan ve bezdeki kanı görünce ikiside aynı anda kaşlarını çattı. Onlara aldırış etmeden hızlı adımlarla yanlarına gittim.
"Teğmen Ahu KARAASLAN/ Ankara görev başarıyla tamamlanmıştır komutanım"
"Aferin Teğmenim " dedi albay
" Teğmen Karaaslan yaralısın hemen revire "gıcık binbaşı.
"Emredersiniz binbaşım " dedim ama helikoptere doğru adımlayıp Sergen itini dışarıya çıkarttım ve binbaşıyla albayın önüne attım daha sonra belgeleri çıkartıp albaya teslim ettim.
"İzninizle albayım"kafa sallamakla yetindi bende hızlı adımlarla bölük binasının içine girdim.
Yaa abicim nerede bu revir kolumun içinde kurşunla tam 5 dakikadır revir arıyorum hayır sanki bişey varmış gibi beni gören askerde dönüp birdaha bakıyor anlayamadım ki kardeşim sirkte falan mıyız daha fazla dayanamayıp bir askere revirin yerini sordum bana revirin yerini gösterince teşekkür ettim ve revire girdim ,revirde 22yaşlarında uzun kalıplı bi asker vardı. Arkası bana dönüktü ilaç dolabını düzenliyor gibiydi.
"Doktor sen misin "
"Evet benim "diyip arkasını döndü ve anında kaşları havalandı.
"Güzel ,sol omuzumdan yaralandım kurşun içeride"
"Kaç saattir böyle "diyip yanıma yaklaştı ve bezi yaradan çekti. Sonrada bana "uzan " dedi.
"Yaklaşık bir buçuk saat önce vuruldum "dedim sakince oda bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu.
"Bekleme doktor çıkar şu kurşunu " girdiği transtan daha yeni çıkan doktor ilaç dolabına ilerledi sonra bana dönüp " burada ilaç yok yapamam buna dayanamazsınız "
"Saçmalama doktor illa ilaç olacak diye birşey yok çıkar şu kurşunu"
"Bakın komutanım yapa- "
Kapı bir anda açıldı içeri üniformasından anlaşılacağı üzere teğmen girdi.
"Ne oluyor burada yasin "
"Hasan teğmenin komutanım yaralanmış bizdede ilaç kalmadı iğnesiz kurşun çıkarmamı istiyor yaklaşık bir buçuk saattir kurşun içerideymiş ama doğru tampon yapıldığı için kanama azalmış"
"Tamam aslanım " benim yanıma geldi ve yaraya baktı "getir malzemeleri yasin "
"Peki komutanım"
"Hanfendi siz kimsiniz "
"Ben Teğmen Ahu Karaaslan, siz kimsiniz teğmenim"diyince bir anda kaşları havalandı
"Ben Teğmen Hasan Çoşkun" demek adın Hasan.
Sonra hiçbir şey demeden omzumu dikmeye başladı.Benim yüzümde mimik oynamazken o bu duruma oldukça şaşırmış gibi duruyordu. Salak işte hiç mi bordo bereli görmedin aslanım hayırdır ?demek vardı da neyse. İşi bitince geri çekildi bende hemen gömleği geri giydim "sağol"dedim .Kafa sallamakla yetindi . Revirin kapısını açıp dışarı çıkınca yanıma bir tane asker geldi albayın postası olduğunu albayın beni odada beklediğini söyledi bende sadece kafa sallamakla yetindim.Albayın odasının önüne gelince kapıyı tıklattım 4 saniye sonra gel komutu gelince odaya girdim selam verip hazırola geçtim.
"Gel Teğmenim "
"Bir sorun mu var albayım "
"Ahu seni buraya aldırdım"keşke banada bir sorsaydınız albayım sağolun cidden.
"Bu bölüğe mi komutanım"
"Evet" kafa sallamakla yetindim .
"Bir hafta iznin var ahu Ankara'ya git eşyalarını topla ve gel"
"Emredersiniz komutanım ,izninizle "kafasını olumlu anlamda salladı.
Önce albayın bana ayarladığı odadan üstüme bulduğum pantolon ve tişörtü hemen üstüme geçirdim . Benim için alınan bilet bir saat sonraydı hemen tugaydan çıktım ve bir taksi çağırıp Van Ferit Melen Havaalanına gideceğimi söyledim bir saat sonra uçaktaki koltuğa oturmuş dışarıyı izliyordum.ANKARA
Şehitlikte bir kadın vardı bir şehitin başına oturmuş öylece mezara bakıyordu .
"Kardeşim ben geldim."diyebildi sadece ilk beş dakika "Ben seni çok özledim Sena sen beni özlemedin mi?"
"Beni neden yanına almıyorsun Sena yoksa beni artık istemiyor musun bana küsme sakın Sena seni asla unutmam ben görevdeydim sadece-"
"Tayinim çıkmış bu arada Hakkari'ye ben nasıl gidicem seni nasıl yalnız bırakırım Sena." iki saate yakın şehitlikte oturdu o kadın.Birden yağmur yağmaya başladı kadın aldırış etmedi. Sonuçta yağmur bu kanlı elleri temizlerdi değil mi? Ama hayır temizlemesindi bu kan şehitlerimizin son sözüydü vatan sağolsundu ,bu kan şehitlerimizin hakkıydı ,bu kan öksüz yetim kalan çocukların acısıydı, bu kan İNTİKAMDI..-DEVAM EDECEK-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fısıltı Timi
Teen FictionAskeri kurgudur. Gölge..düşmanları adıyla bile titreten bi Türk askeri ve onun geçmişinden aldığı yaralar. "Nasılsın?" "Ölü gibi" "Ne yapacaksın?" "Katliam!" -Gelecek bölümlerden bir kesittir-