4. bölüm

127 8 1
                                    

Uyumuştum büyük ihtimalle gözlerimi açtığımda oda aydınlanmıştı.
Yatakta sırt üstü yatıp tavanı izlemeye başladım ne yapacağımı düşünüyordum ama hiç birşey aklıma gelmiyordu ne yapacaktım ben burdan nasıl kurtulacaktım.
Kapı açıldı hizmetli odaya girdi "Günaydın aşağıda Berk bey sizi kahvaltı için bekliyor."

"Tamam geliyorum."
Dedim ve hizmetli kapıyı çekip çıktı. Eskiden beklerlerdi şimdi daha rahat davranıyorlar niye? Diye düşündüm içimden. Belkide kaçmam diye düşünüyorlardır. Büyük ihtimalle öyle diye düşündüm üstüme uzun bir depresyon hırkasına benzer bir hırka giyip yüzümü yıkayıp aşağı indim.
Aşağı iner inmez Berk'in sırıtarak bana bakan yüzünü gördüm pislik herif! Sahte gülümseme yapma gereği bile duymadan masaya oturdum.
"Günaydın Eflal nasılsın?"

"Mükemmelim ya gerçekten burda tutsak tutuluyorum birde nasıl olduğumu mu soruyorsun?"
Dedim sinirle gülerek.
"Elimde olsa bırakırım ama bende emir kuluyum."

"Ne emir kulu ya bu işe neden bulaştın? Tek savunman emir kuluyum demek çünkü başka bir şey yok diyecek pislik insanların tekisiniz hepiniz.!"
Dedim bağırarak.
Berk yüzüme baktı. Ve dedi ki.
"Bu işi ben isteyerek yapmıyorum yapmak zorundayım."

"Nasıl bir zorunluluk bu?"

"Anlatamam Eflal kusura bakma."
Sadece yüzüne bakmakla yetindim sinirle çayı ağzıma götürüp büyük bir yudum aldım ve "ah yandım." Diye bağırdım.
Hemen şu içtim ama dilim hala yanıyordu Berk ise öylece yüzüme bakıyordu ben bu adamı anlamıyordum bazen çok önemsiyor şimdi ise hiç önemsemiyor neden böyle davranıyor? Bir şeyler yedi ben ise bir zeytin dahi almadım sinirden iştahım da yoktu. Berk konuşmaya başladı. "Niye bir şey yemedim?"
"Ağız tadımı bıraktın insanda salak.!"

"Eflal bugün seninle bir görevimiz
var."

"Ne göre-"

"Sözünü kesiyorum ama dinle sonra yorum yap."

"Tamam."

"Şimdi bir balo var o baloya çift olarak gitmemiz gerekiyor ama geçen ki gibi çirkin olmak yok gayet şık ve güzel olmamız gerekiyor tamam mı?"

"Ne alaka ya tamam falan değil. Ne balosu bu ben niye senin eşinim?"

"Kaya Bey böyle istedi yapmak zorundayız."

"Yapmazsam nolur.?"

"Yapmak zorundasın yoksa hiç iyi şeyler olmaz emin ol benim yaşadıklarımı sende yaşa istemem."

"Ne yaşadın ki sen?"

"Sonra Eflal şimdi anlatamam."

"Ne balosu görev ne onu anlat en azından bende bileyim."

"Tamam. Şöyle cemiyet hayatında ki herkes orada olacak yani paraya para demeyen insanlar bizde orada olucak hedefimiz ise birini bulmak ismi Araz, Araz Akbulut."

"Kim bu adam?"

"Kaya Bey'in düşmanı galiba ya da öyle bişey tam olarak bende bilmiyorum."

"Bu adamı ne yapacak bulursak?"

"Bende bilmiyorum maalesef Eflal. Hadi çık odana biraz dinlen."

"Aynen dinlenirim zaten kaçırılmışım burda tutsak tutuluyorum sen bana dinlen diyorsun ya sabır."

Karar Vakti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin