Oyun

113 14 136
                                    

(Günümüz)

~Hyunjin

Alarmımdan gelen sinir bozucu sesler uykumu bölmüştü ve artık katlanamıyordum. Gözlerimi sonunda açıp yanımda öten telefondan alarmı kapattım. Bugün sabahtan dersim vardı ve okula yetişmeydim. Ne kadar ünlü bir şarkıcı bile olsanız okulunuz bitmeyince bitmiyor. Ve ben bir sene geç üniversiteye başladığım için bu son senemdi.

Yarimden doğruldum. Az kalsın kafamı ranzanın üstüne çarpıyordum. Yatağımın kenarındaki perdeli kısmı açıp çıktım. Seungmin uyuyordu. Minho hala yoktu. Belli ki akşamı orada geçirmişti. Çoğu zaman gittiğinde gelmezdi zaten.

Felixin ranzasından bazı sesler duydum. Mırıltı ve derin nefes sesleri geliyordu. Ne olduğunu anlamak için perdesini hafifçe araladım. Terler içindeydi ve kıpırdanıyordu. Belliki yine kabus görüyordu.

Yatağına çıkıp içeri girdim. Belirli belirsiz bazı şeyler mırıldanıyordu.

"..g..gitme.. hayır i..istemiyorum..."

Omuzlarından tutup hafifçe salladım.

"Felix uyan. Sadece rüya görüyorsun bir şey yok"

Hala uyanmamıştı. Derin nefes alış verişleri devam ediyordu. Biraz daha sarstım.

"Felix kendine gel yanındayım, iyisin"

Son kez tekrar sarstığımda, zıplayarak uyanıp bir anda bedenime rastgele sarıldı. Derin nefesler alıyor ve gözlerinden yaşlar akıyordu. Sırtını sıvazladım.

"İyisin.. sadece bir rüyaydı"

Beni daha sıkı sarıp bir süre öylece ağladı. Bu arada olurdu. Sıkça gördüğü rüyalardan ağlayarak uyanırdı. Ne gördüğünü kimse bilmiyordu. Sanırım yaklaşık 10 dakika böylece kalmıştık.

"Felix.. ayrılmayı istemesem de geç kalacağım"

"Biraz daha"

"Hadi gel hem yüzünü de yıkayalım"

Kafasını sallayıp doğruldu ve birlikte yataktan çıktık. Her zamanki Felixten böyle anlarda eser kalmıyordu. Şu an çok hassas ve kırılgandı. Karavanın küçük tuvaletine girdik. Önce o yüzünü yıkadı ve lavabonun kenarına yaslandı. Ardından bende lavabonun başına geçtim ve yüzümü yıkadım. O sırada bir sigara yakmıştı. Bende yüzümü kurulayıp yanına yaslandım.

Sigarasından bir nefes çektiğinde, dudaklarına elimi uzatıp sigarasını aldım ve kendimde bir nefes çektim. Ardından aklımı kurcalayan soruyu sordum.

"Rüyalarında ne görüyorsun? Seni bu kadar korkutan ne?"

Yere bakıp biraz düşündü. Elimden sigarayı kapıp dudaklarına götürdü.

"Geçmişi"

"Geçmişte ne oldu?"

Burukça gülümsedi.

"Kafanı kötü şeylerle meşgul etmek istemiyorum Hwang"

Daha fazla üstelemedim. Gözlerim çıplak kolundaki yaraları buldu. Elimi üzerlerine getirdim. Tepki vermiyordu. Biraz önüne doğru geçtim. Kolu boyunca elimi kaydırdım ve bileğini buldum. En derin çizik buradaydı. Ve çizik ölümcül bir noktadaydı.

"Bunlar nasıl oldu Lee?"

Onunda gözleri ellerine değen elimi ardından gözlerimi buldu. Ardından ben ne olduğunu anlayamadan pantalonumun kemer yerlerinden tutup kendine çekti ve yerlerimizi değiştirdi. Artık lavaboya yaslanan bendim. Alt bedenlerimiz birleşikti. Bende diyordum Felix ne zaman kendine gelecek...

Fever Dream // HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin