¹ 14 (M)

2.6K 286 171
                                    

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

bölüm cinsellik içeriyor, rahatsız olacaklar okumasın.


⠀⠀

⠀⠀⠀⠀⠀⠀

••••••••

san kapının önünde beklediği süreçte üçüncü cevapsız aramayı da geride bıraktığında çalmıştı evin zilini. sabahtan beri attığı hiçbir mesaja dönmeyen wooyoung, aramaları da yanıtlamıyordu.

kapı aralanıp ardından kyungmin çıktığında endişeli yüz ifadesini hızla yüzünden süpürdü, içeri geçti.
"selam ufaklık, abin nerde?"

"odasında hyung. yeni bir oyun keşfettim birlikte oynayalım mı?"

san, heyecanıyla yerinde durmayan küçük oğlanın saçlarını karıştırdı severek. wooyoung'un evde olduğunu öğrenmek kafasındaki bazı kötü senaryoların üstünü çizmiş, biraz da olsa endişesini dindirmişti.
"önce abine bi' bakayım."

kyungmin başıyla onaylayıp odağını yeniden elindeki telefona verdi ve oyununa devam ederken koltuğun üzerine uzandı.

san wooyoung'un odasına girmiş, yüzüstü yatan bedeninin yanına - yatağın köşesine - oturmuştu. wooyoung'un giydiği siyah kısa şort yattığı pozisyondan dolayı yukarı kıvrılmış, bir erkeğe göre fazlasıyla dolgun olan kalçasının çizgisini ortaya çıkarmıştı. gözlerini bir süre orada dolaştırmaktan alıkoyamadı kendini san.

"jung." diyerek minik harflerle seslendi, cevapsız kalacağını bile bile. ardından elini, bol tişörtü yukarı sıyrıldığı için açıkta kalan beline koydu. oradan tutarak kendine çevirmiş, sırtüstü yatırmıştı. yüzündeki kızarma ve terleme normalin üstündeydi, çatıldı san'ın kaşları. elini alnına yerleştirip kendince ölçtü ateşini.

"yanıyorsun, felaket hasta olmuşsun sen."

wooyoung'un ufak mırıldanışıyla mızmızlanışı uyumadığının, yalnızca gözlerini açmakta zorlandığının sinyalini verince kolundan tuttu ve üst gövdesini doğrultup oturur pozisyona getirdi.
"üstünü çıkarmamız lazım."

wooyoung kolunu kaldırmakta bile zorlandığından hiç yardımcı olmuyor, lakin bedeni güç kaybettiğinden zorluk çıkarmıyordu. tişörtünün üstünden ayrıldığını çıplak göğsüne çarpan soğuktan anlamış, gözlerini çok hafif aralayıp bakmıştı san'a. onun ellerinin desteği olmadan dik duramadığı için kendini arkaya bırakıp yatağa geri uzandı.

o kısa bakışmadaki gözlerinin halinden ve bedeninin kendinden geçmişliğinden yola çıkarak yeni bir soru işareti oluşmuştu san'ın kafasında. ihtimali bile sinirlendirdi, alt dudağını içine çekerek emdi sertçe.

"6 x 8 ?"

"normalde de matematiğim kötü. sarhoş olup olmadığımı test etmek istiyorsan başka bir yöntem dene."

wooyoung'un kelimelerdeki bazı harfleri yutuşu, bazı kısımları bastırarak söylemesi ve her zamankinden farklı çıkan ses tonu sayesinde zaten san'ın kafasındaki soru işareti bir cevaba kavuşmuştu.

"içmenin de bir adabı olur. her seferinde elden ayaktan kesilene kadar devam etmenin hiçbir mantığı yok, anladın mı?"

"tamam anne." diyerek dalga geçerken gözlerini devirdi wooyoung ve yan yatmasının üstünden pek geçmeden kısık mırıldanışı duyuldu.
"doğru ya, annem yoktu benim."

san sert tepki göstermemek adına içinde kendiyle şiddetli bir savaş veriyordu. kızgındı wooyoung'un kendine karşı bu kadar umursamaz olmasına, başına sürekli bela açmasına.

MIST • woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin