"Aşkın en güzel halini sormuştu bana
Sen hali demiştim ona"
Aşk-ı derun@avin.elif
... İYİ OKUMALAR...
Not : Hesabım çalın
Bu gün büyük gündü cımha toplanmış büyük bir yıkama karar çıkaracakları dört harflik bir kelime "KUMA" söylemi basit ama can yakan bir belaydı.Ayşe namaza oturmuş ona biçilen ölüm fermanının selasının okunmasını bekliyordu.
Kendi ellerini ne kadar sıktığından bir haber. Direnmeşti Aziz ama başa çıkamamış son anda haber almıştı toplantıya bir acele yetişmişti ama oda farkındaydı töreler belli hüküm kanun neticesindeydi.
Namazı bitince elini rabbine açıp feryadını dile getirdi.
"Yarabbi dört eşe kadar hak kıldın bilirim ama ciğerim yanar sen verdin sen al canımı başka yarı sevdiğim adamın yanında görmeyi nasip etme bana Züleyha'yı duydun benide duy "
Duasını bitirip amin dedikten sonra secadesin de kalkacak güç bulamadı .
Nasıl bir kederdi ki insanda kalkacak derman bırakıyordu.
Belki dakikalar veya saatler geçti bilinmezdi lakin.
Kapı açıldı gelen belliydi sevdiği adamdı yuvası gönül huzuruydu attığı adımda kokusundan tanırdı.
Elleri yüreğinde zor bela sormuştu ona biçilen hükmü kadın çünkü hüküm ilk kadınlara biçilir dünyanın en güçlü omuzları onlardadır.
"Hangisi söyle yüreğim hangisi benim celladım dostum mu ,kardeşim dediğim mi benim yarimin yanına yakıştırılan "
Adam sustu kadın yaşlı gözlerle baktı sevdiğine .
"Yüreğim yanar su dökenim yok sevdam yalvarırım söyle belki biraz olsun ayağa kalkacak derman bulurum"
Adam kadının halini gördüğü gibi hızlıca yanına vardı .
Sevdiği kadının gözlerinde gördüğü keder onun ömründen on yıl alıp götürdü içinden onlara bu günü yaşatanlara binlerce nağletler okudu
yazgılarında hep çetin savaşlar yazılmıştı lakin bu en zoruydu."Ağlama kırlangıç bu Aziz ölsün mü? istersin çıkıp o odada ki herkesin katilimi olsun de hele ben sana bakmaya kıyamazken sen nasıl kıyarsın"
Bir kadına nasıl sevdiğini paylaş denirdi senin yerini eller alacak diye
Çıplak ayakla kabir ateşinden geçmek Sahra çölünde kalıp bir yudum suya muhtaç olmak eş değerdi.Ayşe ellerini Aziz'in gömleğine getirip kumaşı ellerinin arasına alıp sıktı tıpkı bu gömlek gibi yüreğini alıp avuçları arasında sıkıyordu.
"Ölüyor kırlangıçın Aziz toprak atanım yok yalvarırım bir avuç toprak at dayanamıyorum"
Ölümü lafını sevdiği kadının dudaklarından duyunca çılgına döndü nasıl böyle birşeyi dilendire bilirdi sinirden kadının omuzlarını tutuğu gibi sarstı .
"Ne diyorsun sen ha nasıl ölümü yanına yaklaştırırsın ben onca şeye bunun için mi katlandım sanırsın ama yanılıyorsun kırlangıç beni hiç tanımıyorsun demek"
Kadın söylediklerine çoktan pişman olsada bazı kelimeler keskin bir kılınç gibi yüreği yaralar kanatırdı.
Aziz odadan çıkıp tam gidecekken omuzların üstünden yerdeki kadına baktı.
"Bizim seçimlerimiz kader değildir kadın senin gözünden adan her bir benim ölüm fermanımdır ama sondu bu.."
Kadın ne yaptığının farkına varmıştı zor bela ayaklarında derman bulmuş ve koşarak sevdiği adama gitmişti odadan çıkmadan kollarını tuta bilmişti neyse ki"
"Özür dilerim yüreğim, özür dilerim affet"
Kederli bir tebessüm belirdi Aziz'in yorgun uykusuz yüzünde.
"Bazı hataların özrü olmaz kırılan her kalbede yara bandı bulunmaz Ayşe "
Kadın sarsıldı istemsizce kanı gibi elleride çekildi adamın kollarından
Ayşe ilkez duymuştu adamdan adını
bu sevdanın bitişi demek miydi ?"Yüreğimm"
Adam başını iki yana sallayıp odadan çıkmıştı .
Kaderin yazgısında Ayşe'ye Kuma biçilmiş miydi bilinmezdi.
Ama bir adam vardı Mardin de sevdası dilden dile dolaşan uğruna herşeyden vazgeçtiği sevdası için söylenen destansı bir Sevda
Not: Arkadaşlar hesabıma giriş yapıp kitaplarımı silmişler tekrar yazmakla uğraşıyorum bir değil bütün kitaplarım lütfen bu konuda desteğe ihtiyacım var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Şefkati
General FictionAziz Ağa: "Varsın hiç çocuğumuz olmasın kırlangıç bizde anne baba hasretiyle kavrulan çocuklara yuva oluruz " Ayşe: Anneler hep can yakar Aziz ya bende annem gibi onların canını yakarsam korkuyorum çok korkuyorum yüreğim onun gibi bir anne olmaktan...