"Avcunda Yusuf'tan miras sabır ,
Yâkûp'tan ecir bekleyiş
Sana yürüyorum kapın açık mı?"Not:Gerçek hayatla elimden geldiğince bire bir yazmaya çalışıyorum k.b evet Ayşe çocukça hareket edebilir ama küçüken yaşadıkları ve başına aldığı darbe sonucu davranış geriliği var eğerki olurda yorumlarda sizi kırmış isem kb ben onları yazdığım için onları farklı göstermek yanlış diye düşünüyorum meşur olmak değil niyetim gerçek aşkın hikayelerini okuyun isterim yalanlarla değil gerçeklerle karşılaşıp okuyun"
İstgram: penumbra36/evin.elif
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
2 SENE SONRA ...
Kos koca iki sene geçmişti dile kolay bu geçen zaman içinde Ayşe yavaş yavaş aslında evliliğinin gerçeklik kavramını anlamış bunda keçe hanımın sürekli hatırlatmaları ve Fatma ablasının sürekli ne yapıp etmesini söylemesi onun herşeyi kavramasına vesile olmuştu bir nevi ama içindeki boşlukta hep büyümemiş çocuk saklıydı.
Onu evliliğin kavraması Aziz'in hareketlerini kontrol etmesi demekti.
Bu evlilikteki gerçeklik kavramı onun sırtına yük demekti bir gün hiç istemesede karısından vazgeçmek zorunda kalacağını biliyordu şayet yıllar önce edilmiş bir yemin tutulması gereken sözler vardı.
Herkese karşı koruyordu küçük karısını ama zihnin bulanmasına izin vermiyordu yaşı gereği ona duyacağı hayranlığı aşk sanıp duygularını harap etmesini istemiyordu bir gün söylenecek bir keşke Aziz'in ömür boyu cehenemlerde yanması demekti.
Kabul etmesi zor olsada çok alışmıştı yüreğine yuva yapmış kırlangıçına herşeyin bir sonu olduğu gibi onunda yüreğindede göç mevsimi gelmişti bu kuşun kafesten uçması demekti Aziz'in ,Ayşe'ye vedası demekti.
Uçsuz bucaksız Mezopotamya kahveye karışmış toprak örtüsünü seyre dalmıştı .
Küçük karısını senelerdir olduğu gibi her an düşüp bir yerini incittiğin de veya canını yakan bir olay olduğunda Aziz'e koşardı .
Bu günde öyleydi karısı avluya girer girmez gözleri ilk onu arardı sanki Aziz'i gördüğünde acısı hafifliyor gibi oluyordu sızısı dinliyordu aslında bedeninde değil yüreğindeydi o sızı çok derindeydi kimsesizliğin bıraktığı sızı bir tek Aziz'i vardı yarasına merhem bilmiyordu ki ayrılık vakti yakındı.
Aradığını bulmuş gibi kesişti hasret kokan bakışlar uzaktan bile gözlerindeki sisler görünüyordu.
Geçmiş bir film şeridi misali geçti gözlerinin önünden tüm anılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Şefkati
Narrativa generaleAziz Ağa: "Varsın hiç çocuğumuz olmasın kırlangıç bizde anne baba hasretiyle kavrulan çocuklara yuva oluruz " Ayşe: Anneler hep can yakar Aziz ya bende annem gibi onların canını yakarsam korkuyorum çok korkuyorum yüreğim onun gibi bir anne olmaktan...