7.BÖLÜM

178 37 17
                                    

Bahçe kapısının önünde attığım adımlar nedense bahçeye girdikten sonra durmuştu. Ev tüm ihtişamıyla karşımdaydı. Her zaman çok sevdiğim bu ev şimdi bana korkunç geliyordu.

 Son defa görüyormuşum gibi etrafa dikkatlice baktım. Işık açık olmamasına rağmen bahçede ki ışık sayesinde mutfağı çok net görebiliyordum. 

Orada ablamla az eğlenmemiştik. Beraber yemekler yapardık. Başımı kaldırıp yukarıya baktığım da odanın ışığının açık olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle ablam oradaydı. 

 Etrafıma baktığımda her tarafta rengarenk çiçekler vardı. Bahçıvanımız işini iyi yapıyordu. Bunda benim de katkım olabilir tabi.

Çiçeklerle uğraşmayı çok severim. Onlara şarkı söylemek o kadar iyi geliyordu ki bana kendimi bambaşka diyarlarda gibi hissediyordum. Buradaki çiçeklerin çoğunu ben ekmiştim. 

 Ama bu evin en sevdiğim yanı arka bahçesiydi. Evin yan tarafından dolaştığında karşına huzur veren bir manzara çıkıyordu.

Huzur veren şey ormanın ta kendisiydi. Her ne kadar duvar örülmüş olsa da o yeşillikleri görmeye engel değildi. 

Odamı o kadar iyi bir yerde seçmiştim ki hem ormanın derinliklerine dalabiliyordum hem de ön bahçeyi görebiliyordum.

Bazı geceler salıncağa kurulur gökyüzünde ki yıldızları seyrederek uyuya kalırdım. 

En keyifli zamanımız da ailecek çardakta oturup sohbet etmekti. Elimiz de sıcacık çaylar, mis gibi orman havası, etrafta rengarenk çiçekler... 

Ama artık hiç birini göremeyebilirim.

Her zaman ki gibi korumalar oldukları yerde duruyorlardı. Sanki ben orada yokmuşum gibi davranıyorlardı. İşime gelmişti her şey normalmiş gibi davranmaları. 

Kapıdan beş on adım uzaktaydım. Bir adım atsam devamı gelecekti aslında ama o bir adımı atmaya ne mecalim vardı ne de cesaretim.

Evin kapısı açıldığın da hemen gözlerimi yumdum. Buradan sonrası ya nikah masasıydı ya da toprak kokusu... 

Bu devirde hâlâ böyle şeylerin olduğuna inanmayanlar var. Ben de inanmazdım. Yani erkeklerin kızlardan üstun tutulduğunu biliyordum ama şu töre saçmalığına bizzat şahit oldum. 

Gerçi kadınların boşanmak istedikleri için kocaları tarafından öldürüldüğü, kızların tecavüze uğradıktan sonra sessiz kalınıp bir de üstüne o kızı suçladıkları bir ülkede yaşıyoruz. 

 Ben düşüncelere dalmışken biri kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Bu kişinin Gökhan olduğunu gördüğüm de biraz rahatladım ama ne fark eder ki. Yine beni onlara teslim edecek. 

Ne ara arabaya bindik anlayamadım. Arabayı sürmeye başladı ve cebinden telefonu çıkartıp birini aradı. 

 "Semih adamları tembihle hiç kimseye Arsen'in geldiğinden söz etmesinler."

"......"

 Hafif tebessüm edip

"Tamam sen git söyle içi rahat etsin dimi." 

Dedi ve telefonu kapattı. Semih abi. Ablamın nişanlısı ve aşklarına hep imrendiğim kişi. Birbirlerine öyle bir bakıyorlar ki gerçekten bazen aşkın olduğuna inandırıyorlar beni. Uzun süredir evimizdeydi ve korumalara o emir veriyordu.

"Neler oluyor ya?" 

"Kısa süreliğine seni bulamayacakları bir yere götüreceğim. Ben babamla konuşacağım ve bir çıkış yolu bulacağız."

Kıyıdaki Özgürlük (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin