Gecenin bir vakti,Gwyndolyn midesinden gelen bir ağrı sebebiyle uyandı.Dışarı çıkmamak için yanına tahtadan yapılma kovayı almıştı.Mum yakmadığından dolayı zifiri karanlık olan odada kovayı aradı
En azından kovanın nerede olduğunu hatırlıyordu.Bu bile onun için bir artıydı.Yatağının yanı başında duran kovayı aldı ve ağızının tam altına yerleştirdi
Yerleştirir yerleştirmez ise yeniden deli gibi kusmaya başladı.Bu sefer o kadar fazla gelmişti ki Gwyndolyn neredeyse boğulacaktı
İşlem bittikten sonra ise kovayı yeniden yere doğru koydu ve yatağının altına gizledi.Malum odayı Gregory ile paylaşıyordu ve sabah uyandıklarında muhtemelen Gregory,kovanın içinde ne var ne yok bakacaktı.Simsiyah bir sıvı görürse korkacaktı ki Gwyndolyn bunu istemiyordu
Gwyndolyn,tüm bedeni zangır zangır titrerken,yatağında birazcık uzanarak Gregory'nin uyuduğu yere doğru baktı.Gregory arkası dönük bir biçimde uyuyordu.Sesten uyandı mı bilmiyordu ama eğer uyansaydı muhtemelen ne olduğunu soracaktı
Her halde uyanmadı...
Gwyndolyn hâla tir tir titrerken yatağında bu sefer uzandı ve elleri ile battaniyesine daha çok sarılarak uyumaya başladı
Ertesi Sabah olmaya yaklaştıklarında ise hem Horoz hemde annelerinin bağırması ile uyandılar.Gregory hemen yataktan fırladı ve elini yüzünü yıkamak için dışarıya doğru koştu.Gwyndolyn ise hâla bedeni titrerken olduğu yerde uyuyordu
Annwyn,bu esnada yemek hazırlıyordu.Yemek aynıydı.Kaynamış süt ve artık lapa olmuş pirinç vardı.Yemekleri hazırlayıp yemek masasına geldiğinde ise sadece Gregory'nin masada olduğunu ve oyuncak hayvanlar ile oynadığını gördü
"Gregory? Ablan nerede?"
"Hâla yatağında uyuyor"dedi Gregory,oyuncaklarından dolayı gelen bir neşeyle
Annwyn olduğu yerde durdu ve içeriye doğru bakmaya başladı.Yüzünde hem endişeli hemde garip derece de sakin bir ifade vardı
"Gregory,sen yemeğini yemeye başla bende ablanı kontrol edeyim"dedi Annwyn hafiften neşeli bir sesle ve elindeki kapları masaya bıraktı ve içeriye doğru gitti
Çocukların odasına vardığında ise Gwyndolyn olduğu yerde uyumaya devam ediyordu hemde garip bir biçimde titriyor ve hafiften hırıldıyordu da.Annwyn,Gwyndolyn'in yatağının altında duran ve gizlenmeye çalışılmış olan kovayı fark etti
Kovayı yerden alıp Gwyndolyn'in istifra ettiklerine baktığında yeniden o simsiyah sıvı olduğunu fark etti
Annwyn,yatağında tir tir titreyen Gwyndolyn'e doğru baktı.Elini,ateşi var mı diye Gwyndolyn alnına yerleştirdi ancak ateş belirtisi yoktu
Ateşi olsa Annwyn üşüttüğünü zanneder ve sonrasında ise ona Ateş düşürücü bir ilaç yapardı ancak Gwyndolyn'in titrediği yeniden fark ettikten sonra ise belki titremesi durur diye ilaç hazırlamaya karar verdi
Eli hâla Gwyndolyn'in alnındayken,Gwyndolyn sessizce ona doğru bakmaya başladı ve yorgun bir sesle
"Anne? Ben ölecek miyim?"deyiverdi
Annwyn'in her zaman ki soğuk ama diğer bir yandan sıcak hissettiren ifadesi,Gwyndolyn'in yanağını nazikçe okşamaya başladı
"Hayır...Buna izin vermeyeceğim...Sana yeniden bir çay yapacağım.Yanlış tahminde bulunmuşum.Sen yatmaya devam et,Gwen"dedi Annwyn
"Hayır ama çalışmaya gitmem gerek"
"Gwen...Olduğun yerde kırılacaksın resmen...Bugün yataktasın.Kardeşini de tek başına oraya gönderemem...Bugün ikinize de izin veriyorum.Hem zaten dün getirilen parayla yeniden ekmek alabilirim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Cadı
FantasíaBabası,O daha 10 yaşındayken öldükten sonra,12 yaşındaki Gwyndolyn'in hayatında sadece Küçük Erkek kardeşi Gregory ve Annesi kalmıştır. Gwyndolyn,zaten günden güne fakirleşen ailesine,yağ yaparak ve meyve-sebze satarak ailesine katkıda bulunur ancak...