İnsanlar, neden demeden önce karşılarındaki kişiyi infaz ederek, kendilerine mükemmel bi' karma oluşturduklarının farkında değiller.
Tabii ki mükemmel demekle ironi yaptım! Hani "ne ekersen onu biçersin" demiş ya atalarımız, işte bu karma da öyle bir şey. İslami yönden benim gibi inananlar için karma, yaşattığını yaşaman ve Allah'ın hiçbir şeyi yanımıza bırakmayacağı kavramıdır.
Bu cümleleri alakasız bir vakitte, alakasız bir yerde, içine düştüğüm boşlukla, insanların beni tanımadan yargılamasından dolayı yazıyorum.
Evet dışarıdan bakıldığı zaman "iğrenç" denebilecek bi' hayatı sizlere anlatıyorum. Ama ben bu hayatla olgunlaştım, bu hayatla savaşmayı öğrendim, bu hayatla zorlukların üstesinden geldim ve bu hayatla başarıya ulaştım.
On dördüncü yaş günümde babam ve annemin ayrıldığını, babamın da evi terk edip gittiğini öğrendim. Bu terk ediş, dönüşü olmayan ve ardından kendisine asla ulaşamayacağımız bi' terk edişti.
Evde alışılmamış bir sessizlik, bu sessizliğin beni içine sürüklediği büyük bi' endişe vardı. Hiçbir şey yapamayacağımı bilir hâlde, ne yapacağımı düşünmeye başladım. Bu çaresizliğin üzerimde oluşturduğu psikolojik bi' düşünceydi.
Çaresiz, ama zorunda bırakan bir psikoloji...
Bir babanın karısını bırakması çok normalken, evlatlarını bırakıp gitmesi çok anormaldi. Evet! Evladı değil, evlatları... çünkü benden 6 yaş küçük erkek kardeşim var. Kardeşim şanslıydı. Çünkü bunlar yaşanırken o daha küçücüktü.
Farkında olmadan bağımlısı olduğum mastürbasyona, küçük yaşta babamın terk edip gitmesi de eklenmişti. Daha on dört yaşımda bağımlı ve yarı yolda bırakılmış bir çocuktum.
Lise dönemim gelmişti ve İzmir Göztepe Anadolu Meslek Lisesi'ne kaydım yapılmıştı. Okulun ilk gününde orta sırada, en arkaya oturmuştum. Yanımda ilk ders boyunca uyuyan Efe isimli bir çocuk vardı.
Efe birinci sınıfı ikinci defa okuyordu. Yani çift dikişti. Babamın gitmesiyle ve mastürbasyonun üzerimdeki etkisiyle insanlara karşı yabancı hissetmeye başladığımı lisenin ilk teneffüsünde anladım.
Teneffüste herkes birbiriyle tanışıp kaynaşırken, ben tek başıma sırada oturup, hiç kimseyle konuşmuyordum.
Melis isimli bi' kız yanıma geldi ve "hepimiz tanıştık, bir tek sen tanışmadın, selam!" dedi.
Üzerimde psikolojik bir baskı varmış gibi hissetmenin bana verdiği ağırlıkla beraber, kalın bir ses tonuyla "selam" dedim.
Melis o an kalın, ürkek ve içine kapanık ses tonumla alay etmişti. Bu beni sınıftakilerden daha çok uzaklaştırmıştı.
Beni birazcık anladığını düşündüğüm iki çocuk yanıma gelip benimle konuşmaya başladı. İsimleri Murat ve Fırat olan bu iki çocukla iyi arkadaş olacağımı o an anlamıştım.
Başladığım lise daha önceden kız meslek lisesiydi. Sonradan erkeklerin de kabul edilmesiyle beraber, erkekler yeni yeni katıldığı için, tavuk kümesine girmiş horoz gibiydim.
Sınıfta kırk beş kız, dört erkek vardı. Bazen kızlar biz dört erkeği unutup, birbirlerinin etekleri ve göğüsleriyle şaka yapıyordu.
Yaşadıklarımdan ve mastürbasyon bağımlılığımın bendeki etkisinden dolayı, sınıftaki tüm kızlar benim için seks objesinden başka bir şey değildi. İlk kimle seks yapacağımın hayalini kurarken, ani bir şekilde erekte oldum. Sıradan kalkıp sınıftan hızlıca çıktım. Erekte olduğumu fark eden ilk sıradaki dört kız bana güldü. Kapıdan çıkarken gülenlerden biriyle gözgöze gelmiştik.
Tuvalete girip, gözlerimi kapattım ve pantolonumu indirip mastürbasyon yapmaya başladım. Kendimi tamamen orgazm olmaya şartladığım için boşalmam çok kısa sürdü.
Her mastürbasyondan sonra bana gelen o tarifsiz özgüven yine üzerimdeydi. Küçük dünyaları ben yaratmışçasına bi' hava içerisinde sınıfımın kapısını açtım. Herkes tuhaf gözlerle bana bakarken, ben kendimden emin ve özgüvenim yüksek bir şekilde sınıfa girdim.
Sınıfa girince birkaç saniye kapının önünde durdum, omzumu silkeledim ve kravatımı düzelttim. Çıkarken gözgöze geldiğim kıza tekrar baktım ve sol gözümü kırpıp gülümseyerek yerime geçtim.
Kıza göz kırpmak özgüvenimi iki kat daha artırmıştı. En arka sırada kravatımı gevşetip, gömleğimden iki düğme açtım ve dersin bitmesini bekledim.
Ders bittiğinde hızlıca en ön sıraya geçtim ve gözgöze geldiğim kızın kalkacağı sıranın yanında durarak kalkmasına engel oldum. Başını kaldırıp bana baktığında gözgöze geldik.
İzlediğim Hollywood filmlerindeki havalı erkeklerin yaptığı, başı bir santim yukarı kaldırarak selamlamanın aynısını ben de bu kıza yaptım.
+ Adın ne senin?
- Damla.
+ Heyecanlı şeyleri sever misin Damla?
- Ne olduğuna bağlı.
- Benim o heyecanlı şey.
+ Bilmem!
- Bilmiyorum demek, kızlarda kabul etmektir. Dersten sonra benimlesin.Gülümseyip başını sallayarak kabul etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/355789702-288-k829153.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ GÜNLÜĞÜM +18
No FicciónBu kitaptaki her şey gerçektir! Cinselliğin, cinsel bağımlılığın ve çocukluk travmasının bir arada olduğu bu kitapta, küçük yaşlarda ailemin yaşattıklarından dolayı yaşadığım travmalar, psikolojik baskınlık ve içe kapanıklık, cinsel bağımlılık, porn...