Bütün dersler bitmişti. Son dersin zilinin çalmasıyla birlikte hızlıca en ön sıraya ilerledim ve yüzüne bile bakmadan Damla'nın elinden tutup sınıftan çıkardım.
Sınıftaki tüm gözlerin Damla ve benim üzerimde olduğunu hissediyordum.
Sanki yapmam gereken bir görevmiş gibi hiç konuşmadan okulumuzun yanındaki Susuz Dede Parkı'na götürdüm. Damla'da garip bir heyecan vardı. Ondaki heyecanı hissetmeme rağmen, donuk ruh hâlimle bir an önce amacıma ulaşmak istiyordum.
Vücudum, ruhum, kalbim, enerjim... hiçbirinde his namına zerre kadar bile olsa, herhangi bir kıpırtı yoktu.
Damla'yla saatlerce, o ıssız ve sessiz parkın kolay kolay hiçbir insanın giremediği kısmında sevişmek istiyordum.
Pantolonumu çıkarmamla Damla'nın bana oral yapması bir oldu. Her ne kadar rahat olsa da, benim ruh halim ve bedenimde gereksiz bir gerginlik vardı.
İçine girdikten kısa bir süre sonra orgazm olmuştum. Bu çok garipti... gittikçe seksten aldığım haz ve sekse olan dayanıklılık sürem azalıyordu.
İlerleyen süreçlerde, erken boşalmaya başlamıştım. Daha önden böyle olsaydım, buna hiç şaşırmazdım.
Kısa sürede orgazm olduktan sonra, ikinci kez birlikte olmak istemişti. Fakat penisim hiçbir şekilde sertleşmiyordu. Bu bir erkeğin yaşayabileceği en kötü şeylerden biridir.
Zar zor da olsa penisim tekrar erekte oldu. Tam iki buçuk saat boyunca Damla'nın içinden çıkmamış olmama rağmen, bu sefer de boşalamıyordum...
İçinde olduğum hayal kırıklığı ve ruhsal boşluk beni çok kötü bir hâle getirmişti. Bu öyle bir hâldir ki; aynanın karşısına geçip, sanki karşımdaki bir kadınmış da onunla konuşuyormuş gibi, aynanın karşısına geçmemi ve kendime şunları söylememi sağladı.
Parlayan bir güneş gibisin. Özüne kapanık, dışına açıksın. Yeniliğe öyle yatkınsın ve öyle alışmışsın ki, eskide kalmaktan ve eskiye göre yaşamaktan çok korkuyorsun. Hedefin olması gereken idealler, yaşadıklarının sende bıraktığı izle geri planda kalmış. Karanlık bir ormana giren çocuğun büründüğü ruh halini sürekli yaşıyorsun. Biraz ürkek, biraz kırılgan, biraz endişeli ve fazlasıyla korku dolu...
İnsanların senin içindeki derinlikleri keşfetmesinden korkuyorsun. Kanındaki akış bir ceylanınki gibi. Sanat dolu, ama kırılgan. Gözlerinin ışığı pluton ile eş değer. Dudaklarındaki meftunluk, görmesini bilen için büyük bir hazine.
0'ın 1'e geçişi kadar hızlı başladığın maceranın, 1'den 100'e geçişi kadar yorgun bir ruh hali içerisindesin.
Ard arda yaşadıkların yeni yaşayacakların için seni öylesine endişelendiriyor ki, tek bir kapının ardındaki boşluğun esiri olmaktan korkuyorsun. Bundan dolayı kapalı oynadığın kartlarını, kapıların ardına girince açıyorsun.
Karanlık yanın kontrol altında. Ama kanındaki keskinlik sömürülür bir hâlde. Bu yüzden dibe doğru sürükleniyorsun.
Yağmur kadar saf bir düşünceye, gökyüzü kadar huzur veren bir kalbe sahipsin. Sorgulanması gereken bir hayatta, dramatizm filminin en üst düzey karakterisin.
Arınmayı bekleyen ruhun, çığlıklar atar hâlde. Sen mutluluğu bekledikçe mutluluk senden kaçıyor, sen huzuru bekledikçe huzur sana uzak yerleri kendisine mesken ediyor.
Aşk, kovalayanlar için sonucunda ulaştığı bir mutlulukken, senin için kendiliğinden gelebilecek bir mucize.
Sana aşık olabilecek insan türü, çok özel güçlere sahip, çok özel bir enerjiye sahip, sevmenin ve sevilmenin kıymetini bilen bir insan türü. Ve evet karşındaki kişi böyle de birisi, ama amalar var.
Gibi cümleleri söyleyip, hem motivasyon vermek istemiştim. Hem de öz eleştirimi yapıp kendimle yüzleşmek istemiştim.
Ruh halim içe kapanık ve çözülemez bir hâl almıştı. Her günüm, göğüs kafesimden ruhumun zorla çıkarılıyormuşcasına canımı yakıyordu.
Artık saldığım libido enerjisi o kadar yüksekti ki, çevremdeki her kadın kendisiyle sevişmek istediğimi hissediyordu.
İlk derse geç kalmıştım ve geç kağıdı almaya gidiyordum. Rehberlik hocası beni gördü ve odasına çağırdı. Bu kadın çok seksiydi...
Seksiliğinin yanı sıra odasına girdiğim an göğüs dekoltesini fark ettim. Benim göğüslerine baktığımı anlayınce gülümsedi ve odasının kapısını kilitledi.
Yavaş yavaş bana yaklaştı...
Devamı diğer bölümde :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZLİ GÜNLÜĞÜM +18
No FicciónBu kitaptaki her şey gerçektir! Cinselliğin, cinsel bağımlılığın ve çocukluk travmasının bir arada olduğu bu kitapta, küçük yaşlarda ailemin yaşattıklarından dolayı yaşadığım travmalar, psikolojik baskınlık ve içe kapanıklık, cinsel bağımlılık, porn...