Hikayeye geçmeden önce oy verirseniz çok mutlu olurum..
Arabadan inip hep beraber mekana girdik. İlk izlemimi söylemem gerekirse hiç benlik bir yer gibi durmuyordu. Girer girmez bizi Semih'in mekanın sahibi olan arkadaşı karşıladı.
"O hoş geldiniz kartallarım." Tamam en Beşiktaşlı sensin. Hatta sen direkt Beşiktaşsın abi.
Onlar sarılma faslına geçtiğinde İpek'le ben bu anın bitmesini bekliyorduk.
"Hanımlar kimler?" diye seslendi Semih'in arkadaşının yanındaki adam. "Gerçi seni televizyonda görmüştüm ama.." derken İpek'e bakıyordu.
Gerek konuşma tarzından gerek de dış görünüşünden 40'larının ortalarında olduğunu anlamıştım.
İpek'ten gözlerini çekip bana baktı kısık gözlerle. O an kafasında birtakım detayları birleştirdiğine yemin edebilirdim.
Sonra Ege Han'a bakıp kafasıyla beni gösterdi.
"Sonunda kaptın mı kızı?" diye sordu. Ege Han ölüyormuşçasına bir öksürük krizine girdi. "Yok abi öyle bir şey." hala öksürmeye devam ediyordu.
"Hee yanlış alarm o zaman" dedi adam. "Sen Ege'nin bana anlattığı-"
"İkisi de Semih'in arkadaşı Salih abi" diyerek adamın sözünü böldü Ege Han. İyi de oldu. bu adamın dilinin kemiği yoktu.
"Aynı zamanda Dicle benim menajerim İpek'i zaten biliyorsun." derken eliyle İpek ve beni gösteriyordu Semih.
"Memnun oldum" deyip elini bize uzattı Semih'in arkadaşı. "Ben de Cem." Böylelikle ikisinin de adını öğrenmiş oldum.
Cem'in bizi yönlendirmesiyle dış kapıdan iç kapıya doğru ilerledik. Mekandan gelen ses biz ilerledikçe şiddetlenmişti. Felaket yüksek desibelde şarkılar çalıyordu.
İpek arkamdan "Cihangir gelmeyecek mi acaba?" diye sordu. Normal seste konuşsa bile bizi kimse duymuyordu. İpek'e bakmak için arkamı döndüğümde kapıdan giren Cihangir'i gördüm. Yanında da takımdan diğer çocuklar vardı.
"Arkana bakarsan anlarsın" dedim sırıtarak. "Ama çok çaktırma! dememe kalmadan İpek bir hışımla kafasını çevirdi.
Aynen İpek aynen. Artık Cihangir yok yaa diye de ben dedim. İşte gönüldü bu. Ota da konuyordu futbolcuya da.
"Dicle nasılım." Bunu derken iki eliyle saçlarını düzeltiyordu. "Kaybettiğin kıza dön bir bak istedim der gibi gözüküyor muyum?"
O ne oluyordu tam olarak.
"Çok güzelsin ipekböceğim. "dedim. Bir turda onlar selamlaştı topluca. En son Cihangir'in bakışları İpek'e kitlendi. Muhtemelen tam yanımıza geleceği sırada Sena'yla Betül Cihangir'e seslendi. İpek'te olan bakışları bu hamleyle kızlara döndü.
İpek başını bana çevirip koluma girdi. "Hadi içeri girelim Dicle." bir adım atıp ilerledi. " Burada durmak istemiyorum." başımı sallayarak cevap verdim ona. Ne diyebilirdim ki?
Bar masasının önüne geldiğimizde çok fazla insan olduğunu fark ettim. Herkes kendi halinde takılıp dans ediyordu.
İpek içki alacağını söyleyip gitti. Ardından ona baktığımda onunla aynı yöne giden bir kişi daha vardı. Cihangir..
Bar tezgahının yanındaki koltuğa oturup bir içki aldığımda Yusuf yanıma geldi. Tesislere gittiğimde onu göreceğimi söylemiştim ama tamamen aklımdan çıkmıştı. İçimi okumuş gibi "Tesislere gelmişsin geçen gün." dedi. "Yanıma uğrarsın sanmıştım." Aşırı ayıp olmuştu. Kaç seferdir ister istemez ekiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALTIN GOL
General FictionVarlığıyla Ege Han'ın 9 yaşındaki masum kalbini ölesiye hızlandıran bu kız yokluğuyla da o kalbi durduracaktı. Ege Han, ilk tutkusu olan Dicle Deniz'i kaybedecek, son tutkusu olan futbola tutunacaktı. Çok çabalayacaktı ve o Beşiktaş formasını hak ed...