ATEŞİN GÖLGESİ

800 26 34
                                    

Selamlar herkese. Yeni kitabıma hepiniz hoş geldiniz.

Buraya başladığınız tarihi ve saati yazmanızı rica edeceğim.

Dilerim ki bol okunmalı olur ve hayallerime beni bir adım daha yaklaştırır.

Daha fazla uzatmadan herkese güzel okumalar dilerim.
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

UYARI! : Bu kitap küfür, kan, şiddet, vahşet, kendine zarar verme, intihar eğilimleri, toksik bir ilişki, psikolojik sorunlar ve cinsellik gibi olumsuz ögeler içerir. Rahatsız olanların, tetikleneceğini düşünenlerin ve yaşı küçük olanların okumaması rica olunur.

*Yetişkin okurlar içindir.*

🔥

29 Haziran 2015

İlk günah, ilk cinayet Kabil'in kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştı. Asırlardır aynı cinayetin farklı katilleri, farklı maktulleri olmuştu. Hâlen aynı düzen devam ediyordu. Zira iyilik ile kötülüğün arasındaki savaş tarih boyu bitmemişti, bitmeyecekti. Şeytan kıyamete kadar durmayacak insanların aklını kötülükle çelecekti.

Kötülüğün içindeki ateşten kor alevler insanın üstüne üstüne geldiğinde cehennemde yanacağını veya birilerine cehennemi yaşatacağını bilirdi. Her şeyi küle çevirmek ateşlerde yanan bir bedenin yapmak istediği en yegâne şeydi. Kendi yanarken üstelik kendisini başkaları yakmışken cehennemden pay biçen ruh başkalarını da yakmaya yeminliydi. Yakacağı şey ise hiç şüphesiz kötülüğe muktedir olan insanlardı.

Bir aydır hapishane denilen bir bok çukurunda nefes alıp veriyordum ama yaşıyor sayılmazdım. Nefes almak yaşamaktan sayılmıyordu çünkü. Ben yaşama hevesini kaybetmiş on altı yaşında, hayalleri olan küçücük bir kızdım ama kader beni o kadar savurmuştu ki kendi öz babamı öldürmek zorunda kalmış, hayallerime veda etmiştim.

En büyük hayalim doktor olmaktı benim. Küçük kardeşimi kanserden kaybedince bunun tedavisinin nasıl olmadığına akıl sır erdiremeyen ve o gün kafasına kanserin tedavisini bulmayı amaçlayan, insanları ölümden kurtaran bir doktor olmak istemiştim. Altı yıl sonrasında ellerimin kan kokacağından, ölümü engellemek yerine ölümü getireceğimden habersiz istemiştim bunu.

Şimdi bırak doktor olmayı, yarım bırakmak zorunda olduğum liseyi bile bitiremeyecek burada çürüyecektim. Ama çürüyen tek ben olmayacaktım. Babam gibi yaşamayı hak etmeyenler de çürüyecekti. Mecazen değil gerçek manada çürüyeceklerdi. İlk önce bedenlerinden usul usul kanlar akacaktı ve sonra cesetleri çürüyüp gidecekti, kiminin bir cesedi bulunmayacaktı bile. Ant içmiştim, yapacaktım. Ben dünyayı kötülerden temizleyecektim.

Düşüncelerim eşliğinde günde bir kez müsaade edilen hava aldığımız yere herkes gibi çıktım. Dört duvar arasında nefessiz kalmaktan buradaki herkes gibi bunalmıştım. Bu yüzden dışarı çıktığımda yaptığım ilk şey derin bir nefes alıp ciğerlerimi oksijenle doldurmak oldu. Gözlerimi kamaştıran gün ışığı yüzünden gözlerim kısılmış olsa da birazdan alışırdım. Zaten insanoğlu her şeye zamanla alışırdı.

Gözlerim bulunduğum ortamı yadırgamayı bıraktığında ilk baktığım şey gökyüzünün sonsuzluğu oldu. Bulutların küme küme oluşuna, parıldayan güneşe bakıp özgürlüğe kavuştuğumu ve beklediğim günlerin geldiğini hayal ettim. Bu bir nebze olsa da iyi hissettirmişti.

Gözlerimi gökyüzünden çevirip etrafa bir bakış attığımda kumral, yakışıklı sayılabilecek birinin bana gülümseyerek baktığını gördüm. Yaşadığım Tenebris ülkesinde erkek ve kadın koğuşları ayrılmış olsa da avluya beraber çıkılıyordu. Bu durumdan yararlanıp sevgili yapanlar bile vardı ve anladığım kadarıyla bu salak da bunun peşindeydi.

ATEŞİN GÖLGESİ (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin