Üstünde çiçek motifleri olan yorganımı birisi çekiştiriyordu. En sonunda yorganı kafamdan çekmeyi başarmıştı da. Bu yüzü daha önce hiç görmemiştim. Kahverengi gözleri ve omuzlarına kadar uzanan saçları...
''Kalksana şapşik!İlk günden geç mi kalmak istiyorsun?''
Aynaya bakmasam bile gözlerimdeki şaşkınlık ifadesini az buçuk tahmin edebiliyordum.
''Pardon ama,siz kimsiniz ve odamda ne işiniz var''dedim yatağımdan doğrulurken.
''Özür dilerim sana kendimi tanıtmayı unuttum.Ben oda arkadaşın Nihal.''tam olarak ayılamadığım için bunu anlamam birkaç dakikamı aldı.
Ben de Defne diyecektim ki ''Evet sen de Defne.''bunu gülerek söylemişti Nihal.
''Hadi biraz çabuk ol! Yarım saat sonra kahvaltı var ve karnımda borazanlar ötmeye başladı bile.''kıkırdamaktan cümlesini zar zor bitirmişti.
Elimi saçıma daldırdığımda gerçekten terlediğimi fark ettim. Hemen yatağımı topladım ve bavuluma yöneldim ama bavulum orda yoktu.
''Nihal bavulumu gördün mü?'' yarı uykulu yarı uyanık bir sesle söylemiştim.
''Evet dün odaya yerleştiğimde burda yarısı dolaba yerleşmiş bir şekilde duruyordu.Ben de kalanları dolaba yerleştirdim.Bavulunu da kapının arkasına koydum.''
''Beni şimdiden mahcup ettin.''dedim samimi olduğunu umduğum bir gülücükle.
Vakit kaybetmeden dolaptan kıyafetlerimi, şampuanımı ve lifimi aldım ve banyoya doğru yöneldim. Olabildiğince dün olanları düşünmemeye çalıştım. Özellikle de o not işini. Bir kez daha ürpermiştim. Farklı şeyler düşünmeye çalıştım. Saat 2'de uyumaya başladığımı ve şuan saatin 7.30 olduğunu fark ettim. Bu kadar saat uyumak,4 saatlik uykuyla dolanan birisi için oldukça tuhaftı.
Sonunda işimi bitirmiştim. Banyo buharla dolmuştu,şampuanımın ağır kokusu da buna eşlik ediyordu.Nihal'in odada olmaması beni çok sevindirdi.Yanında rahatça giyinemezdim.
Yatağımın üstüne attığım kareli oduncu gömleğimi ve mavi kotu üstüme aceleyle geçirdim.Saçlarımın ıslak olmasından hiç haz etmediğim için fönle kuruttum.Kabaran saçlarımı da siyah lastik tokayla salaş bir topuz yaptım.Artık hazırdım.
''Nihall!Odaya gelebilirsin ben hazırım''dedim.
''Ooo Defne!Bu ne güzellik canım''
''Sen de benim gibi tam ayılamadın heralde Nihal.''dedikten sonra gülümsedim.
''Hıhıı tabi canım öyledir.Hiç çirkinim havalarına girme.''
''Tamam Nihal çok güzel oldum.Hadi yemekhaneye inelim geç kalacağız.''dedim bana baktı ve olur dermişçesine gülümsedim.
Normalde hiç kimseye bu kadar kısa sürede alışamazdım ama Nihal çok sıcakkanlıydı. Benim asla olamayacağım kadar...
Merdivenlerden inerken bana bir şeyler sormamak için kendini zor tuttuğunu anladım ve ''Sor Nihal!''dedim.Şaşırarak bana baktı.Bunu nasıl anladığımı merak ettiği bariz ortadaydı.
''Şeyy!Nerden geldin diye soracaktım da.''
''Ankara'dan geldim.Ya sen?'' diye sordum.
''Nevşehir.'' dedi.
Bu tanışma faslının yemekhaneye kadar süreceğini hatta ve hatta orda dahi devam edeceğini tahmin ettmiştim.Yanılmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN YELİ
Teen FictionKalbinde merhamet adına hiçbir şey bulunmayan, İçini intikam duygusu kaplayan , Küçük yaşta yetim kalan bir kızın... Sinem Önal'ın,aşkla intikam arasında kalan,yalanlar üstüne kurulu hikâyesi...