''Ne yapıyorsun sen orada?''
Nihal'in bu gece yurda gelmeyeceğini düşünmüştüm. Kafası biraz dumanlı gibi gözükse de ne yaptığımı anlayacak kadar ayıktı. İçeri girdiğini görürgörmez günlüğü tek elimle arkamda sakladım.
''Hiçbir şey yapmıyorum Nihal. Kumandayı arıyordum da. Etrafa bakınıyorum.''
Bana inanmadığını belli eden gözleri - en azından ben öyle düşünmüştüm - girişteki masayı işaret etti. Kumanda o masanın üzerindeydi.
''Aaa! Kumanda ordaymış. Bende dakikalarca arayıp durdum. Bugün yurda gelmezsin sanıyordum.''
''Sen gittikten sonra,Güneş geldi. Seni sordu, bende gittiğini söyledim.''
Güneş'in adını Nihal'in ağzından duyunca yutkunma ihtiyacı duydum. Sanki boğazıma bir şeyler düğümlenmişti. Günlüğü okumakla iyi mi ettim kötü mü ettim hiçbir fikrim yoktu.
''Başka bir şey söyledi mi?''
''O zaman seni yurda bırakayım geç oldu dedi. Bende olur dedim.'' sesi içindeki hüzünü hissettiriyordu. Aldırış etmemeye çalışsamda günlükte okuduklarımı aklımdan çıkaramıyordum. Hiçbir şey söylememeye karar verdim.
''Defne, ben duşa giriyorum. Sonra seninle konuşmam gereken bir konu var.''
''Tamam konuşuruz tatlım.'' dedikten sonra Nihal'in banyoyaya girmesini bekledim. Vakit kaybetmeden günlüğü aldığım yere koydum. Günlüğü görmemiş olması büyük şanstı.
Masadan gri kumandayı alıp kendimi yatağa attım. Belki biraz televizyon izlemek iyi gelirdi. Kanallarda gezinmeye TRT den başladım. İzlenecek pek bir şey yoktu ama zaplamak insana iyi hissettiriyordu.
Bugün özel numaradan arayan kişinin kim olduğunu öğrenmem lazımdı. Polise gitmeyi düşündüm. Tabi ki bu düşüncem uzun süreli olmadı. Telefon konuşmaları ve mesajlardan buraya gelme amacım rahatça anlaşılırdı. Bu konuyu bir başkasına anlatamazdım. Elbette bu tehditleri gerçekleştiren kişi ortaya çıkacaktı.
Düşüncelereden kurtulup bir magazin programına takıldım. Geçen günlerde amcamı gördüğüm program buydu. Beklediğim gibi oldu . Bartu'yla ilgili bir haber gördüm.
''Ünlü iş adamı Cahit Önal'ın oğlu Bartu Önal çapkınlığa doymuyor. Yanındaki güzel kim? Az sonra!!''
Bu programların az sonradan kasıtları neydi acaba?
Banyonun kapısı aralanmıştı. Nihal saçına sardığı pembe havlusu ve kırmızı pijamalarıyla içeri geldi. Hızlı adımlarla yatağına yöneldi. Havluyu kafasından çıkarmadan önce saçlarını havluyla ovaladı ve havluyu yatağın başına fırlattı.
''Ben uyuyacağım. Sana iyi geceler Defne.''
''Bir şey konuşacağım demiştin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN YELİ
JugendliteraturKalbinde merhamet adına hiçbir şey bulunmayan, İçini intikam duygusu kaplayan , Küçük yaşta yetim kalan bir kızın... Sinem Önal'ın,aşkla intikam arasında kalan,yalanlar üstüne kurulu hikâyesi...