Güneş'in teklifini kendimden beklemediğim bir şekilde kabul etmiştim. Olayların böyle şekilleneceği aklımın ucundan geçmezdi. Bartu'yu yerlebir etmek için geldiğim bu şehirde,bir yabancıyla çıkmayı kabul etmiştim. Bu çılgıncaydı. Dışarıdan normal gözükmesine rağmen benim için gerçekten çılgıncaydı.
Erkeklerle en uzun muhabbeti ''Ödev var mıydı Sinem? Sınavda hangi konular çıkacak Sinem? Teşekkürler Sinem.''olan bir kızın yabancısı olduğu bu şehirde cüretkar davranışları tuhaftı.
Sinem Önal yadırgasa bile Defne Yıldırım bu durumlara alışkındı.
''Defne iyi misin?''
Kafamdaki gürültüye karşılık sessizliği bozan kişi Güneş olmuştu.
''Evet dalmışım biraz kusura bakma.''
''Bak eğer burayı beğenmediysen başka bir yere gidebiliriz.'' dediğinde mavi gözleri gözlerimdeydi.
''Kalksak iyi olacak Güneş. Biraz yürüyelim.''
''Tabi sen nasıl istersen güzelim.''
Bana ''Güzelim'' mi demişti yoksa ben mi yanlış duymuştum. Bu öne doğru eğdiğim kafamı birden kaldırmama sebep olmuştu. Güneş'in ağzından duymak beni şaşırtmıştı doğrusu. Şaşkınlığımı belli etmemek için yüzüme yapay bir gülümseme iliştirdim. O da hesabı ödemek üzere kalktı.
Bulunduğumuz yer okula yakın lüks bir kafeydi. Yapay bir gölet üzerine kurulmuş bu kafe gerçekten çok hoştu. İsteyenler sandalla küçük bir gezinti yapıyordu. Arka masalardaki konuşmalardan duyduğum kadarıyla kafenin yan tarafı da bar olarak kullanılıyormuş.
Güneş'in gelmemi işaret etmesiyle sandalyemden doğruldum ve ona doğru yürümeye başladım. Yanında genç birisi daha vardı. Ondan bir iki yaş küçük olduğu belli oluyordu. Benim yaşlarımdaydı.
''Defne seni tanıştırmak istediğim birisi var. Ahmet,kendisi kuzenim olur.''
Yanındaki çocuğun adının Ahmet olduğunu öğrendikten sonra tanışma amaçlı tokalaştık.
''Ahmet benim kuzenim. Bu işletmenin sahibi. Kendisiyle tanışmak isteyeceğini düşündüm. Umarım hata etmemişimdir.''
''İyi etmişin çok sevindim.''
''Biz gidelim Ahmet sana kolay gelsin. Amcama selamımı söylersin.''
''Söylerim abi, bu arada tanıştığıma memnun oldum Defne.''
''Ben de memnun oldum hayırlı işler.'' dedikten sonra Güneş ve ailesine ait olduğunu umduğum bu lüks kafeden ayrıldık.
Siyah Audi'nin ön koltuğuna yerleştikten sonra Güneş de sürücü koltuğuna yerleşti ve motorun çalışma sesi duyuldu.
''Bu mekan sana mı aitti?''
''Evet neden sordun ki?'' gözleri yoldaydı.
''Çok güzel bir yermiş daha bunu gibi kaç tane var?'' gülümseyerek söylemiştim.
''Bayağı fazla diyebilirim.'' dediğinde gözlerini yoldan bana doğrultup gülümsedi. Gülmek ona çok yakışıyordu.
''Sizde mavi göz genetik herhalde. Ahmet sana çok benziyordu.''
''Çok benzeriz bende bir yaş küçük o da. Severim Ahmet'i iyi çocuktur. ''
''Ya ben hiç sormadım biz nereye gidiyoruz?'' bu sorunun cevabını gerçekten çok merak ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN YELİ
Teen FictionKalbinde merhamet adına hiçbir şey bulunmayan, İçini intikam duygusu kaplayan , Küçük yaşta yetim kalan bir kızın... Sinem Önal'ın,aşkla intikam arasında kalan,yalanlar üstüne kurulu hikâyesi...