"Samet, gel oğlum. Aybüke bize bir kahve yapıver." Annem Samet'i çekiştirerek içeri aldı. "Rahatsızlık vermeseydim Gül teyze." Artık Rahatsızlığı mı kalmıştı. Annem adamın kolunu çekiştirip koltuğa oturtmuştu bile.
"Yapayım hemen" mutfaga gecerek abimin bizden önce gelip düzelttiği dolapları karıştırdım. Alt çekmede bulduğum cezveyi ocağın üzerine koydum. Raflara dizili üç tane mavi kahve fincanını alarak ölçülerini alıp üç kahve fincanı suyu cezveye boşalttım. Üç kaşık kahve ve iki kaşık şekeri cezveye koyup ocağı açtım. Ben kahvenin kaynamasını beklerken içeride annemler sohbet ettiklerine dair sesler geliyordu. Daha doğrusu annem, Samet'i sürekli soru yağmuruna tutuyordu. Durup dinlemeye başladım.
"Annengil nasıl oğlum, hiç aramıyor valla"
"Babamla köydeler. Babama köy havası daha iyi geliyor. 3-4 yıldır görüşemedik." Samet abinin babası, babamın şehit düştüğü operasyonda Gazi olmuştu. Iki bacağına aldığı yoğun kurşun dolayısıyla bacaklarını kaybetmişti.
"Ailen için zor bir durum, Allah yardımcınız olsun." Annemin sesindeki hüznü hissetmiştim. Mutfak kapısından Samet'in kafasını salladığını gördüm.
Ocaktan gelen sesle kahveyi unuttuğum aklıma geldi. "Siktir" hemen ocağı kapatıp cezvede ki kahveyi fincanlara doldurdum. Neyse ki erken fark etmiştim."Ee konuştuğun birileri var mı bakayım. Artık evlenin muradınızı görelim. Gökhan'ımda istemiyor." İçeri elimde kahve tepsisi ile girdigim an ikisininde gozleri beni buldu. Ilk anneme uzattım tepsiyi sonra ise Samet'e "şuanlık yok Gül teyze" gözlerime bakmayı sürdürdü. Tepsiyi kendime doğru çektiğim sırada "Ellerine sağlık" dedigini işittim. Gülümseyerek "Afiyet olsun abi" diyerek tam karşılarındaki tekli koltuga kahvemi alarak oturdum.
"Bunada bulamadık, kaldı başıma işte" gozlerini devirerek kahvesinden bir yudum aldı.
"Anne!" Dedim dişlerimin arasından.
"Ne var be! Yalan mı bir kere kafanı kitaplardan kaldırıp bakmadın elaleme!" Samet abinin gülümsediğini görünce "gülme sende!" Pardon der gibi elini kaldırdı."Kız ağlanacak haline gülüyor adam napsın! Kaldınız başıma." En son lise ikide sevgilim olmuştu onda da çocuğu her gördüğünde ya kafasına bir şeyler döküyor ya da alttan laf sokuyordu.
"Gökhan gelince anlatırım bunları bak! Ayrıca serkan'a yaptıklarını ne çabuk unuttun." Kahve fincanımı hemen yanımdaki masaya bıraktım.
"Çelimsizin tekiydi be avel avel geziniyordu etrafta." Tekrar gözlerini devirip oda fincanın masaya bıraktı.
"Sonra mı konuşsak, Samet abiye ayıp oluyor."
"Sıkıntı yok" diyerek gülümsedi. Ya adam nasıl Sıkıntı yok! Sana ne benim kiminle ne yaptığımdan. Kapının çalmasıyla ayaklandım. Annem arkamdan söylenmeye devam ediyordu. Dış kapıyı açtığımda üniforması üzerinde bir Gökhan Bozdağ, bütün heybetiyle karşımdaydı.
"Ooo Gökhan Bozdağ. Bu ne yakışıklılık!" Kollarını sarılmam için açınca sıpsıkı sarıldım. "Ooo Aybüke Bozdağ. bu ne güzellik be kızım!" Saçma diyalogumuza güldükten sonra abim içeri girerek dış kapıyı hemen arkasından kapattı. Birbirimize sarılı bir vaziyette salona girdik. Annemle Samet abi ayaklanmıştı.
"Gökhan'ım" annem gözleri dolu bir şekilde abime sarıldı. "Özlemişim Gül hanım"
Samet abi abimin omuzuna dokunarak "hoş geldin devrem" abim annemden ayrıldı "hoş bulduk devrem" diyerek Samet abiyle tokalaştı. Herkes koltuklara oturunca "abi kahve ister misin?"Diyerek abime baktım. Yorgundu yüzünden belliydi.
"Yok, meleğim. Otur yorulma çok kalmayacağım zaten"
"Hayırdır oğlum?" Annem endişeyle abime döndü. "Göreve gideceğiz anne. Samet, beni arayan oldu mu?" Samet abi cebindeki telefonu çıkararak abime uzattı. "Olmadı."
1-2 saat sonra abim ve Samet abi evden çıkmıştı. Abim sadece Göreve gideceğini söylemişti. Ne zaman geleceğini, nereye gideceğini söylememişti.
***************************
"Komutanım bu sessizlik hiç hayra alamet değil." Gökhan'ın kulaklığına gelen ses haklıydı. Ya her şey bitmiş yetişememişlerdi ki bu imkansızdı ya da fena pusuya düşmüşlerdi.
"Komutanım saat üç yönünde hareketlilik var." Bu fethi'di. Namıdeger Nişancı.
"Tim üç dediğimde dalıyoruz. Nişancı önüne geleni indir. Cengo, cansız arka sizde. Aras, Eslem saat dokuz yönü. Samet sen benimlesin."
"Emredersiniz komutanım"
Silah sesleri gelmeye başlayın Gökhan durdu kulaklığa doğru "üç, hadi aslanlarım" cengiz ve ismail komutanlarının dediği gibi arkadan dolandılar.
"Cengo yedi kişiler üçü sende dördü bende" ismail, tam ateşleme başlıyordu ki "hayırdır oğlum dördü bende üçü sende. Ben daha kıdemliyim." Diyerek kaş göz yaptı cengiz.
"Alın sizin olsun komutanım" cengiz tatmin olmuş gibi sırıttı. Cengiz sağa, ismail sola doğru yürüdü. Cengiz silahını pantolonunun kenarına koydu. Önündeki iki kişinin kafalarını tuttuğu gibi birbirine hızla çarptı. Adamlar iki yana düştü. Hemen ilerisindeki iki kişinin arkasından yaklaştı. "Selamun aleykum beyler buralar çok sıcak degil mi ya" ikiside Cengiz'e dönünce birinin bacak arasına tekme birinede yumruk indirerek bayılttı. Silahını ucuna taktığı susturucuyla dördününde kafasına birer kez sıkıp ismail'e doğru ilerledi. İsmail ikisini silahla vurmuş Cengiz'in geldiği esnada sonuncusunun boynunu kesmeyle meşguldü.
"Ulan üç taneyle zor baş etmişsin bir de dördü bana diyordun." Cengiz kahkaha atarak ismail'in omzuna vurdu.
"Cengo zevzeklik etmeyip göreve devam mı etsek kardeşim."
Fethi kenarda köşede saklandığını düşündüğü teröristleri tek kurşunla cehenneme uğurluyordu. Gökhan ve Samet sırt sırta vermiş birbirlerini koruyor aynı zamanda önüne geleni vuruyorlardı. Silah sesleri kesilince Gökhan kulaklığa doğru fısıldadı. "Fethi temiz mi?"
Fethi'den "temiz komutanım" sesi gelmişti.
"Eslem, Aras?"
"Temiz komutanım"
"Cengiz, ismail sizde durum nasıl?"
"Temiz komutanım."
"Leşlerle sohbet ediyorduk komutanım." Cengiz'in söylediğine sırıtmadan edemedi.
"Komutanım çekiliyor muyuz?" Samet'in hemen arkasından gelen sesiyle "çekiliyoruz, Samet'im"
Samet kulaklığına "Tim toplan, alanı boşaltıyoruz." Komutunu verdi.
Bir görev daha başarılıydı.Oğuz timi bir görevi daha başarıyla yerine getirmiş evlerine, ailelerine dönüyorlardı. Bu ekip çok kayıp vermişti. O kadar kayıba rağmen hiçbiri kutsal görevini terk etmiyor intikam için savaşıyordu. Bordo Bereli olmak bunu gerektirirdi. Onlar Şehadeti dört gözle bekleyen cesur kahramanlardı. Oğuz timi özel bir timdi. En zorlu görevlerde bulunuyor arada böyle çerez görevlerede çağırılıyorlardı.
Gözlerini kırpmadan vatanı için savaşan askerlerdi. Onlar görülmeyeni gören, duyulmayanı duyan, en etkili çözüm üretenlerdi. Onlar bir makineydi. Vatanına göz koyanı anında etkisiz hale getiren bir makine...
********************************

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OĞUZ
Action"Bizden filmlerdeki gibi bir aşk çıkmaz Aybüke. Sen sadece bi Avukatsın bense Asker tek ortak noktamız vatanımız bundan sonra"