28

164 29 21
                                    

Wooyoung zile bastığında hiç bekletmeden kapıyı açtı Yeosang. Wooyoung ona bir gülümseme sunduktan sonra içeri geçti. O sırada karşısına çıkan San ile gülümsemesi geri solmuştu.

Kafasını çevirip içeri girdikten sonra Jongho yanına geldi. "Hoş geldin"

Wooyoung kafasını sallayıp gülümsedikten sonra Yeosang ile birlikte koltuğa oturdular.

Bu sırada etrafı inceledi Wooyoung. Aşırı kalabalık değildi, çoğu kişi gelmemişti.

Kapı zili tekrar çaldığında kapıyı açmaya gitti Jongho. Tekrardan içeri girdiğinde arkasından Yeonjun gelmişti. 

Wooyoung geldiği için şimdiden pişmandı. Anlıyordu ki işi zordu ve bu gece hiç iyi şeyler yaşanmayacaktı. Nedenini bilmiyordu, sadece öyle hissediyordu.

Wooyoung önüne dönüp Yeosang ile konuşmaya başladı. Belki de onları görmezden gelirse bir sorun çıkmazdı.

"Merak etme" Yeosang elini Wooyoung'un omzuna koydu ve devam etti. "Burası Jongho'nun evi. O ikisinin bir sorun çıkartacağını düşünmüyorum. Jongho ile konuştum, seni rahatsız edecek bir davranışları olursa onları gönderecek. Ama sen de onları kışkırtma, umursama"

Wooyoung nefesini dışarı verirken kafasını salladı. Yeosang'ın dediğini yapacaktı.

Tüm herkes kendisine bir yer bulup otururken, San ve Yeonjun rahatsızdı. İkisi de Wooyoung'a bakıyordu, ama kimsenin bundan haberi yoktu.

Wooyoung buraya geldiği için artık daha da pişmandı. Herkes farklı bir konudan konuşuyordu ve sadece konuşuyorlardı. Wooyoung konuşmayı severdi ama olduğu durum yüzünden istediği gibi bağırıp, saçma hareketleri ile Yeosang'a anlatamıyordu.

Wooyoung elini alnına koyup kafasını eğdiğinde sıkıntıdan ölüyordu! Kafasında eve gitme planları yaparken aklına Yeosang geldi. Ona söz vermişti, herkes gidene kadar onunla duracaktı.

Sesli bir şekilde ofladı Wooyoung. Eğer istemediği kişiler buradaysa, sesini çıkartmayıp öylece oturmanın ne anlamı vardı? Kendisini belli etmesi gerekiyordu.

Boğazını temizleyip oturduğu yerden kalktı Wooyoung. "Eğlence için gelmedik mi buraya? Sizin eğlence anlayışınız bu mu? Bize eğlenceyi getir Jongho!"

Wooyoung'un sözlerinden sonra Jongho'nun gözleri, Yeosang'ın gözleri ile buluştu. Yeosang onay verdiğini belli ederken gülümsüyordu. Ama sebepsizce Jongho'nun içi huzursuzdu.

Jongho kafasını sallayıp içecek bir şeyler getirirken, Wooyoung tekrar yerine oturmuştu. Ardından Jongho herkese içkileri dağıtmış, kendisi de yerine oturmuştu.

Yeosang, Jongho'nun yanına geçmek için ayağa kalktığında onun kolundan tuttu Wooyoung. Tek başına duramazdı.

"Ben de geleyim seninle"

Yeosang kafasını sallayıp Jongho'nun yanına geçtikten sonra peşinden Wooyoung gelmişti. Wooyoung'un yaptığı espriler, anlattığı komik olaylar sayesinde yanındakiler eğleniyor gibi görünüyordu.

...

Saatler geçiyor, herkes artık sarhoş olmaya başlıyordu. Kimisi bağırarak olduğu yerde dans ediyor, bazıları yanındaki kişi ile eğlenip anın tadını çıkartıyor ve bazıları da sıkıntıdan kendisini kemiriyordu. İşte bu sonuncu kişi Wooyoung'du.

Yanındakiler ne kadar eğlense de kendisi sıkıntıdan ölüyordu. Hiç eğlenceli değildi, çünkü sorunları vardı. Eğlenemiyordu.

Wooyoung, Jongho'dan daha fazla içki getirmesini isteyerek önündeki bardağı kafasına dikti. Ayık olduğunda eğlenemiyordu, o zaman kafası güzel olduğunda eğlenecekti.

Amoureux des imitateur | WoosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin