1. Acı Ama Gerçek

56 11 2
                                    

Hayat bazen acımasız hatta her zaman denilebilecek kadar acımasız . Bende bu acımasızlığın içinde savaşan insanlara yardım ediyorum . peki ya benim hayatım. bu şimdiye kadar hiç düşünmediğim bir gerçekti. 

Geçen yıl mezun olmuş başarılı bir psikologtum. Bu işi yaparken aslında zorluk çekmiyorum çünkü bende daha önce çok psikoloğa gittim belki alakası bile yoktur . Ama iyi bir psikolog ne yapar , nasıl davranır çok iyi biliyorum .

Bugün de yine uzun zamandır randevu ayarladığım bir kişi vardı . Daha önce hiç gelmemişti bugün ilk seans gerçekleşecekti hatta yaklaşık olarak 22 dakika sonra.

- 20 dakika sonra -

Koltuğumda oturuyordum ofisimin kapısı çaldı işte bugün ilk seansımın gerçekleşecek olduğu Evren  Yamaç kapıyı açtım içeri davet ettim ve içeri geçtikten sonra ayakta bekledi ofisimin seanslar için kullandığım odasında bana ait bir masa önünde sandalyeler masanın hemen karşısında kahverengi bir koltuk takımı ve ortasında bir adet sehpa.

" Nerede rahat edecekseniz oraya oturun lütfen "  Sesimi duyurmamla irkildi ve benim masamın karşısında kalan sandalyelerden sağ tarafta olana oturdu.  " Bir şey ikram edeyim ne içersiniz " Diye sorarken hemen kapı kirişinin yanında  duruyordum    " Su "  İsteğini yerine getirerek suyunu getirdim büyük bir sakinlikle suyunu içti ve bardağı masamın köşesine bıraktı bende o sırada sandalyeme oturdum ve seanslar için kullandığım hasta bilgileri defterimin boş bir sayfasını açtım . Elimdeki kalemi çevirirken   " Hazırsanız başlayalım mı?  " Diye sordum onay verdiğini belli eder şekilde kafasını aşağı yukarı salladı . Tepkilerine de dikkat ederek soruları sormaya başladım .

" Ne için buradasınız  ? " Dedim her hastanın ilk sorusunu ona da aynı şekilde sordum ve beni duymazdan gelerek bir soru yöneltti " Neden bu meslek  . Niye yani seni ne getirdi buralara "

daha önce hiç bir hasta bana böyle bir soru yöneltmemişti o yüzden garipseyerek '' efendim . Anlayamadım  ''  dedim . hafif bir gülümseme peyda oldu dudaklarında . Bana niye durduk yere böyle bir şey sormuştu işte onu gerçekten anlamamıştım.

'' Her psikoloğun bir hikayesi vardır elbette ki senin de öyle olmalı ''

çok mu belli oluyordu annemin bana yaşattıkları . Yoksa farkında olmadan ben mi bir şeyler söylüyordum . Anlamıyordum.

Tam cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım ama Evren Yamaç bana fırsat tanımadan tekrar konuştu  '' Neyse hadi sen işine dön '' derken ayaklandı ve seans salonundan kapıya doğru ilerledi kapı kirişinde durup hafifçe boynunu çevirdi ve '' sakın çok üzülme '' dedi ne demek istemişti . Neyden bahsediyordu .Kafam allak bullak olmuştu 

Kapının çarpma sesiyle zihnimdeki düşüncelerden sıyrılıp gerçek hayata dönmüştüm.

***

yalnız yaşadığım evimde bir sabah daha ve dünkü olanları düşünürken kendimi uykunun tatlı kollarına teslim etmiştim.

Saate baktım 11.27 ne kadar çok uyumuşum. İlk randevu saat 12 de yetişmem lazımdı yataktan kalkıp üstümü değiştirdim . Farkında olmandan koleksiyon oluşturduğum blazer ceket takımlarından lacivert olanı alıp giydim . saçlarımı alttan bir at kuyruğu yaptım. 

Kahvaltı yapmadan ayrıldığım evimden yaklaşık 15 dakika sonra ofisime geldim. Saat 11.55  yetişmiştim. 5 dakika sonra ilk seans  gerçekleşti ve 2 hafta sonraya yeni bir randevu oluşturduk.

Saat 13.00
İkinci randevu saati geldi ama hasta gelmedi .
Saat 13.20
20 dakika geçmesine rağmen hasta hala yok.
Saat 13 . 40
Ve işte hasta geldi. Kapı zilinin odanın içini doldurmasıyla irkildim ve elimdeki mor kar küresini masanın üzerindeki yerine yerleştirerek kapıya doğru yöneldim.

Kapıyı açtığımda karşımda duran kişi ; Pamir Yalçın'dı . Azılı bir suçlu olan daha doğru telaffuz etmek gerekirse azılı bir katil olduğu bilinen Pamir Yalçın şu an tam karşımda duruyordu .

Korkusuzca onu içeriye davet ettim ve sonra kapıyı kapatarak arkasından ilerledim. İçeriye geldiğimde çoktan sol taraftaki sandalyeye oturmuş masamın üstündeki kar küresi ile oynamaya başlamıştı.

" Hazır mısınız "
Diye sordum
" Hazırım "
Dedi . Sesi çok güzeldi yüzü de oldukça güzeldi bir erkeğe göre en önemlisi bir katile göre fazla güzeldi suratı.
" Ne için geldiniz "
Dedim gözlerimi alamadığım gözlerine bakmaya devam ederek .
"  Bilmiyorum. Öylesine herhalde  "

" Anlıyo- "  Anlıyorum diyemeden söze atladı " Sakın bana beni anladığını söyleme doktor  " Dedi masum bir çocuk ifadesi ile.

" Peki " Dedim ve devamı gelmedi çünkü duyduğum şey kulaklarımı tıkadı ve gözlerim buğulandını hissettim . 

" Baban iyi adamdı niye öldürdüler onu doktor "

Bir an için her şeyin bittiğini düşündüm hayatımın bittiğini meslek kariyerimin bittiğini ama yalandı bu gerçek olamazdı benim babam ölümsüzdü aşkı gibi .

'' ya-  yalan söylüyorsun dimi hadi söylesene yalan desene söyle ne susuyosun '' kelimeler iki dudağımın arasından zorlukla çıkıyordu fakat zaten bunları söylerken çoktan ayağa kalkıp karşısına geçtiğimde göz göze gelebilmek için kafamı kaldırdığım 1. 97 adamın göğsüne yumruklarımı geçirmeye başlamıştım . 

'' Gerçekler acıtır doktor . Ne desem boş '' 

Demedi 

Yalan söylüyorum demedi

Bunların hepsi birer yalan demedi aksine doğru dedi gözümün içine baka baka doğrular bunlar dedi . Nasıl olurdu . 

Prensesler prensleri olmadan yaşayamazlar demişti babam peki ben şimdi nasıl yaşayacağım baba . 

içimdeki boşluk hissi tam olarak sol omzumun altında yani kalbimin bulunduğu yerdeydi. Etraf da ki ses uğultuluydu gözümün gördüğü ise sadece simsiyah bir boşluktu .

Babam ölmüştü

Akif Demirsoy ölmüştü 

Acıydı ama gerçekti. 

ben şimdi bu acıyla mı savaşacaktım yoksa bu gerçekle mi 

İlk bölüme göre nasıl buldunuz. Çok eksik var mı?

DARMADAĞINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin