32: birth

5.3K 611 226
                                    

İyi okumalarr

Geliyor o zaman hipopotamlarr

-

~

Jeongguk iç çekip karşısında ki sunoo'ya baktı. İçinde fırtınalar kopuyordu da bir şey demeye güç bulamıyordu. Çıkmaza girmişti sanki. Girdiği yollardan hep dönmek zorunda kalmıştı.

Moralide hiç iyi değildi. Şu son sıralar içi hep daralıp duruyordu, nefes alamıyordu sanki. korkuyordu sürekli bir şey olacak diye.

"Jeongguk... Bu açılım pekte iyi değildi. Tatlım, söylemeye korktuğun bir şeyler mi var? Öyle gördüm kartta."

Sunoo elinde ki kartlara iyice bakarken jeongguk su içmek için ayağa kalkmaya çalışmış fakat koca karnı yüzünden geri oturmak zorunda kalmıştı. Kesinlikle çok zorlanıyordu.

Ve taehyung yanında olamıyordu. Jeongguk bunu sürekli dile getirip onu sıkmak istemesede canını sıkmıyor değildi. Ordu evlerine yakındı fakat yine de çok fazla göremiyordu.

Jeongguk kafasını eriten düşünceleri bırakıp kendisine soru soran sunoo'ya yöneldi.

Pekala, ona söyleyebilirdi.

"Sunoo... Aslında söylemem gerek. Kafayı yiyeceğim yoksa."

Sunoo jeongguk'un cevabıyla telaşlanıp dikleşmiş, jeongguka devam etmesi için kafa sallamıştı.

"Kız... Beta değilmiş."

Sunoo duyduğu şeyle ağzını aralarken, jeongguk hafifçe dolan gözleriye etrafı süzmüştü.

Onca şeyi sakmak ağır gelmişti ona. Taehyung'a bahsetmek isterdi ama yaşanacak şeyleri tahmin edebiliyordu.

Büyük ihtimalle kızları jeongguk'a zarar verdiği için gelişimini durdurmaları gerektiğini söylerdi. Doktorun dediği gibi.

Jeongguk ölmeyi yeğlerdi.

"Vahşi alfaymış... Doktor çok net olduğunu söyledi. Bana onun gelişimini durdurmazsam çok zorlanacağımı hatta ölebileceğimi söyledi. Neredeyse iki ay boyunca taehyunga beta olduğunu söyleyip sakladım ama içim içimi yedi resmen." Gözünden akan bir damla yaşı silip devam etti jeongguk.

"Vahşi alfalar çok tehlikeliymiş... En az taehyung kadar. Ben taehyung'un annesinin taehyung doğduktan sonra yataklara düştüğünü duymuştum... Ne yapacağım bilmiyorum." Jeongguk ağlamaya devam ederken sunoo bir eliyle arkadaşının göz yaşını siliyor, diğer eliyle çıkık karnı okşuyordu. Önceden çiçeklerini okşadığı gibi. Asla yalnız bırakmazdı ne olursa olsun jeongguk'u.

"Jeongguk.. söylemen lazım taehyung'a. Bu böyle gitmez, biliyorsun değil mi?" Jeongguk hayır anlamında kafasını salladı. "Ama onu öldürmek isteyecek... İstemiyorum." Hemde hiç istemiyordu.

"Aptallaşma! Taehyung sen ne istersen onu yapar. Kendi çocuğunun ölmesine nasıl göz yumar? Elbet bir yolu vardır. Endişe etme de konuş eşinle."

Konuşmalıydı, hem zaten saklayarak hata yapmıştı, uzatmanın bir anlamı var mıydı? Yine de içini dökmek için biraz daha ağladı, eşi yanında olmadığından daha da zordu.

Jeongguk dönüp dolaşıp aynı şeyi demekten hiç yorulmuyordu, taehyung yoktu işte.

"Jeongguk, biliyor musun sunghoonla kavga ettik. Mühürlenmek istemediğimi söyledim, ama o çok ısrarcıydı. Biraz kalbini kırdım, birazdan özür dilemek için yanına gideceğim." Dedi sunoo jeongguk'un saçlarını okşarken.

Jeongguk yalnız kalmak istemediğini belli etmek için 'ıı' sesini çıkardı. Yalnız kalmaktan korkuyordu o kadın yüzünden. Rüyalarına girip bebeklerini ölü gösteriyordu ve jeongguk'u kan ter içinde bırakıyordu.

Hater ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin