İyi okumalar...
"O gün gecenin karanlığını renkli havai fişekler süslerken, kızın kalbi
karanlığa gömülmüştü."🌒
O gece;
Başımı kaldırıp pencereye doğru gece mavisi gözlerimle, gece'nin karanlığını ayın ışık saçan güzelliği kaplarken ki halini hayranlıkla izlerken annemin hızlı hızlı ve gizlice birkaç kıyafetini çantanın içine atması takıldı gözüme yanına gidip, "Nereye gidiyorsun anne," diye sordum gözlerimi kırpıştırarak."Kes sesini, şuan seninle uğraşamam," diye tıslarcasına konuşması içimi ürpertti. Onun bu çıkışına korkup yeniden yatağa oturup onu izlemeye devam ettim.
Annem böyleydi. Beni azarlar ve döverdi. Bende korktuğum için ses çıkarmıyordum. Her şeye boyun eğiyordum.
O sırada gözlerime 6 aylık minik kardeşim Efe komşumuzun verdiği eski bir beşikte gözleri açık bir şekilde etrafına baktığını gördüm.
Kardeşimi seviyordum çok tatlıydı, tombiş yanakları, masmavi gözleri ve uzun kirpikleriyle insanı kendine hayran bırakıyordu.
Doğduğundan beri yanımdan ayırmıyordum, kimsenin ona zarar vermesine izin vermiyordum. Özellikle Babamın.
O sırada cızırtılı dış kapımızın sesi gelmiş oturduğum yerde titremiştim. Çünkü o gelmişti biliyordum. Annem oldukça endişelenmiş bir şekilde yanıma gelip kolumu sıkmaya başlamıştı.
"Çabuk git ve oyala babanı," kısık bir sesle bağırırken demiş ve bugün yılbaşı olduğu için her yıl yaptığım gibi pencereyi açıp renkli renkli havai fişekleri seyretmek hobim haline geldiği için benim açmış olduğum pencereye doğru adımlarını atmıştı. Ben onun naptığına bir anlam veremezken o tekrar bana dönüp, "Koş hadi beklemesene," diye dişlerinin arasından konuşurken bende korkmuş hemen yerimden kalkıp kapıya ilerlemiştim.
Kapıyı açıp etrafıma baktım babam elinde alkol şişeleriyle ayaktayken beni görmüş hemen yanına çağıran bir el hareketiyle yanına gitmemi istemiş bende titreye titreye gitmiştim. Alkol kokan nefesini burnuma gelirken iğrenmiş ama belli etmemiştim belli etseydim bunun sonucunda zararlı ben çıkıcaktım. Küçük yaşımda büyümüştüm, hâlbuki tek istediğim mutlu ve kavga olmayan bir aileydi. Ama hayalleri değilde hayatları yaşıyorduk. Bende olan ise mutsuz ve her gün kavga eden bir aileydi.
"Annen nerede lan," demiş alkol içtiği için kelimeleri yayarak söylerken.
"Şeyy annem odadaydı en son," demiştim zar zor duyulan sesimle çünkü korkuyordum hem canım acıyor hemde kardeşimi korumaya ona zarar gelmesin diye üstüne yine dayak yiyordum ama kardeşime birşey olmaması en büyük lütfumdu.
Annem babam'ı oyalamamı istemişti ama babam'ın yanına gelince her seferinde doğru'yu söylüyordum. Çünkü ondan çok korkuyordum.
Babam adımlarını odaya atarken kalbimin ortasına düşmüş acıyı görmezden geliyordum. Ama kötü şeyler olucaktı hissediyordum. Gözlerim oturma odasının tik tak diye çalan saatine denk gelmişti. Saat 23:45 di yılbaşına son 15 dakika kalmış babamın odadan çıkmasını beklemeden bende tam girdim ki bir ses yükseldi.
"Lann nerede lan annen nerede, yalan mı söylüyorsun bana." diye bağırarak yanıma gelip kolumdan tutuğu gibi odanın içine doğru fırlatmıştı. Üstüme üstüme gelirken, "Baba yemin ediyorum buradaydı az önce." sesim titreyerek cevap vermiş o verdiğim cevaba daha çok sinirlenmişti.
Yüzüme yediğim tokatla neye uğradığıma şaşırmış durumdaydım çünkü benim annem nerdeydi?
Bizi bırakmış olamazdı değil mi? Bizi bu kalpsiz adamın insafına bırakıp gitmiş olamazdı, olamazdı değil mi?
O zaman neden çantasına kıyafet koyuyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SÜSÜ
AcciónLavinia ölüm çiçeği. Bense o ölümü yaratandım Gecenin karanlığını, Bir lavinia aydınlatır mı? _________________ Eskiden evimiz olan yere geri gelince açık kapıdan içeri girmiş ve odaya doğru yol almıştım. İlk katil olduğum adam yerde yatıyordu bırak...