01

77 12 12
                                    

"Alo?" Dedi telefonu açan arkadaşım, Doruk. "Kanka, nerdesin? Bak ben gelmek üzereyim. Birazdan otoparka girerim." Dedim dönüş alırken. "Kanka, biliyorsun ki benim evim AVM'ye çok yakın. Şimdi çıkıyorum evden." Dediğinde gözümü devirdim, tabi Doruk bunu görmedi. "Gene bekliyeceğiz seni, hadi çabuk ol." Dedim ve telefonu kapattım.

O sırada AVM girişindeydim. Bagajı kontrol ettirip, otoparka girdim. Hafta sonu olduğu için her yer doluydu. Girişe uzak bir yer buldum. Arabamı park edip, girişe yürümeye başladım. Girişe yaklaşmışken, bir arabanın park etmeye çalıştığını gördüm.

"Pardon. Yardımcı olmamı ister misiniz?" Diye sordum. Ehliyeti büyük ihtimalle yeni almıştı, öyle görünüyordu. "Sağolun, çok iyi olur." Dedi arabanın içinden kız. Az önce arabadan iki kız inip yürümeye başlamıştı. Arkadaşları olduğunu düşünüyordum. Bunları düşünürken, bir yandan da kıza yardım ediyordum.

"Biraz sağa kır. Aynen öyle, şimdi düz ileri git biraz. Yeter yeter! Öndeki arabaya çarpacaksın. Biraz geriye gel. Hey! Bu sefer bana çarpıyordun." Dedim. "Özür dilerim. Ehliyeti yeni aldım da." Dediğinde tahmin edebildiğimi söylemek isterdim. "Sorun değil. Bunlar olabilecek şeyler. Biraz sola kır. Tamam, hafiften ileri gitsen yeterli olucak." Dedim. "Teşekkürler, ismim Açelya. Memnun oldum." Dedi. "Bende Esat." Dedim ve ilerlemeye başladım.

Park etmişti. AVM'nin içine girdim. Cebimdeki arabanın anahtarını ve telefonumu kutuya bıraktım ve geçtim. Açelya denilen kızın arkadaşları, hala önümdeydi. Yürüyen merdivene yöneldim. Önümdeki kızın telefonu çaldı. Sesi o kadar yüksekti ki, ben bile telefonda ne konuştuklarını duydum.

Telefondaki kız "Kanka, kaza yaptım. Çabuk gelin!" Diye bağırdı. Kafamı yere doğru eğdim ve gülmemeye çalıştım. Arkadaşı, "Ney! Kaza mı yaptın! Hay ben bu kızın. Başına bela almadan duramıyor zaten! Kapa telefonu kapa geliyoruz! Tek başına bırakmaya gelmiyor ya!" Diyerek aşağı inen merdivene gittiler.

Açelya'nın güncesinden;
"Hay ben böyle işe başlarım ama! Ciddi ciddi çarptım öndeki arabaya! Adam, o kadar yardım etti! Allah ne yapsın beni!" Dedim kendi kendime söylenerek. "Harbi, Allah ne yapsın beni?" Diye düşünürken arabaya vurdu biri. "Hay-" Derken Gece ve Hazal olduğunu gördüm. "Kanka! Bunu nasıl becerdin! Kızım senin ehliyetin yok mu? Bu hal ne? Mahvolmuş araba!" Dedi Gece. "Ya yeni aldım ben ehliyeti! Nerden bileyim böyle olucağını! Onu bunu boşver ne yapacağız, onu söyle sen!" Dedim ve arabadan indim.

"Harbi ne yapacağız?" Dedi Hazal. "Siz bilmiyorsanız ben nerden biliyim!" Dedi Gece. "Kanka kaçsak yakalanır mıyız?" Dedim. "Açelya, iyi misin kanka? Burda kamera vardır illa ki." Dedi Hazal. "O da doğru ya! Ne yapacağız?" Dedim tekrardan. "Arabanın üstüne not bırakalım, biraz da para bırakalım. Yaptırsın kimin arabasıysa. Bizde çıkalım AVM'den" Dedi Gece. Mantıklıydı. "Tamam hadi, ben 200 bırakıyorum. Çokta kırık dökük, birşey yok." Dedi Hazal. O sırada aklıma Instagram'da viral olan bir video geldi.

"Arkadaşlar sadece içine göçmüş araba! Siz izlemediniz mi, Instagram'da viral olan videoyu? Sıcak suyla göçüğü, yok ediyorlar." Dedim. "Kanka nasıl yapacağız onu? Sıcak su nerde?" Dedi Gece. "Aşkım benim, sen onu bana bırakır mısın?" Dedim. "Sana bıraktık da ne oldu, görüyoruz Açelya!" Dedi arkamdan Hazal. Kendi arabamdan termosu alıp arabanın, göçük olan kısmına suyu dökmeye başladım. "Kanka biriniz gelsin, ben suyu dökerken içerden, göçüğü ittirsin, bakın nasıl düzelecek!" Dedim aynı zamanda.

Hazal gelip içinden ittirdi. O sırada göçük düzelmişti. Biraz uğraştırıcı olsa da. "Bakın! Ne dedim ben size! Biraz sosyal medyadan yararlanın arkadaşlar, olmuyor böyle!" Dedim ve arabaya koştum.

Direksiyona geçtim ve camdan bağırdım. "Hadi ama, siz gelmiyor musunuz?" Dedim ve camı kapadım. Kızlar arabaya yerleşti ve yola çıktık. "Kanka ben ne olur ne olmaz, para bıraktım arabanın üstüne." Dedi Hazal. "İyi yapmışsın da çok gerek kalmadı sanki?" Dedi Gece. O sırada ben otoparktan çıkıyordum. "Bak benim arabanın farı kırıldı. Bide hafif göçük var. Sıcak su da kalmadı. Yaptırsak kaç tutar?" Dedim. "Ne bilelim biz ya! Bir sorduğun soruya bir de bize bakar mısın?" Dedi Hazal. "Ya siz niye beni tersliyip duruyorsunuz?" Dedim.
"Sence Açelya?" Dedi Gece. "Ya tamam ama daha yeni aldım ehliyeti, ne yapabilirim ki?" Dedim. İkisi de sustu. Yolda ilerlerken, yolun köşesinde oto tamirci olduğunu gördüm. Oraya kırdım. Hızlı girdiğim için,
"Kızım, sen bizim içimizi dışımıza çıkaracaksın herhalde." Dedi Gece. "Öyle bir planım olsa, şu ana kadar yapardım." Dedim ve arabadan indim.

"Hoşgeldiniz hanımefendi." Diye seslendi kocaman bir adam. "Ya arabanın farı kırıldı. Biraz da göçük var." Dedim. Adam, "Tamamdır, bir bakayım ben" Dedi ve arabaya doğru yürüdü. Arabaya baktı, "Hallederiz" Dedi.
"Kaç para tutar?" Diye sordum.
"700 lira bacım." Dediğinde gözlerim pörtledi.
"Abi biraz kıyak geçsen?" Dedim bir anda.
"Yok yok olmaz, fiyat bu." Dedi, tekrardan konuştum.
"Hani üç genç kızız, bide ben daha yeni ehliyet aldım, biraz indirsen mi, ne dersin?" Dedim.
"Kızım, ben senin yeni ehliyet almanı ne yapayım? İyi, biraz düşürürsem anca 650 olur, daha da olmaz. Israr etme boşuna." Dedi. Elli lira elli liradır diyerek teşekkür ettim. "Birkaç araba var, sonra sizinkini yapacağız. Beklemeniz gerekiyor." Dedi genç bir çocuk. "Tamam bekleriz." Diyerek arabaya ilerledim. Adam bana eliyle sağı gösterdi. "Kanka ne oldu, ne dediler?" Hazal konuştu. "Yapacaklar işte kanka. 700'den 650'ye düşürdü adam." Diye söylendim. "Oha kanka, hiç düşürmeseymiş fiyatı, yani ne gerek varmış?" Dedi Gece. "Tamam kanka, yeter ya! birkaç araba varmış önümüzde, beklememiz gerekiyor." Dediğim anda herkes telefonuna sarıldı. "Oha, herkes bu anı bekliyormuş da haberim yokmuş!" Dedim ve bende telefonumu elime aldım. Bir saat kadar sonra, arabanın camı tıklatıldı. Aniden irkildim ve cama doğru kafamı çevirdim. Çalışan genç bir çocuktu.

Camı açarak, "Efendim?" Dedim. "Abla, sizin sıranız. İninde arabadan, yapalım." Dedi. "Tamam ablacım iniyoruz." Dedim ve Hazal'ı uyandırdım. "Ne var?" Dedi gözü kapalı. "Geldik, in hadi" Dedi Gece de dalga geçerek. Hazal da uyku sersemi olduğu için ciddiye alıp indi arabadan. "Kız Gece, yürü hadi sende" Dedim ve arabadan indik. İner inmez yüzüme vuran havayla, soğuk olduğunu anladım. En azından kalın hırkalarımız vardı. İyi, güzel oldu da biz şimdi nerede oturacaktık?

"Kızlar buyrun!" Diye bir ses geldi arkamdan. Arkamı dönüp baktığımda, bir masa gördüm ve üstünde çay bardakları. "Ay sağolun hiç gerek yoktu." Dedim ama içten içe şükrediyordum. "Yoo, gayet gerek vardı bence!" Dedi üşümüş olan Gece. Koluna hafifçe vurdum ve masaya oturduk. Adam çaylarımızı koydu. "Üşüdüyseniz, bir şeyler getirebilirim" Dedi. "Hazal, uyku sersemi hala. Ona bir tane alabiliriz." Dedim. "Tamamdır, hemen getiriyorum." Diyerek uzaklaştı. "Ya bu 650 liranın içinde acaba, bizi de tamir ediyorlar mı?" Diye sordu Gece.
"Aynen, tamir etmeyi bırak, yeniliyorlar." Dedim. Gözünü devirdi ve çayını yudumladı.

LalitaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin