2. BÖLÜM

18 3 1
                                    




"Sana ait olan seni bulur."

-Şeker Portakalı

Eylül 2023 / ANKARA

2 odalı evimin küçük mutfak masasında otururken önümdeki buhar çıkan kahveyi izlemeye devam ettim. Kahveyle bakışmamın ne gibi bir anlam ifade ettiğini düşünmek istemiyordum. Elvin gittiğinden beri evin içi fazlasıyla sessizdi, onun yamacında bitmeme çok az kalmıştı. Yanı başımda olmasına fazlasıyla alışmıştım.

Zorunlu hizmetine başlayalı 4 ay olmuştu. Şam'da yaşanılanlardan sonra tek bir an bile yanımdan ayrılmamış, iyileşmem için her şeyi yapmıştı. Gittiğim sayısız fizyoterapiden sonra eskisinden daha da iyi olduğumu söyleyebilirdim. Fiziksel olarak toparlanmıştım, psikolojik olaraksa iyiydim, iyi olmamak için hiçbir sebebim yoktu. O günün sisli görüntüleri geceleri bazen rüyalarıma misafir oluyordu. Sabah uyandığımda sanki hiç yaşanmamış gibi hayatıma devam ediyordum. Çünkü sorunlar, bizim onlara yüklediğimiz anlamlar kadar yer kaplardı hayatımızda. Ben ise bu olayın kapladığı yeri olabildiğince küçültmek istiyordum.

Fiziksel olarak gereken gücü toplayana kadar terapi almıştım. O zamanın travmalarını üzerime yük etmek istememiştim, zaten yeterince de yüküm vardı. Bir de o günün yaralarını taşıyamazdım. Şimdiyse bunun meyvelerini yiyordum. Gerçekten iyiydim, çocuklara, mesleğime küsmemiştim, yardım etmekten vazgeçmemiştim. Hatta çocuklara daha fazla sarıldığımı söyleyebilirdim. Sadece çocuklara değil, sahip olduklarıma sarılmıştım sıkıca. Aysel anneme, Elvin'e, hayatıma daha sıkı sarılmıştım. Yine yaralarımı sarmıştım, yine yaralarıma sarılmıştım.

Her zaman olduğu gibi.

Elvin'in yanına gitmeliydim, tek başıma olmak iyi hissettirmiyordu. Bu hisle uzun zaman geçirmiştim, bu hissi tanıyordum ve beni yutmasına izin veremezdim. Yalnızlık, karanlıktı, derin bir bataklıktı. Başta bir tercih, bir lüks gibi gelirdi. Ben bunu tercih ediyorum ve bana iyi geliyor, kendimi dinliyorum diyebilirdin. Fakat sonrasında farkına varırdın, derin bir bataklığın içerisine girdiğini, dinlediğin sesin kendinin değil de yalnızlığın sesi olduğunu anlardın. Sessizlik fazlasıyla gürültülü olabilirdi, sesi kulaklarını kanatacak kadar yüksek çıkabilirdi. Bu tanıdık fısıltıların içerisinde kalıp yine o tanıdık kimsesizlik hissine gömülmeyecektim.

***

Eylül 2023 / Şırnak

Uçaktan inip valizimi alalı 15 dakika olmuştu. Far görmüş tavşan gibi kapının önünde dikilip kalmıştım. İlk defa geldiğim bu yerde bir yabancı olmanın endişesini taşıyordum. Bir yandan endişelenirken bir yandan da çocuk gibi heyecanlıydım. Şırnak sıcaktı, burada sonbahara falan girilmemişti, yaz da takılı kalmışlardı. Saçlarımda bir taç görevini gören güneş gözlüğümü gözlerime indirdim. Gelen ilk taksiyi aceleyle durdururken valizimi çekiştirdim. Şu an iklime uygun kıyafet getirip getirmediğim konusunda minik endişelerim vardı. Arabaya binerken derin bir iç çekip hastanenin ismini söyledim.

Elvin'in geldiğimden haberi yoktu, ona sürpriz yapmak istemiştim. Belki biraz da ona kuyruk olur, peşinden ayrılmazdım. Bunca yıl bana katlanmıştı, birazcık daha başına ekşirsem bence hiç sorun olmazdı. O yokken çalışmaya devam etmiştim, gerçekten seanslarıma gömülmüştüm. Sadece işe odaklanmak kendime olan ilgimi sekteye uğratmıştı, bu yüzden de kilo kaybettiğimi söyleyebilirdim. Hareketlerim kısıtlıyken aldığım tüm kiloları, çalışma hayatıma döndüğümde hızla kaybetmiştim. Tabi, bu kayıpların sonucunda gerekli mercilerden yeterince azar işittiğimi cümle alem biliyordu. Kaybettiğim tüm kiloları burada alacaktım, kayıp olan ne varsa bu şehirde bulacaktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAVAŞ ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin