8.BÖLÜM:NORMAL

105 15 2
                                    


Gecebozgun: Eğer müsaitseniz, yarın Leman Kafe'ye gelebilir misiniz? Üçünüz de yani. Müsaitseniz. Değilseniz sorun değil.

Mesajı yollamadan hemen önce soru işaretinden sonraki tüm kısmı sildim. Kısa bir mesaj olsa da yolladım. Göreceğini umdum.

Günlerdir yurda gitmemiştim. Selinay'ın kıyafetlerini giyiyordum. Ara ara ağlamaktan resmen iflahım kurumuştu.

Anıl'la buluştuktan sonra daha çok şekillenmişti kafamda ne yapacağım ve bu durumda da yapacağım ilk şey onlarla konuşmaktı.

En mantıklısı bu gibi gelmişti.

Sonra sosyal medyadan onları aramıştım. Uras Bozgun diye biri yoktu sosyal medyada. Yekta Bozgun'un ise en son yıllar önce girdiği bir Twitter profili vardı. Alperen Bozgun'un Instagram hesabı oluşu bir tık işime gelmişti.

Herkes uyuduktan sonra atmıştım mesajı. Umarım sabaha kadar görmüş olurdu.

Umarım hemen görürdü ve ben uyuyabilirdim. Hoş cevap gelse de hemen uyuyamayacaktım.

Heyecanlı değildim. Daha çok paniktim. Kabullenmesi zor bir durum yaşıyordum. Ayça'ya söyleyememiştim arayıp çünkü birdenbire ortaya çıkan üç kardeşim onu üzebilirdi.

O annesini bulduğunda ben üzülmüştüm. Benimkini bulamıyorum diye. Empati yapmak zor değildi bu konuda o yüzden.

Birden telefonumun ekranı aydınlandı. Sessizdeki telefonun sadece ekranında bir mesaj belirdi.

Alperen.bozgun: Saat on iki uygun mu?

Geleceklerdi.

Mesajı açtım.

Gecebozgun: Evet.

Alperen.bozgun: Tamamdır. Orada olacağız.

Mesaja bir cevap vermedim. Ekranı kapatırken kalbim çok hızlı atıyordu. Melike bu gece yurdunda kalıyordu. Çetinler kendi evlerindeydi. Selinay'ı da uyandırmak istemiyordum. Sabah söylerdim ona. Sorun olmazdı.

Gece boyu birkaç kere koltuktan kalkıp odada turladım. Sürekli su içtim ve getirisi olarak sürekli tuvalete gittim ama en sonunda saat sekiz gibi uyandı Selinay. Oturma odasına gelip beni uyanık görünce kaşlarını kaldırdı.

"Erkencisin."

"Uyuyamadım çok." dedim. Yanıma otururken saçlarımdaki tokayı çıkarttı. Banyo yapmama gerek yoktu. Dün yapmıştım.

"Ben bir şey yaptım." dedim.

"Ne yaptın?" derken kaşlarını çattı direkt. Telefonumu açıp mesajı gösterdiğimde gözleri büyüdü.

"Konuşacak mısın?" dedi şaşkınca. Kafamı salladım.

"Hasiktir. Nasıl hissediyorsun?"

"Çok gerginim."

"Seni oraya tek başına göndermeyeceğimizi biliyorsun değil mi?" dedi. Bunu onlardan istemeye utanmıştım ama onun demesi daha iyi olmuştu. Bunu sürekli diyorlardı aslında ama son anda yine de onlardan bunu isteyememiştim. İsteyemezdim.

"Öyle mi?"

"Evet. Ben Çetin'i uyandırayım sen de Melike ve Anıl'ı kaldır. Herkes buraya gelsin. Leman benim evime daha yakın sonuçta. Yürüyerek gideriz." dedi. Kafamı salladım. o yüzden Leman Kafe demiştim. Selinay'ın evine yakın diyeydi. Konuşmadan sonra kendimi bir eve hızlıca atabilmek içindi.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin