2.BÖLÜM:KÜTÜPHANE

121 16 6
                                    


Anıl Günay: Neredesin?

Dersten çıktığımda anca görebildiğim mesaj yürürken hafif yavaşlamama sebep oldu. Yanımda yürüyen Selinay bunu fark etmeden aynı hızla devam etse de birkaç büyük adım atıp hızlıca yanına gittim.

"Anıl mesaj atmış. Ben notları alır bulurum sizi." dediğimde kafasını salladı. Selinay uzaklaşırken koridorun kenarına geçip duvara yasladım sırtımı. Sonra da Anıl'ın mesajına cevap verdim.

Gece: Şimdi çıktım dersten. Sen neredesin?

Anıl Günay: Kantin.

Gece: Tamam geliyorum.

Anıl Günay: Tamamdır.

Ekranımı kapattıktan hemen sonra hızlıca kantine indim. Kapıda durup içeride Anıl'ı aramaya başladım. En sonunda dış taraftaki ilk masada buldum onu. Üstünde montu vardı ve arkadaşlarıyla oturuyordu.

Kantinden çıkıp dış taraftaki masaya ilerledim. Masanın başına geldiğim an da "Selam." dediğimde hepsinin gözleri bana döndü. Anıl da bana baktı direkt. Sonra kısa bir kaşlarını kaldırdı. Ayağa kalkarken "Selam." dedi.

"Notlar için geldim." dedim hemen. Kafasını salladı ve çantasını açtı. İçinden orta boyutlarda bir kâğıt yığını çıktığında yutkundum.

"Sanırım niye en yüksek notu senin aldığın belli oldu." dedim şaşkınca. Güldü.

"Umarım yardımcı olur."

"Ne kadar?" dedim kağıtları alırken.

"Not satmıyorum ben Gece. Bir parası yok yani. Kullandım işim bitmiş şeyi neden satayım?"

"Lan bize niye sattın o zaman?" dedi masada oturan çocuklardan biri. Anıl sırıttı.

"Sizle aynı sınıftaydık. Gece alt sınıfta." dedi alayla. Güldüm.

"Çok teşekkür ederim." dedim. Omuz silkti.

"Rica ederim."

"Ben gidiyorum o zaman?"

"Tamamdır. Görüşürüz sonra." dedi. Kafamı salladım ve arkamı döndüm. Tekrar kantine gideceğim sırada ise elimde tuttuğum telefon titredi. Ekrana bakınca Kerim'in adını gördüm.

"Efendim?"

"İçeri gitme en son masadayız gel."

"Tamamdır." dedim ve kapattım telefonu. Sonra Anılların yanından geçip son masada oturan Çetin'le Kerim'in yanına gittim.

"Derste yoktunuz." dedim oturduğum an.

"Uyanamadık." dedi Çetin. Kafamı salladım. kerim elimdeki notları alıp biraz göz gezdirirken "Kızlar nerede?" dedi Çetin.

"Melike'yi görmedim, Selinay'dan da haberim yok." dedim. Çetin telefonunu çıkartırken kızlardan birini arayacağını anladım.

"Sen telefonunu ne zaman değiştirdin?" dedi Kerim birden. Bana dediğini fark ettim.

"Dün gece." dedim. çetin telefonunu kulağından çekerken masada duran telefonuma baktı. Sonra da "Çok hızlı bir alışveriş olmuş, neye borçluyuz?" dedi.

"Asel Vakfına." dedim. ikisi de güldü. Arkadaşlarımdan sakladığım bir şey değildi. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezken, her sınav dönemi Çetinlerin evinde sabahlarken bir ara onlara bundan bahsetmek zorunda kalmıştım.

Aslında ilk Melike'ye anlatmıştım. İlk tanıştığımızda nereli olduğumu sormuştu ve ben de İstanbul demiştim. O da kimse gerçekten İstanbullu değildir demişti. Ben de ona yetimhanede büyüdüğümü söylemiştim direkt. O şekilde öğrenmişti ama tüm hikâyeyi birinci sınıfın ikinci döneminde finallere çalışırken Çetinlerin evde hepsine anlatmıştım.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin