4.BÖLÜM:AYÇA

107 16 2
                                    


Cumartesi Anıl'la kütüphanede takıldık. Sonraki hafta ara ara Anıl'la yine kütüphanede takıldık, Anıl'la çalışmadığım zamanlarda ise Çetinlerin evde ders çalıştık.

Gerçek anlamda Okan hocanın dersinden geçmeye çalışıyorduk.

Anıl daha çok yardım ediyordu. Birkaç kere anlatmışı bana. Sorun etmememi, yapabileceğimi falan söylüyordu.

Sabahlara kadar mesajlaşıyor, okulda da sürekli bir şekilde yan yana geliyorduk ve çok arada bizimkiler geldiğinde hemen gitmiyordu ve bu şekilde bizimkilerle de tanışmıştı.

Aralığın yirmisinde ise Ayça ile konuştuk. Yirmi ikisinde buluşmak için sözleştiğimizde inanılmaz heyecanlıydım. Bir seneden uzun süredir görmemiştim Ayça'yı.

Ama otobüsten inip de bana doğru geldiğinde onu direkt tanımıştım. Onun da beni tanıdığı gibi.

Hemen peşinden ise gözlerim büyüdü çünkü kıvırcık saçlarının uçlarındaki kırmızı boyalardan haberim yoktu.

"Ayça!" dedim şaşkınca.

"Zaten göreceksin diye fotoğraf atmadım." dedi. Sonra sıkıca sarıldı bana. Ben de sarıldım ona. Birkaç saniye ayrılmadık.

Özlemiştim onu.

Ayrıldığımızda ikimiz de birbirimizi süzdük. Gözlerim saçlarında takılı kalırken onun da gözleri benim saçlarımdaydı.

"Çok fena güzel olmuşsun." dedi.

"Senin saçlar da çok iyi olmuş." dedim. Gülümsedi.

"Aç mısın?" dedim merakla.

"Evet. Ve yemek yiyeceğiz. O karnına güzel yemek sokmalıyız." dedi. Güldüm

"Dün gece Çetin mercimek çorbası içirdi zaten."

"Çevrende insanlar olmasa açlıktan ölürdün Gece." dedi. Güldüm. Yürümeye başladık.

"Nereye gidiyoruz?" dedi merakla.

"Kadıköy."

"E direkt Kadıköy'de buluşsaydık ya?"

"Hayır. Geç uyandım." dedim. Güldü. Bir otobüsle Kadıköy'e gittikten sonra yemek yemek için bir yer bulduk. Düzgün yemek dediğinde bile inanmamıştım ona ve sonuç olarak bir hamburgerciye gelmiştik zaten. Otururken yanına da içecek olarak iki bira aldığımızda siparişlerimizi beklemeye başladık.

"Okuldan nasıl on gün boşluk buldun hiç anlamadım?" dedim.

"Bütünlemeye kalmadık. Finaller geçen Cuma bitti. E geleli üç gün oldu zaten." dedi. Kafamı salladım hafifçe.

"Şanslısın. Ben bütünleme çalışıyorum hala." dedim.

"Yorgun duruyorsun zaten." dedi.

"Öğlen bire kadar uyuyarak bunu geçirdim. Merak etme." dedim. Güldü.

"Yılbaşı'nda ne yapıyorsun?" dedi. Omuz silktim

"Çetinlerde olacağız. İçeriz biraz ama daha çok on bire kadar ders çalışıp on birden sonra içmeyi düşünüyoruz."

"Yeni yıla ayık girmeme kuralı."

"Evet." dedim.

"Ben de yapacağım onu. Tekrar." dedi. Bunu üniversiteye geçtiğimizde ikimiz de o ara daha çok mesajlaşırken kararlaştırmıştık. Ben o zamanki arkadaşlarımla dışarıda içmiştim, o da o zamandan beri değişmemiş arkadaş grubuyla o kızlardan birinin evinde içmişti.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin