3. KAYIPLAR

57 4 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Teya Dora: Dzanum, 

Ölüm

 4 harf  insanın doğumundan başlayıp, etin kemikten bedenin ruhtan ayrıldığı zamana kadar uzanan zaman. Bir insanın kayboluşu, ruhun diğerlerine vedası. O öldüğünde hissettiğim sadece acı değil bir vedaydı, öleceğini biliyor gibi bir hali vardı hepimizle içinden vedalaşmış gibiydi. 

Bense hayatımın hiçbir döneminde onu zihnimde öldürmemiştim, benim her zaman en büyük destekçim olmuştu .Olmadığı zamanlarda bile o kadar yanımdaydı ki onu hiçbir geçmiş zaman ekiyle anmazdım. o hep buradaydı. Bedeni toprağa karışmıştı ama ruhu kalbime bağlanmış en zor zamanlarımda bana oradan seslenmişti. 

Tüm mücadelem, tüm savaşım uğruna heba ettiğim yıllarım hepsi onun içindi.Bir daha dünyaya gelsem bir daha aynılarını yaşasam yapacağım şey yine aynı şey olurdu. Ayakta kalma çabam yine aynı olurdu.

Şimdiyse elimde üzerinde ki kanın kuruduğu  fotoğrafı ile James'in koltuğunda oturmuş resmimize bakıyordum. Üzerinde beyaz kısa bir elbise yanında en sevdikleri, yüzünde kocaman gülümsemesi kameraya poz vermişti.

Notu ve resmi kimin yolladığını bilmiyordum. Ne olursa olsun kimseye bahsetmediğim ve yıllar önce kaybettiğim resmi yollayanın kim olduğu ise hala belli değildi.

James elinde ki kahve fincanını uzatırken bakışları üzerimde geziniyordu. "Eva daha iyi misin ?"

Elindeki kahve fincanını aldım ve ona sadece kafa sallamakla yetinmiştim. James'le üç yıl önce tanışmıştık. ikimizde aynı yerde göreve başlayıp birçok göreve gitmiştik. Şuan ise ikimizde farklı görevler peşinde koşuyorduk, Çoğu zaman görüşemesek bile başımız sıkıştığında birbirimizi arayan kötü gün dostuyduk. Ne o beni sorgulardı ne de ben onu tek bir telefonumuz yeterdi birbirimize ulaşmak için.

Cesetten kurtulmak için aradığım ilk isim o olmuştu. Normal şartlarda kadavrayı  İstihbarata teslim etmem ardından ise benim hakkımda verecekleri cezaya uymam gerekirdi fakat bir sürgüne daha gidemezdim. Hele ki önümde Boris Cornor'u yakalamak gibi bir fırsat bana altın tepsiyle sunulmuşken mi ? Asla.

Belki de benim zorladığım kapıyı ben daha çalmadan bana açacak bana istediğimi verecekti. Bu görevi bu kadar istememin tek sebebi buydu.

"Eva, hiçbir şey anlatmıyorsun yaşadığın şoku anlıyorum ama kendine gelmelisin, sen bir İstihbarat ajanısın. Bir ismin var ilk defa birinin kendini öldürmesine şahit olmadın."dedi.

Haklıydı fakat bende haklıydım gelen resim bir uyarıydı ve bunu gönderen kişi beni tanıyordu, eğer kimliğim ifşalanırsa veya ifşalandıysa bu  benim için her şeyin sonu demekti. fakat buna rağmen devam etmeliydim devam edecektim kendim için değil ama masum bir can için devam edecektim.

Derin bir nefes çektim ." iyiyim sadece şaşkınım bunun bir tuzak olduğunu düşünüyorum."

James'in düşünceli bakışları gözlerime değdi. " Nasıl bir tuzak ?" dedi. "resim" dedim .Derin bir nefes daha çektim "Resmi gönderen kişi beni tanıyor olabilir ?" 

" İyi düşün Eva belki de asıl tuzak budur belki de asıl senin böyle düşünmeni sağlayarak bir tuzak kurmuşlardır." söyledikleri daha da kafa mı karıştırmıştı. 

Onun zekasına güveniyordum fakat bu hikayede oturmayan bir şeyler vardı. bu düşüncelerimden uzaklaşarak "Cesedi ne yapacakasın" dedi.

 Telefonda ona kısaca olanlardan bahsetmiştim markasını bilmediğim siyah bir araçla gelmiş cesedi siyah aracın bagajına yerleştirmişti. Bunlar olurken aynı zamanda yanında bir sinyal kesici taşıyordu, hiç kimsenin olmadığı yoldan geçip başka bir yolda sürmeye başladı ve bi anda durdu. yanımıza yine markasını bilmediğim siyah bir araç geldi.

Yalnızlığın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin