Bugün pazartesi olmasına rağmen cuma gibi hissettiriyordu Bennu'ya. Sanki Muhammet hocayla ettiği küçük sohbetin haricinde hiç bir şeyden keyif almamış gibiydi. Bu aralar halihazırda pek iyi hissetmiyordu, ailesiyle arası biraz karmaşıktı ve bunun üstüne Muhammet hocanın zihninde yer kaplaması onu zorluyordu. İçindekileri açığa çıkarmak istiyordu çünkü kendini açmazsa bir yerden patlayacağını biliyordu.
İşte bu yüzden, her ne kadar okulda anlatmamış olsa da, eve vardığı an dayanamayıp yaşanan her şeyi anlatmıştı arkadaşlarına. Çoğu komik olduğunu düşünmüştü, çünkü komikti. Garip olabileceğini söyleyenler de vardı tabii ama onlara pek hak veremiyordu. Sonuçta çok yakında 18 olacaktı ve gayet olgun bir insan olduğundan emindi. Aralarında bir şeyler yaşanacak olsa seviye farkı yaşamayacakları da apaçık ortadaydı. Kafasında bir sürü farklı senaryo dönüyordu. Birlikte olsalar ne olurdu diye düşünmek hoşuna gidiyordu ve onu korkutan şey de buydu. Kendine asla güvenemiyordu. Her şeyi kafasında kuruyor olması muhtemeldi. Sonuçta kendisi sadece bir liseliydi, bu adam neden ona dönüp ikinci bir defa bakardı gerçekten cevabı bilmiyordu. Cana yakın ve öğrencileriyle yakınlık kurmayı amaçlayan iyi niyetli bir hoca olmadığı ne malumdu ki? Daha yeni tanışmışlardı sonuçta.
Bennu seslice bir iç çekti. Yatağından yavaşça kalktı, masasında duran sigara pakedi ve çakmağıyla beraber içinde sigara çöpü ve çiş dolu olan plastik çene suyu şişesini eline aldı. Penceresine doğru ilerledi, cam zaten açıktı. Çişli 'küllüğünü' yere koydu ve bir sigara yaktı. Bu onu rahatlatıyordu biraz. Artık rutin gibi bir şeye dönüşmüştü aslında. Tekrardan düşünmeye başladı.
Penceresinden dışarı bakarken ne kadar vakit geçirdi bilmiyordu ama sigarası bitmişti ve hava soğuyordu. Şubat ayında olmalarına rağmen gündüzleri hava hala yeterince soğuk değil aksine sıcaktı. En azından Bennu sıcak havayı daha çok seviyordu. Yine de şubat ayında güneş görmek çok garip olabiliyordu tabii. Yalnızca gece saatleri soğuyordu hava ve saat 12'ye geliyordu. Dolayısıyla üşüyen Bennu camdan uzaklaşıp pencereyi kapattı, perdesini de çekti. Nefes almak iyi gelmişti. Çişli şisesini yerden alıp tekrardan masasına koydu. Kapısı zaten kilitli olduğundan endişe edeceği bir şey yoktu. Üşüyen ayakları için dolabından bir çorap seçip yatağının kenarında otururken giydi. Canı sıkılıyordu. Ne yapsam diye düşünürken birden aklına süslenmek geldi. Arada sırada evdeyken makyaj yapıp kombin denemeyi seviyordu. Makyaj çantasını kaptı ve masasının başına oturdu. Kombin oluşturmaktan ziyade seksi bir makyaj yapıp, hafif dekolte gösterip kafasında sahte senaryolar kurmak istiyordu. Tabii Instagram'a da bir hikaye atmadan olmazdı.
İnstagram'a hikaye atmayı düşünürken aklına bir şey geldi. Acaba Muhammet Hoca'nın instagramı var mıydı? Tam ismi Muhammet Sarıca'ydı, mutelemen ismi uzun olduğundan kısaltmalı bir nickname kullanıyordu, yaygın bir ismi olduğu için de belki birkaç alt tre ve nokta da kullanmış olabilirdi. Haklı olduğunu fark etmesi üç beş dakikadan fazla sürmedi. Hesabını bulduğunda profil fotoğrafı onu biraz güldürdü ve hemen arkadaşlarına gönderdi, biraz makara yaptılar. Yani çirkin olduğundan değildi tabii ama biraz eski kafalı bir poz verme anlayışı vardı. İlk önce emin olamadı ama daha sonra siktir etmeye karar vererek hocasına hızlıca istek gönderdi ve telefonunu masaya koydu. Kabul edeceğinden emin değildi zaten ve saat geçe geliyordu. Belki de uyumuştu. Bunları kafasından atmaya karar verdi ve "boşalttım şarjörü yüzüne" adlı oynatma listesini çalarak makyajını yapmaya başladı. Kırmızı rujun ona yakışmadığını düşünüyordu ama bugün kırmızı ruj süresi bile vardı. Oynatma listesindeki tüm şarkıları ezbere bildiğinden makyaj yaptığı süre boyunca hepsine eşlik etti, eğleniyordu.
On beş veya yirmi dakika sonrasında makyajı bitmişti ve modu oldukça yükselmişti. Tabii ki de Instagram'a hikaye atacaktı. Fotoğraf çekmek için telefonunu eline aldı. Çok hoşuna giden iki bildirimle karşılaştı.