Bölüm 8

131 24 2
                                    


"Bu ne demek oluyor Asil" diye sordu Sevim hem şaşırmış hem de öfkelenmiş bir halde. Rüya ağlayacak gibi görünüyordu. Gözyaşlarına hâkim olmak için büyük bir çaba sarf ediyordu.

Asil, İnci'nin elini bırakmadan yengesine bakmaya başladı. "Babamın seyahatten dönmesini bekleyecektim ama buna daha fazla seyirci kalamam. Hepinizin artık öğrenmesi gereken bir gerçek var."

"Neymiş o?" Burak'ın sesi duyulduğunda Asil kapıya doğru bakmaya başladı. İnci'nin amcası ve Burak da gelmişti. İkilinin aile üyeleri karşısında el ele olduğunu gördüğünde öfkelenmişti.

Amcası ise içeriye kravatını gevşeterek yürümeye başlamıştı. "Asil, neler oluyor?"

İnci başını sallayarak yapmamasını istese de Asil onu dinlememekte kararlıydı. Daha fazla acı çekmesine seyirci kalacak değildi. "Lütfen" dedi İnci fısıldayarak. Yengesi ve Rüya'nın karşısında bir yere kadar cesur olabilirdi ama amcasından ölümüne korkuyordu. Onu bir kez olsun sevgi ile kalkmayan ellerinin acımasızca nasıl canını acıttığını unutmasının imkânı yoktu.

"Buna ne kadar daha boyun eğeceksin ki? Bu evde sana saygı duyan tek bir kişi bile yokken hala lütfen diyorsun."

İnci'nin gözünden bir damla yaş süzüldü. Artık korkusu hem elle tutuluyor hem de gözle görülüyordu. "Korkuyorum" dedi zorlukla.

Asil elini daha sıkı kavradı. "Artık buradayım." Dedi ve amcasına baktı. "Yakın zamanda öğrendiğim bu durumu sizin de öğrenmenizin zamanı geldi. İnci benim halamın kızıdır." Verdiği bilginin aile üyelerinde yapacağı şokun biraz olsun dinmesi için cümlesine bir süre ara verdi.

İlk şoku atlatan babaanne olmuştu. "Aylin, halan mı senin?"

Asil başını sallayarak kabul etti. "Evet, tüm yaşanan sorunlar biz çok küçükken meydana geldiği için biz bile bir halamız olduğunu bilmiyorduk. Babaannem artık hasretine dayanamamış olacak sonunda bana ondan bahsetti. Halamın elim bir kazada vefat ettiğini öğrendiğimde çok üzülmüştüm ama geride bize İnci'yi bıraktığını öğrendiğimiz de çok sevindik."

Amcası konuya ortadan dâhil oldu. "Baban da biliyor mu?"

"Hayır, iş gezisinde olduğu için henüz onunla bu konuyu paylaşma imkânım olmadı. Zaten bunu size gelip anlatmamış olmamızın nedeni de buydu. Ama kuzenime burada eziyet edilmesine de seyirci kalacak değilim."

"Saçmalık " dedi Burak. "İnci'ye burada kimse eziyet falan ediyor değil."

Asil alaycı bir gülüme ile karşılık verdi ona. "O zaman az önce ona tokat attığını kendi ağzıyla itiraf eden annen yalan söylüyor öyle mi?"

Burak çatık kaşlarla annesine baktı. Bu olay yaşandığında evde yoktu ve daha sonra böyle bir konunun geçtiğini de duymamıştı. "Anne?"

Sevim yardım ister gibi kocasına baktı. Ama o hala düşüncelerinin içinde boğuşuyordu. Aklında onlarca şey dolanıyordu. "Ne o? Annenin ilk defa mı İnci'ye eziyet ettiğini duyuyorsun?" dedi babaannesi hem şaşkın hem de alaylı bir şekilde.

"Babaanne, tamam annem ile anlaşamıyorlar ama annem birine şiddet gösterecek kadar da ileriye gideceğini düşünmüyordum."

Onun yaşadıklarına bu kadar kör oluşu İnci'yi daha fazla yaralamıştı. Elini tutan parmaklardan aldığı güçle "Birini yok saymak da eziyettir illa fiziksel olmasına gerek yok." Dedi. Sonra bunu söyleyebildiği için rahatladığını hissetmişti. Ne kadar uzun süredir korkusuzca yaşadıklarını haykırmak istiyordu.

Burak kuzeninin yanına geldi. Onu omuzlarından kavradı. Hala Asil ile el ele olmalarına rağmen görmezden geldi. "Biliyorum hep sana yaşatılanları görmezden geldim ama inan sana vurulduğunu bilseydim annemin karşısına ben de dikilirdim."

ZOR AŞK -2 Aşktan öteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin