O günün sabah olması hayli zordu. Ada tüm gece İnci ile konuşup durmuştu. Ona gerçekleri anlatmanın her yolunu zihninden geçirmişti. Sonunda hiç birinin yeterli olmayacağına ikna olmuştu. Konuyu dolandırmanın gereksiz olduğunu düşünüyordu.
Buna kendi başına karar veremeyeceğini anlayınca yatağından kalktı. Asil'e kendisinin bu işin üstesinden gelebileceği hakkında ahkâm kesmiş olmasına rağmen şu an yapamayacağını hissediyordu.
Abisinin odası koridorun sonundaydı. Bu katta sadece kendisi ve abisi kalıyordu. O nedenle konuşmalarına ev halkının kulak misafiri olmayacağından emin olduktan sonra abisinin kapısını çaldı. İçeriden uyanık olduğuna dair bir belirti yoktu. O nedenle usulca kapı kolunu çevirip kapıyı açtı.
Tahmin ettiği gibi abisi uyuyordu. İçeri girmek ve odasına dönmek arasında kararsız kalmıştı. Ancak odasına dönerse aklındaki sorular yüzünden gözüne uyku girmeyeceği bildiğinden içeriye girmeye karar verdi.
Saatin oldukça geç olduğunu bilmesine rağmen kendisine sinirlenmeyeceğini düşünerek yatağın yakınına geldi. O kadar derli toplu biriydi ki yatak dışında karışık olan herhangi bir köşe bulmak olanaksızdı. Kendisinin odasıyla kıyaslamak bile istemezdi.
Onu korkutmamaya özen göstererek omzuna dokundu. Abisi bir anda gözlerini açınca Ada irkilmişti.
Asil kardeşini görünce doğrulup sırtını yatak başlığına yasladı. "Ada..." komodinin üzerindeki dijital saate kaydı gözleri. Sabaha karşı 3'ü gösteriyordu. " Neden buradasın?"
Ada olduğu yerde ileri geri sallanmaya başladı. "Aslında uyku tutmadı. Yarın için çok gerginim."
"Yarın için mi? Ne oldu ki?" uykudan yeni uyandığı için olayları sıraya koymakta zorlanıyordu.
Ada " İnci ile konuşacağız ya. Tek başıma yaparım diye düşünüyordum ama zaman geçtikçe endişelenmeye başladım. Ya inanmazsa, ya bizim bunca zaman neden beklediğimizi sorarsa? Ya kabul etmek istemezse?"
Asil onun ne için endişelendiğini anlamıştı. Kardeşinin elini avucuna aldı. "Şimdi odana git ve güzelce uyu. Yarın İnci ile konuşurken yanında olacağım."
Ada tamamen sakinleşmese de içinde rahatlayan bir yön vardı. Eğilip abisinin yanağından öptü. "İyi ki varsın abi." Dedi ayakladı. Asil yeniden yatağına dönmeden önce ona son kez baktıktan sonra odasına geri döndü.
****
Okulun bahçesine girdiğinde heyecandan adeta kıvranıyordu. İnci ile karşılaştığında neler olacağını kestiremiyordu. Onunla aynı dersleri alıyordu ama daha önce çok fazla birebir konuşma ortamı bulamamıştı. Onun sessiz sakin kendi halinde biri olduğunu biliyordu. Bir de oldukça yetenekli olduğunu biliyordu. Rüya ile kuzen olduğunu öğrendikten sonra özellikle arasına mesafe koymuştu ama şimdi hayat ona okkalı bir tokat atmıştı.
İnci sadece Rüya'nın değil kendisinin de kuzeniydi.
Okul merdivenlerini çıkarken ayaklarının titrediğini hissediyordu. Onu her zamanki gibi sınıfta bulacağını biliyordu. O nedenle onu yolda engelleyecek tüm unsurlardan ustalıkla sıyrılıp doğrudan sınıfa girdi.
Tahmin ettiği gibi İnci içerideydi. Her zamanki köşesine geçmiş, büyük bir tuvalin önünde mütemadiyen fırçasını savururken tüm dünyadan soyutlanmış görünüyordu. Uzun saçlarını ensesinde örmüştü. Kulağında yer alan kulaklık sayesinde sesleri de duymadığının farkındaydı.
Onu korkutmadan yanına geçti. Tam dibinde durmasına rağmen İnci onu fark etmiyordu bile. Hala belli belirsin ortaya çıkmaya başlamış olan resme yoğunlaşmıştı. Ona seslenmeden önce ne tür bir resim üzerinde çalıştığını ayırt etmeye çalıştı ama sadece mavi tonlarını ayırt edebilmişti. Bir çıkarım yapmak için erken olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK -2 Aşktan öte
RomansaBir kaza sonucu anne babasını kaybeden genç bir kızın kendine aile kurma çabasının en acı verici hikayesi... Kimsesiz kalan ve bunu hayatının gerçeği olarak kabul eden İnci, ona sevgi bağının ne demek olduğunu öğretecek Asil. Aile içinde ailesiz k...