Kuru Dudaklar

46 1 0
                                    

AYKAN'DAN

Bir dakika bunu benim söylemem gerekmiyor muydu? Kendine güveniyor olmalı. Saçlarının yüzüne verdiği parlaklık gözlerine de yansıyordu. Titriyordu ve dudakları kurumuştu. Şuan teklifi ben etmiş olsaydım hiç beklemeden dudaklarına yapışmıştım bile. Ama henüz erkendi.

Gözlerimi dudaklarından gözlerine çevirdikten sonra ''yarın beşte seni almaya gelirim'' dedikten sonra gülümseyerek otoparktan çıktım ve Clup'a girerek grubun yanına oturdum. Volkan ''sorun neymiş?'' diye sorunca ''benim arabam değilmiş'' dedim ve Vodka dan bir yudum aldım.

Meyra kedi gibi bana sırnaşarak başını omzuma koyduğunda öne doğru eğilerek bardağı masaya koyduğumda ''sorun ne Aykan?'' dedi. Sorusuna cevap vermeden kalktım ve ''yorgunum eve gidiyorum'' dedim. Mete ''erkencisin'' deyip sırıtınca '' yorgunum dedimya'' dedim ve masanın üzerine bir miktar para bıraktıktan sonra otopark'a yöneldim. Arabamın yanına ulaştığımda yerde duran kolye gözüme çarptı. Eğilip yerden kolyeyi aldığımda o kızın boynundaki kolye olduğunu hatırladım. O kız mı? Adı neydi cidden? Söylemiş miydi?

Kolyeyi cebime attıktan sonra arabaya bindim ve otoparktan çıktım. Yol kenarındaki lambalar arabanın içini aydınlatıyordu. Hızla evin yolunu tuttum. Uzun zamandır eve gitmiyordum. Amcam yine saçma sapan konuşmalar yapacaktı. Babam öldüğünden beri bana o bakıyordu ve bu evciliğe kendisini fazlasıyla kaptırmıştı her ne kadar Eda yani yengem istemese de. Çocukları olmuyordu ve bundan hep amcamı sorumlu tutuyordu. Bu kadar bencil olmayı nasıl becerebiliyordu?

____________________________________________________________________________________

Köşkten içeriye girdiğimde beni evdeki yardımcılardan biri olan orta yaşlardaki Suzan karşıladı. ''Aykan bey hoşgeldiniz'' dediğinde ''neredeler?'' dedim. ''Üst kattaki büyük salondalar'' dediğinde merdivenlerden çıkarak salona ulaştım. Amcam kitap okuyordu ve Eda telefonla uğraşıp sırıtıyordu. ''Merhaba'' dediğimde Eda'nın yüzündeki gülümseme silindi ve elindeki telefonu koltuğa bıraktı. Amcam gözlerini bana çevirerek içten bir gülümsemeyle ''oooo Aykan bey siz buralara uğrar mıydınız?'' diyerek yanıma geldi ve bana sarıldı. Eda ''hoşgeldin tatlım'' dediğinde yapmacık bir şekilde sırıtıyordu. ''Hoşbuldum'' dediğimde amcam benden ayrıldı ve koltuğa oturdu. Ardından bende karşısındaki koltuğa yayılarak oturdum. Amcam ''yemekte ne hazırlatayım ne istersin?'' dediğinde ''yemeğe kalmayacağım'' dedim.

Amcam ''grup nasıl gidiyor?'' dediğinde gülümseyerek ''oldukça iyi yakında Antalya'ya arkadaşımızın mekanında konser vermeye gideceğiz'' dediğimde sırıtarak ''işi büyüttün demek, güzel'' diyerek ellerini birleştirdi.

____________________________________________________________________________________

karanlıktakiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin