Duygusal Karmaşa

71 4 0
                                    

Peki şimdi ne söyleyecektim. İlk defa birisinden hoşlandım ve onun da öylece dönüp gitmesine izin veremez miydim mi? Asıl şimdi iş sarpa sarmıştı ve acilen kendimi toplayıp yerinde ve tatmin edici bir cevap vermem gerekiyordu.

Aykan pekte gösterişli olmayan tekli koltuğa oturup "evet seni dinliyorum eminim mantıklı bir açıklaman vardır" dediğinde telefonum çalmıştı. "hah telefon" diyerek çantama elimi daldırdım ve telefonumu çıkardıktan sonra arayanın büyük annem olduğunu gördüm, geç bile kalmıştı.


"Alo büyük anne" dediğimde sesim fazlasıyla boğuk çıkmıştı. "Birtanem neredesin caner seni bulamayınca beni aradı çok endişelendim" dediğinde "sorun yok büyük anne sadece ortamdan sıkıldım ve hava almak için biraz yürüyüşe çıktım" dedim.

Aykan vay be der gibi dudaklarını büzerek kafasını salladığında sırıtıyordu. Kaşlarımı kaldırarak sessizce "ne var ?" dediğimde sırıtarak devam et der gibi elini salladı.


Büyük annem "neredesin gelip seni alayım" dediğinde telefon kapanmıştı çünkü lanet olası şarjım bitmişti. Sinirlenip aykana dönerek "sen beni neden buraya getirdin beni hemen eve bırak" dediğimde "kapı orada, çıktıktan sonra sağa dön, hızlı yürürsen 15 dakikada taksi durağına ulaşırsın yalnız dikkatli ol yollar biraz tenhadır"dediğinde yaptığım aptallığın ne kadar büyük olduğunu fark ettim.


İki, üç saniyelik sert bakışlarımı gözlerinin içine bakarak ona aktardıktan sonra kendimden emin bir şekilde ayağa kalkarak odadan dışarıya çıktım. Burası müzik aletlerinin bolca bulunduğu bir yerdi daha çok çalışma odasına benziyordu. Mekan oldukça genişti ve genel olarak kırmızı- siyah ağırlıklıydı ayrıca duvarlar tuhaf posterlerle çevriliydi. Hızlanarak açık kapıdan çıktım ve aykan'ın arabasıyla karşılaştım. İki üç adım atıp arabayı geçtikten sonra durdum ve geri dönüp arabanın tekerine bütün gücümle tekme attıktan sonra öten araba alarmına aldırmadan, nereye gittiğimi bilmeden de olsa yürümeye devam ettim.


Burası neresiydi böyle ? Amazon ormanları filan mı? Etraf oldukça karanlık ve ürkütücüydü. Topuklu ayakkabılarım toprağa saplandıkça yürümem zorlaşıyordu ve içimden kendime küfürler savuruyordum. Sinirden ağlamak üzereydim ama korkum daha ağır basıyordu. Bir çıtırtı dahi duysam bu sefer gerçekten bayılabilirdim. Yolu dahi göremiyordum fakat yürümeye devam ediyordum. Kalbim her an ağzımdan çıkabilirdi. Yaklaşık üç dakikadan beri yürüyordum ve bilincim cidden yerinde değildi. Sadece yol olduğunu düşündüğüm toprak düzlükte ilerliyordum.


Bir dakika bu havlama sesi miydi? Arkama döndüğümde bir köpeğin bana doğru koştuğunu gördüm ve koşmaya başladım. Lanet olsun ki topuklu ayakkabılarım koşmama engel oluyordu ve ben çok geçmeden kendimi yerde buldum. Yüzüstü toprağa kapaklanmıştım ve dizim fena halde acıyordu.

Köpek artık başımdaydı ve kuyruğunu zevk alıyormuş gibi sallıyordu. Çığlık atmaya başladığımda yanımda bir araba durdu. Göz yaşlarıma hakim olamıyordum ve canım fena halde yanıyordu. Arabadan inen aykandı ah ne hoş sürprizdi! ama şuan bunu düşünecek durumda değildim.


Aykan beni kucaklayarak arabaya yerleştirdi ve geriye dönerek tekrar başladığımız yere sürmeye başladı. "Arabayı durdur ineceğim" dediğimde tek kaşını kaldırarak bana baktı ve "emin misin?" dedi. "Bir kızı böyle bir yerde tek bırakacak kadar nazik olduğuna göre, istediğini yapacak kadar da düşüncelisindir diye düşünüyorum" dedikten sonra içimden durmaması için dua ettim. "Artık çeneni kapasan diyorum!" dedikten sonra şansımı daha fazla zorlamamam gerektiğini düşündüm ve sustum. Cebinden telefonunu çıkarıp bana uzattı ve "aileni ara gecikeceğini söyle" dedi.


Bu fırsatı geri çeviremezdim telefonu aldım ve büyük annemin numarasını tuşladım. İlk çalışta açtı belli ki haber bekliyordu. "Büyük anne ben yemek yemek için bir yere geldim gecikeceğim endişelenme şarjım bitti" dediğimde derin bir nefes verdi ve "bekliyorum bitanem daha fazla gecikme lütfen" dedi ve telefonu kapattı.

Telefonu aykan'a verdikten sonra aykan'ın mekanına geldik. Aykan arabadan indi ve kapımı açtı, beni kucaklamak için eğildiğinde gözlerimin içine baktı. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı nefesi yüzüme deyiyordu. Beni kucağına aldıktan sonra mekanın kapısına geldi ve kapıya ayağıyla tekme attığında kapı açıldı ve içeriye girdik. Kapı kapatma huyu yoktu anlaşılan.

karanlıktakiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin