Şirkete geldiğimizde sokakta ki herkes bburadaydı. Polisler, olay yeri inceleme....hepsi buradaydı. Polis çalışanlara sorular soruyordu. Yani ortalık savaş alanı gibiydi.Kırılmış camın önünde durduk. "Senin bir düşmanın falan var mı? yada sana sinir olan birisi?" Ben ne bileyim."Hayır yok sanırım." İçeriye baktım. Her yer dağınıktı. "Sanki fırtına geçmiş buradan." İçeride berbat bir koku vardı. Biraz daha ilerleyince olduğum yerde durdum. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.
Karşımda ki manzara beni göz yaşlarına boğacak şekildeydi.
"Ba.... baba" Kanlar içinde yerde yatıyordu. Aras bana doğru dönüp
"Baba mı?" O ölmüştü. Göğsüne baktım ama hareket yoktu. Ellerim ağızımda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım bağırışa dönüştü.O ölmüştü kıpırdamıyordu. "Baba uyan!" Uyansa da bana ağlama dese. "Uyan baba lütfeen. Bırakma beni." Aras yanıma gelip belimden tuttu. Sonra nedense etraf kararmaya başladı. Zemin ayaklarımın altından kaydı sanki. "Kumsal!" Yere yığılmıştım. Gözlerim açık babama bakıyordum. "Ambulans çağırın!" Diye bağırıyordu Aras. Ben ise babamın cansız bedenine bakıyordum.Neden ölmüştü? Kim yapmıştı?. Babam öldü, annem de yurt dışında işte çalışıyor. 'Belki geri gelmem' demişti bana. Ben yalnız kalmıştım. Kimsem yoktu artık. Sonra yavaş yavaş gözlerim kapandı. Etrafta ki sesleri duyamaz hâle geldim.
∆∆∆∆∆∆∆
Başımda ki ağrıyla açtım gözlerimi. Bana ne olmuştu öyle?. Beyaz bir odada, çift kişilik yatakta yatıyordum. Tepemde dikilen bir hemşire vardı. Serumumu çıkartıyordu. Yatakta doğrulmaya çalıştım ama başım çok şiddetli bir şekilde ağrıyordu. "Kalkmayın Kumsal hanım." Dedi hemşire ve sonra kapıdan dışarı çıktı. Odayı inceledim biraz. Beyaz duvar, siyah zemin, ve gri renkte büyük, yuvarlak bir halı vardı odanın ortasında. Yatağın karşısında ise kahverengi bir kapı vardı. Neredeydim ben? Bu ilginç zevk kime ait acaba?
Kapının açılmasıyla irkildim. Karşım da Aras'ı görünce afalladım. Burası onun evi mi? "Biraz daha iyi misin?" dedi güzel ses tonuyla. "İyiyim.biraz başım ağrıyor sadece." Kafamı çevirip odada ki aynaya baktım. Gözlerim baygın bakıyor ve ağlamaktan şişmişti. Yüzüm soluk gözüküyordu. Ne olmuştu bana. Neden hatırlayamıyorum. "İlaçlarını alınca iyi olursun. Babasını kaybeden birine göre iyisin." Babamı hatırlayınca gözlerim doldu. Ağlamamak için kendimi zor tuttum.
Aras bunu fark etmiş olacak ki konuyu değiştirdi. "İstersen bu akşam evimde kal. Akşam yemeğini birlikte yeriz. Yarın da şirketinin tadilatına başlamak için usta çağırırız." Aras düşündüğümün aksine iyi birisiydi. Bana neden böyle davranıyor olabilirdi? Komşusu olduğum için mi? Ona karşı garip hisler oluştu içimde.
Kafamı olumlu bir şekilde salladım. Çok yorgundum ve babam aklımdan bir türlü çıkmıyordu. O görüntüsü gözlerimin önüne geldikçe gözlerim doluyordu. Öldüğünü gözlerimle görmüş olsam bile halâ inanamıyordum öldüğüne.
*Çoğu zaman insan sevdiklerinin öldüğünü kabullenemez.*
"İstersen ben çıkayım sen biraz dinlen." Biraz dinlensem iyi olacak aslında. "Olur." Kafamı tekrar yastığa koydum. Uyumam gerekiyordu. Şimdiden babamı özlemiştim. Keşke yanımda olsalar. Annem de babam da. Tekrar benimle vakit geçirseler. Birlikte gezsek... Hüngür hüngür ağlamaya başladım.Aras sesimi duymasın diye sessiz ağlıyordum. Ne de güzel tartışırlardı. Doğum günlerim aklıma geldi. Babamla birlikte sinemaya gitmiştik. O zamanlar 6 yaşında olduğum için sinemada çizgi film vardı. Sinemadan sonra babam filmin yarısında uyuduğunu söyledi. Ne güzel zamanlardı. Şimdi tek başımayım.
Üç saat boyunca yatakta döndüm durdum. Bir türlü uyku tutmadı. En sonunda yataktan kalktım. Kalkar kalkmaz başım dönmeye başladı. Yatağa geri oturdum. Beş dakika öylece boş boş duvara bakıp oturdum. Tekrar ayağa kalkıp aşağıya indim. Babama ne kadar çok üzülsem de hayat bu. Bir gün herkes ölecek. Bana acı veren babamın bu şekilde ölmesiydi.Akşam yemeği hazırlanmıştı sanırım. Evin içi makarna kokuyordu. "Cidden makarna mı yaptın." dedim mutfağın kapısından içeri girerken. "Niye sevmez misin?" Zaten böyle bir adamdan böyle bir yemek beklenir.
"Severim de senden beklemiyordum." deyince kahkaha attı. Ne güzel gülüyor öyle. İç sesim sapıttı herhalde. Bir süre makarna yapışını izledim. "Makarnayı soslu yapsana." Kafasını çevirip bana şaşkın bir şekilde baktı. "Elin kolun mu bağlı sen yap. Hem yapmayı biliyor musun görmüş oluruz." Resmen alay ediyordu benimle. Çabuk gaza gelen birisi olduğum için yapacaktım o sosu. "Görürsün sen, çok güzel bir sos yapacağım şimdi." Burnundan güldüğünü duydum. "Göreceğiz."
Dolaptan küçük tencereyi aldım. Tereyağını kattım. Aras da oturmuş beni izliyordu. Ben sosu hazırlarken makarnanın suyu tencereden taşmıştı. Ama Aras sanki burada değilmiş gibi makarnayı görmemişti bile. Ona döndüm. Gözlerini bana dikmiş düşünceli bir şekilde bana bakıyordu. "Aras, makarna!" Birden yerinden fırlayıp ocağa koştu. Yüz kızartıcı bir küfür savurdu. Ona bakarak güldüm. Güldüğümü duyunca bana döndü. "Sonunda seni güldürmeyi başardım." Zafer kazanmış gibi mutlu olmuştu.
Sosun son malzemesi yani toz biberi almam lazımdı. Biberlikler ocak ile duvar arasındaydı. Kolum yetişir diye düşündüm. Uzanmaya çalıştım. Artık tek ayak üstünde duruyordum. Tam alacaktım ki ayağım kaydı. Kendimi Aras'ın üstünde buldum. Ellerim onun göğsünde, onun elleri benim belimdeydi. Yere düşmemiştik ama bu bile düşmek kadar kötüydü. Bir süre boyunca bu şekilde kalmıştık. Ta ki telefon çalıncaya kadar. Kim böyle güzel bir ânı bozar ki. İç ses kapa çeneni.
Aras telefonunun yanına gitti. "Alo, bir şey bulabildin mi Ömer?" Sandalyeye oturmuş onu izliyordum. "Ne? Nasıl olur?....İyice araştırdın mı?...." Telefonu kapattı ve bana döndü. "Kumsal...."
Merhaba arkadaşlar. Umarım bölümleri sevmişsinizdir. Saatlerce uğraşıyorum bir bölüm için. Eğer beni takip ederseniz çok mutlu olurum. 🥰
Yeni bölüm için 40 okuyucu ve 10 oy alsam yeterli. Okuyucu sayısı arttığı için biraz yükselttim.
Bir şey daha var:
abeOlia4 isimli kişinin profilinde bir kitap var isterseniz okuyun derim.
Kitap ismi:
Vampirimin Gözleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komşuluk İlişkisi
Teen FictionEvine yeni taşınan Kumsal, bir moda tasarımcısıdır. Yan komşusu Aras ile tanışır. Aras da başkomiserdir. Kumsal'ın başı bir gün belaya girer. Aras Kumsal'a yardım etmeye başlar. İlerleyen zamanlarda Kumsal ile Aras birbirlerini sevmeye başlarlar. Am...