Keyifli okumalar 🍀
***************************
Bir hüzün filiz vermişti Kılıç'ın gönlünde. Ona bakan bu gözlere ne kadar derin bakmak istese de bakamıyordu. Sanki daha fazla bakarsa kirlenecekler korkusu vardı içinde.
"Sen okuma yazma bilmiyor musun?" Diye sordu. Çünkü çok zeki bir kıza benziyordu.
" Hayır komutan. Aslında harfleri biliyorum, sayıları da biliyorum hatta çarpım tablosunu da biliyorum abim öğretti bana. Çobanlık yapan varya o..." Kılıç onun heyecanla araladığı dudaklarına ve her konuşmasına oynattığı ellerine baktı.
" Burası niye tehlikeli ki? hem tehlikeli hemde burayı kapatmıyonuz. " Diye de homurdandı.
" Mayın var, bomba yani. Kapatacağız şimdi de. Şey. "" Senin gibi zeki bir kız okumak hatta yazmak istemez mi? " Aliye ellerini arkasında birleştirip kafasını eğdi, bir ayağıyla yeri eşmeye başladı.
" Mektep kasabada, yani çok uzaktaydı. Gidemedim... Öyle arada kaynadı. Burada çoğu kişi bilmez. Ama isterim... Mesela senin adını yazmak isterim. Gözlerin için güzel şeyler yazmak isterim." Kılıç duyduğu bu sözlerle kalbini sıktı. Ne heyecan veriyordu böyle.
Oda yüzünü çevirip gözlerini yumdu. Kehribar gözleri dolmuştu birden.
Aliye'nin omzunu ovup kendine çekti kısa bedeni. Saçlarını okşayıp Alihe'nin gülüşünü seyretti." O zaman bana söz ver okuyacak ve yazacaksın." Genç kızın kaşları havalandı.
" Ama nasıl?Sen mi öğreteceksin? " Yüzündeki masum gülüş yayılırken Kılıç'ta gülüp Aliye'nin yüzünü avuçları arasına aldı.
" Ben çok isterdim öğretmeyi ama biliyorsun görevlerim var. Senin bu işi hızlıca öğrenmen lazım. O yüzden bir asker abiden rica edeceğim. Her sabah gelip ders vereceksin."
Aliye kafasını olumsuzca salladı.
"Sadece ben olmaz komutan. Okumayan, benim gibi olanlar var. Onlarda gelsin lütfen." Kılıç daha fazla dayanamayıp genç kızı göğsüne çekip sarıldı.
Küçük yüreği dünyaları içine sığdırırdı.
"Hepsini al gel... Bu görevi sana veriyorum..." Aliye parlayan gözlerini gülümseyen yüze çevirdi.
" Sen çok güzelsin komutan..." ellerini uzatıp Kılıç'ın boynuna sarılmak istedi fakat adam çok uzundu.Kılıç o sarılsın diye boynunu eğdi.
Aliye hemen sarılıp çaktırmadan yanağına bir öpücük kondurdu.Hemen ellerini çekip kaçamak bakışlarla etrafına bakındı.
" Seviyorum seni kahraman komutan." Kılıç onun sesine gülümseyip koşarak uzaklaşmasını seyretti.
Kalbinde inanılmaz bir ferahlık vardı.
Sevda dedikleri bu olsa gerek!
" Sen ne güzelsin be deli kız ." Diye homurdanarak askerlerinin yanına yöneldi. Bu gün oldukça kaoslu geçmişti.
.....
Mesut onlara doğru gelen bedeni görünce sırıtmaya başladı.
Çünkü komutan otuz iki diş sırıtıyordu ve bu durum kesinlikle o genç kızın eseriydi.
" Mesut! " Mesut içinden küfürler savurup yanında aldı soluğu.
"Emret komutanım," deyip selam verince Kılıç aynı sert ifadesine dönüp askerlere bakarak konuştu.
"Askerlerin arasında öğretmen var mı?"
Mesut mekik çeken askere baktı. Onları yanına çağırıp komutanın sorusunu tekrarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMANDO
Teen FictionBuraya ne yazılı görmüyor musun? Girilmez yazılıyor. GİRİLMEZ!" Sesi öyle korkunç çıkmıştıki kehribar gözlü adamın, ama bu hiç umurunda değildi genç kızın. Neredeyse mayın tarlasına girecekti oysa. "Ben okuma yazma bilmem ki. Üç harf bilirim sadece...