Bu bir karanlıktı, bu bir mahkumluktu ve bu bir idamdı, içine girilmiş olan dört duvar arası ve orada ölümü bekleyen yüzü çizikli bir adam. Her şey devlet gibi olacak diye bir kural yoktu her şey firari katil gibi olacak diye bir kural vardı ve o k...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
14 bölüm
...KİMSE SENİ GERÇEKTEN SEVEMEZ...
Hala oradaydım, ve yine yalnızdık onunla, oda benim gibi bekliyor bir haber bekliyor ama o haberi kimden bekliyor bilmiyorum, bir saat sonra demişti bana ve o saatin bitmesine az bir şey kaldı, bir an önce gitmek istiyordum ailemin yanına gitmek istiyordum ve umarım babam bu olayı anlayışla karşılar bu olaydan sonra eve gittiğimde bir kavga kaldıracak kadar güçlü değilim.
Ağrıyan başımı elimle ovmaya çalıştım, kıraç odadan çıkmıştı aradan bir kaç dakika geçtikten sonra tekrar gelmişti ve onunla tek kelime bile konuşmamıştım, bana baktığını hissediyordum ama başımı kaldırıp ona bakmıyordum. Bana yaklaşan ayak seslerini duyduğumda başımı kaldırıp ona baktığımda. Elinde bir tane kutu vardı kutuyu masaya atı ve yanımdan ayrıldı. Kutuya baktığımda ağrı kesici olduğunu gördüm. Hiç olmazsa biraz düşünceliydi kutuyu alıp içinden bir tane çıkartıp ağzıma atım bardakta olan sudan biraz içtim.
Başımı geriye doğru yasaldım gözlerimi kapattım. " ne kadar kaldı " dedim düz ve yorgun bir sesle
" az kaldı " dedi " görende sana işkence yaptığımı sanacak " dediğinde ona baktım ." Buradasın kimse sana bir şey yapmıyor. Benden mi nefret ediyorsun" dedi net bir sesle ama ona bir cevap vermedim." Diren " dedi bana doğru geldi tam önümde dikildi.
"Senden nefret etmiyorum" dedim " yani etmem için bir sebep yok etsem ne olacak etmesem ne olacak " diyip omuz silktim " ama ikimizde bir birimizden haz etmiyoruz " diyip dudaklarımı ıslattım.
" diren Güner " dedi biraz eğildi ve kısık bir sesle konuştu. " senden haz ediyorum " dedi tam cevap verecektim ki odanın kapısı açıldı, açıldığı gibi kıraç benden bir kaç adım uzaklaştı. Bakışlarımı ondan ayırıp, odaya giren kişiye baktım Polat gelmişti .
" gidiyoruz " dedi buz gibi bir sesle Bana baktı, ama ben kıraça baktım başıyla kalk işareti yaptı, sesli bir nefes verip olduğum yerden kalktım , nasıl davranacağımı bilmiyordum neden bilmiyordum ama biraz korkuyordum. Birlikte kapıya doğru gittik Polat öndeydi ve kıraç arkamdaydı, odadan çıktık ve depodan çıkışa doğru ilerledik, büyük kapı açıldı deponun önünde yan yan dizilmiş beş siyah plakasız araba vardı. Bir arabaya doğru gittik koruma gelip benim için kapıyı açtı arkaya bindim Kıraç diğer tarafa geçti oda arkaya benim yanıma bindi, diğer arabalara da başka adamlar geçti ama benim dikkatimi çeken şey Polat oldu, o binmedi arabalara galiba gelmeyecek yada bizimle görünmek istemiyor.
Bir koruma gelip şöför yerine geçti, ve arabayı sürmeden önce elindeki çantayı kıraça verdi, kıraçta bana verdi sert bir şekilde elinden aldım, bu hareketime şaşırdı ama bir şey demedi , bir şey demesin zaten çünkü ona biraz sinirliyim. Çantamdan telefonu çıkartıp baktım, kapatmıştı ve açtım ben telefona bakarken, kıraç kucağıma onun arabasında unuttuğum ceketimi bana verdi " hava soğuk giy bunu " dedi çıplak olan karnıma ve omuzlarım baktı ve biraz gözüken göğüslerime, dudaklarını diliyle ıslatı kaşlarımı çatım hızı bir şekilde ceketimi giydim ve ondan biraz uzaklaştım. Ondan uzaklaştığımda bana bakmaya devam eti ve bu hareketime güldü, başımı her iki yana salladım 'bu adam kalbe zarardı ' telefonu tekrar Çantama koydum,