köprü altında yaşlı ayyaş adamın teki beklerdi
gözleri kırış kırış sakalları ağarmış kahırdan
sanki ellerinden geceye süzülen o melodi
en hüzünlü şarkıyı dinlemek gibi bir sağırdanbakanlara içerlemezdi
hepsi aynı der gülüp geçerdi
biraz yalnız
biraz Allahsız
biraz vefasız
fahişeler sokakta eğlenirdi
çocuklar dilenirdi
yaşlı adam imrenirdi
susardı hep
yalnız çığlığı geceyi delip geçerdigünler böyle geçip giderdi
her bakış bir şey alıyormuşçasına kendinden
birdenbire yakınırdı onulmaz kederinden
gece yarısı ağlıyormuş kendiliğinden
gözyaşları bir şey alıyormuşçasına kendindenkonuşmazdı susardı hep
yalnız çığlığı geceyi delip geçerdigünler böyle geçip giderdi
altmış yıldır yemini var yazmıyormuş bir tek şiir
lakin düştü bir şafak vakti yağmur gökten damla damla
altmış yıldır elemi var gelmiyormuş bir tek sihir
satırları kendini astı kâğıtlar havalandı rüzgârlaköprü altında yaşlı ayyaş adamın teki beklerdi
gözleri kırış kırış sakalları ağarmış kahırdan
susardı hep yalnız çığlığı geceyi delip geçerdi
altmış yıldır meğerse ölümü çağırıyormuş tâ en başından
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAUDADE
Poesía"Kuşlar göçtü; bir mevsim daha terk etti bizi. Gölgeler kanatlanıp dağılıyor ufukta. Bazısı yâd ederken, hazin hikâyemizi; İrisler fısıldaşır, alaca karanlıkta." Aşk, hiçbir zaman insanoğlunun söylemlerine uygun bir tanım olmamıştır. Eğer yaratılışt...