The Male Lead I Raised Is Obsessed With Me

8.Bölüm

"Ne? Gerçekten mi?! Hanımefendi, elinizde bir şeyler olmalı! Sana ve büyük anlayışına güveniyorum!"

"Her şeyden önce sözleşmenin kendisi bir sahtekarlıktır."

"Ne! Dolandırıcılık mı?!"

Naol'a yavaşça açıkladım.

"Bunu düşün. Bunda tuhaf bir şeyler var. Atalar ne kadar aptal olsalar da bu şartlarda bu kadar büyük miktarda borç alırlar mıydı?"

"O..."

"Şimdi yapmak zorunda olduğumuz gibi o zaman yakılacak odun kalmayacak kadar düşmezlerdi. O zamanlar diğer aileler tarafından 50 milyon mark borç verilebilirdi. Neden Fox Tüccarlar Birliği'nden bu kadar adil olmayan koşullarla borç almaları gereksin ki?"

"Haklısın. Sözlerinizi dinledikten sonra gerçekten de tuhaf bir şeyler oluyor."

"Evet, bu borç senedinde bizim bilmediğimiz bir hile olduğu çok açık. Dolandırıldığımızı kanıtlayabilirsek..."

"Parayı geri ödemek zorunda değiliz!"

"Ve hasar tazminatı bile alabiliriz!"

Naol sanki Tanrı'ya dua ediyormuş gibi ellerini birbirine kenetledi.

Gözlerinde saygı dolu bir ışıltı vardı.

"Hanımefendi gerçekten muhteşem! Sadece parayı hızlı bir şekilde geri ödeyebileceğinizi düşündüm ve sözleşmenin kendisinin tuhaf olduğundan asla şüphelenmedim. Bunu nasıl anladın? Hanımefendinin evden sorumlu olması nedeniyle ne kadar şanslı olduğumuzu gerçekten bilmiyorum."

Mendilini çıkarıp gözyaşlarını sildi.

"Sen olmasaydın bu kaleye ne olurdu? Bunu düşünmek bile korkutucu. Bu, Tanrı'nın Valruga Dükalığı'nı terk etmediğinin kanıtı değil mi?"

"Şimdi önemli olan delilleri hızla bulmak. Borcumuzu ne kadar sürede ödememiz gerekiyor?"

"Gelecek pazartesi olduğuna göre beş gün kaldı."

"Pekala, beş gün boyunca tüm görevleri durdurun ve dolandırıcılığın kanıtlarını aramaya odaklanın! Umarım bunu bir sır olarak saklaman gerektiğini biliyorsundur, değil mi?

"Elbette! Çenemi kapalı tutacağım. Ne yaptığımızı bilselerdi o tilkiler ne yapardı bilmiyorum!"

"İyi!"

Arama üç gün boyunca devam etti.

Naol ve ben bütün gün ve geceyi dolandırıldığımıza dair kanıt bulmaya çalışarak geçirdik.

"Aile mührüne bakmaya ne dersin?"

"Bu meşru!"

"Sözleşme kağıdı mı?!"

"Ayrıca meşru!"

"Rakamların değiştiğine dair herhangi bir işaret var mı?"

"Kurcalanma belirtisi yok!"

"O zaman... nerede?!"

Sonunda baktığım belgeleri çöpe attım.