Sinek kuşuna benzeyen genç ve güzel bir sesi vardı ama sesi o kadar soğuk ve çarpıktı ki güzelliği hissedilmiyordu.
Karanlığın içinden küçük bir figür ortaya çıktı.
"L, L-Lucius!"
Titreyen ve geri çekilen Blant'ın aksine, Catherine parmaklıklara tutunarak yalvardı.
“Lucius! Çok uzun zaman oldu! Tamam, hasta değil misin? Teyzen için endişelendiğin için mi buraya geldin?”
Lucius onlara porselen bir bebek gibi baktı.
Catherine ancak o zaman bir şeylerin tuhaf olduğunu hissetti.
“…Lucius?”
"Teyze, hatırladın mı? Küçüklüğümden beri teyzem sahip olduklarıma imrenirdi.”
"Ne?"
“Teyzemin dediği gibi annem ve babam tarafından terk edilmiş bir çocuktum ama yine de zaman zaman değerli eşyalar aldım. Hala hatırlıyorum. Kravat kırmızı mücevherlerle süslenmişti.”
Onur konuğuna bunu göstermenin utanç verici olduğunu söylememiş miydi?
Yoksa kayıtsız bir babanın hayırseverliğini mi temsil ediyordu?
Çok iyi hatırlamıyordu.
"Teyzem çok güzel olduğunu söyledi. Sen de onu alıp oğluna verdin.”
Sesini yükseltmiş ya da sert bir şekilde konuşmuş gibi değildi ama garip bir şekilde korkutucuydu.
“L-Lucius. Beni dinle. O zaman…Beğenmediğini sanıyordum…! Yani sebebi bu. Buna mı üzüldün? Ben, özür dilerim. İstersen sana yeni bir tane alırım…”
“Ama önemli değil. Benim için önemli değildi. Ama teyzeciğim."
Lucius parmaklıkların arasından uzanıp Catherine'in çenesini şiddetle tuttu.
Catherine mücadele etti ve çocuğun ince görünümüne rağmen onun kollarından kolayca kaçamadı.
“A, ah……”
Catherine'in yüzü demir parmaklıklar arasında ezilmişti.
Yüzündeki kemikler kırılıyormuş gibi hissediyordu.
"Kardeşime dokunma."
O kızıl gözlere baktığı anda Catherine geç fark etti.
Bir hata yaptı.
Felia dokunabileceği biri değildi.
“Eğer beni incitmeye çalışsaydın hoşgörülü olurdum. Teyzenin bunu bilmesi gerekir, değil mi? Çünkü annem beni sürekli azarladı ve dövdü. Annemin dediği gibi ben kötü bir çocuğum ve sadece bana bakarak bile tüylerini diken diken eden bir çocuk olduğum için onun sinirlenmesi doğal.”
Catherine'in vücudu gözle görülür şekilde titriyordu.
Keskin tırnakları Lucius'un hassas etine battı ama Lucius'un yüzü sanki hiç acı hissetmiyormuş gibi sakin kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Male Lead I Raised Is Obsessed With Me
Historical FictionYetiştirdiğim Erkek Başrol Bana Takıntılı Gençken, fazladan bir kötü adam olarak ele geçirildim ve sonunda beni öldüren erkek başrolle evlendim. Ölüm bayrağından kaçınmak için ona bulaşmamaya çalıştım. "Hey, burası neden bu kadar soğuk?" Kaybedecek...
