34.Bölüm

247 23 0
                                    

Boom!

Kontun kalesinin içinden neredeyse gökyüzünü ve yeri sarsacak kadar büyük bir gürültüyle alevler yükseldi.

“Öhöm……”

Midem bulanınca elimle ağzımı kapattım.

Çay kıyafetlerimin üzerine döküldü ve bardak yere düşüp paramparça oldu.

Bugün zaten etrafta dolaşmaktan yorulmuştum ama gücüm aniden düşerken ölecekmiş gibi hissettim.

“Hanımefendi! İyi misin?"

Bircher sırtımı okşadı ve tenimi inceledi.

"HAYIR……"

Başım dönüyor.

Gerçekten bayılacağımı sanıyordum.

Luc ile sabah antrenmanı sırasında sahada bir tur daha eklediğim için mutluyum.

Yoksa şu anda bayılacaktım.

Ama midem o kadar bulanıyordu ki, keşke bayılsaydım diye düşündüm.

Göğsümü okşayarak kaleye baktım.

Buna rağmen kalkan iyi çalıştı ve Logan ile Blackie güvende görünüyordu.

Kont'un kapatılan şatosunun ışıkları yandı ve kargaşa başladı.

Alevlerin uzaktan bile görülebilecek kadar şiddetli girdap yapmasını izlerken başımı kaldırdım.

Neredeyse zamanı gelmişti.

Bir süre sonra gökten yağmur damlaları düşmeye başladı.

Beklenmedik yangın sırasında aniden ortaya çıkan yağmur, vatandaşlar tarafından hoş karşılandı.

'Aşırıya kaçıyor olsam bile acele etmem iyi bir şey.'

Böyle zamanlarda hava durumunu bilmek bana kolaylık sağlıyordu.

Yağmur zamanında bilinçli olarak uygulanan plan sayesinde yangının kısa sürede söndürüldüğü görüldü.

* * *

Lütfen yeniden yayınlamayın. Yalnızca Dropped Inks'te okuyun.

Yağmurdan korunmak için otele geri döndük.

Bella'nın önceden hazırladığı sıcak banyoya girdiğimde yorgunluğumun hafiflediğini hissettim.

'Uyumalıyım. Luc iyi uyuyor mu?'

Koridora baktığımda Luc'un yanımdaki odasından ışıkların sızdığını görebiliyordum.

"Işıkları kapatmadım mı?"

Işıkları kapatmak niyetiyle kapıyı açtığımda Luc'un han odasındaki masanın önünde oturduğunu gördüm.

İçeri girdiğimde Luc bana şaşkınlıkla baktı.

The Male Lead I Raised Is Obsessed With Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin