Okulda aklıma gelip tam olarak iki haftada yazıp bitirdiğim fic... İçime sindi ama umarım güzel olmuştur.
asqewip beğenmeni umuyorum
12/01/2024-Cuma
Dersin boş olması sebebiyle daldığı uykudan uyandı Jake. Şöyle bir etrafı süzdü. Ardından saatine baktı. Etraf sessiz ve normaldi, dersin bitmesine ise çok vardı. Tam vaktiydi.
Hazırlıklarını tamamladı, son olarak elindeki kağıdı sırasına bıraktı ve ayağa kalktı. Sınıftan çıkmadan önce sınıf başkanına seslendi.
"Ben intihar etmek için çıkıyorum. Öğretmen gelip sorarsa söylersin."
Onun söylediği ile gram ilgilenmeyen başkandan aldığı cevap "Peki, çabuk dön ama." olmuştu. Sınıfta bulunan diğerlerinin ise umurunda olmamıştı söylediği. Güzel, Jake de böyle olmasını tercih ederdi zaten.
Hiçbir şey düşünmeden merdivenlerden çıktı. Çatı katına ulaşmıştı. Tam uca geldi. Yüzüne vuran rüzgarla gülümsedi ve adımını boşluğa attı. Ancak düşmesini engelleyen bir şey vardı: bileğine yapışmış olan bir el.
"Aklını mı kaçırdın sen Jake? Ne yaptığını sanıyorsun? Düşüyordun."
Jake kendini tutan elin sahibine baktığında onun Jay olduğunu gördü. Onu engellemesine kızmıştı ama kendini düşündüğünü görmek onu son kez mutlu etmişti.
"Sağol Jay ama amacım zaten düşmek. Buraya gelerek zahmet ettin." Bunları söylerken Jay'e fark ettirmeden bileğindeki elini gevşetmişti. "Yine de teşekkür ederim. Son anda bile olsa geldiğin için."
Son sözlerinden sonra Jay'i düşmemesi için güvenli tarafa ittirdi ve koşarak tekrar o uca geldi. Ardından düşünmeden kendini bıraktı. Jay arkasından bakakalmıştı.
*****
O andan birkaç gün önce: 09/01/2024-Salı
Hızla gelen mide bulantısıyla yanına oturduğu klozete tekrar yanaştı Jake. Kaçıncı olduğunu bilmediği kez kustu yine ve en sonunda artık midesi bomboş kaldığı için bittiğine kanaat getirip ayağa kalktı. Bitkin düşmüştü.
Saatlerdir okul tuvaletinden çıkmadığı için derslerin çoğunu kaçırdığını düşünerek sıkıntıyla sınıfa ilerledi. Ardından kapıyı çalmadan direkt içeri girdi.
"Sonunda teşrif edebildiniz Jake bey! Kapıyı çalmaya lüzum görmeyişiniz ne büyük incelik." Kendisiyle dalga geçerek konuşan öğretmenine tepki vermeden bekledi. Konuşsa daha kötü olacağını biliyordu.
"Kapıda dikilip duracağına yerine geç hemen. Senin keyfine göre işlemiyor bu okul. Kim bilir nerelerde dolaşıyordun şimdiye kadar?"
'Saatlerce kustum, hâlâ iyi değilim ama kızacaksınız diye geldim.' diyemedi Jake. Onun yerine sessizce özür dileyip yerine geçti. Bütün yargılayıcı gözlerin üzerinde olduğuna emindi. Bu da kalbinin çıkacak gibi atmasına neden oluyordu.
Yutkundu defalarca ve derse odaklanmaya çalıştı. Yapabildiği de söylenemezdi ama odağını biraz başka yöne çekmeyi başarmıştı. Yine de hâlâ berbat hissediyordu.
*****
10/01/2024-Çarşamba
Derin nefesler alarak okul binasına girdi. Dün geçirdiği kriz anının tekrarlanmasından korkuyordu ama devamsızlık da yapamazdı. Yapınca öğretmenlerle tatsız bir şekilde muhatap olmak zorunda kalıyordu çünkü.
İstemeyerek sınıfa ilerledi ve en arkadaki sırasına oturdu. Sıra arkadaşı ondan önce gelmişti. Jake'e "Günaydın." diye seslense de karşılık alamamıştı. Ancak biraz sonra cesaretini topladığında "Günaydın Jay." diyebilmişti. Jay buna karşın hafif tebessüm etmişti.
Jay sınıfta ona yakınlık gösteren tek kişiydi. Jake'in durumunu anlıyor ve elinden geldiğince onu iyi hissettirmeye çabalıyordu. Bu Jake'in hayatındaki iyi olan nadir şeylerden biriydi.
"Nasıl hissediyorsun kendini?"
Onun ilgiyle gelen sorusuna karşılık Jake kısık bir sesle iyi olduğunu belirtmişti yalnızca. Jay ise bu kısa cevabı umursamadan "Güzel. İhtiyacın olursa yanındayım, unutma." demişti.
Jake sevinçten durduramadığı gülümsemesini saklamaya çalışarak başını salladı ve önüne döndü. Az öncenin heyecanıyla yanakları kıpkırmızı olmuş, onu daha da tatlı yapmıştı.
Gün bütün sıradanlığıyla ilerlerken Jake sırasından kalkmıyor, dışarı çıkmıyor ve uyumakla ders dinlemek dışında herhangi bir aktivitede bulunmuyordu. Jay ise arkadaşları sıralarına gelip Jake'i rahatsız etmesin diye dışarı çıkmıştı onlarla.
Öğle arasındalardı, sınıf arkadaşları konuşup gülüşerek yemek yerken Jake okulda yiyemeyeceği için sessizce sırasında oturuyor ve kitap okuyordu.
Gelen gürültü onu fazlasıyla rahatsız ediyor olsa da Jake bunu göz ardı etmeye alışmıştı. Bu yüzden odaklandığı kitabını okumaya devam etti. İyice daldığı bir anda sırasının üzerindeki kitabı başka bir el tarafından kapatıldı.
"Rahatsız mı ettim Jake? Gerçi ettiysem bile önemli değil, çünkü sen aksini söylemezsin. Yanılıyor muyum?"
Jake başını iki yana sallayarak ona karşı çıkmadığını belirtti. Tartışmakla uğraşamazdı. Buna karşılık Jinsang ona bakarak sırıttı. Jake'in kendisine ters davranmayacağını biliyordu ve bu onunla uğraşmayı daha da zevkli kılıyordu.
"Dün kriz geçirdiğini duydum. Öncesinde gelip seninle dalga geçtiğim için mi? Ben bir şey yapmıyorum ama sana. Yalnızca ne kadar aciz ve zavallı olduğunu yüzüne vuruyorum. Sen ise bir şey yapmıyorsun. Çünkü benim karşımda bile aciz kalıyorsun. Sen yalnızca intihar edip seni terk eden annen için ağlayabilirsin. Onun için üzülüyorsun ama o seni bıraktı ve gitti."
Jake elleriyle gözlerini kapatmış, başında duran çocuğun dediklerine kulak asmamaya çalışıyordu ama nafile. Ellerinin titremeye başladığını hissettiği anda ayağa kalktı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Koşarak sınıfı terk etti. Tek istediği yalnız kalıp ağlamaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chaser-Jayke
Fanfiction"Ben intihar etmek için çıkıyorum. Öğretmen gelip sorarsa söylersin." "Peki, çabuk dön ama." Beni çevreleyen karanlığa ışık gönderiyorsun. Sana bakınca kör oluyorum. Umurumda değil, aşkına ihtiyacım var. Aşk, yine beni aydınlat Bana doğru bir ışık ...