"Aç kapıyı Jake... Lütfen."
Jay umutsuzca kapının önünde beklerken herhangi bir hareketlenme yoktu içeride. "Yanında olmak istiyorum. Lütfen Jake."
"Bu halimi görme Jay."
Jay sonunda titrek bir ses duymuştu ama bunu duymaktansa saatlerce beklemeyi tercih ederdi onu. Yine de güçsüz görünmek istemedi.
"Bu benim için sorun değil. Lütfen aç artık şu kapıyı. Seni görmek istiyorum. Ne halde olursan ol."
Sözlerinden sonra içeriden duyduğu hıçkırıklar artmıştı. "Sen benim için fazla iyisin. Sen... Benim gibi biriyle uğraşmak zorunda değilsin."
Jay sinirle elini saçlarından geçirdi ve derin bir nefes verdi. Kim sokmuştu Jake'in aklına bunu? Bu çocuk nasıl böyle düşünüyor olabilirdi?
"Jake, bana güvendiğini söylemiştin değil mi? Kim ne dedi bilmiyorum ama geriye kalan herkesi boşver. Bana odaklan, tamam mı? Yalnızca benim sana iyi bakacağımı düşün. Sana yardım edeceğim."
Sonunda Jay'in önünde kale surlarından sağlam duran o kapı açıldı ve arkasından ağlamış güzel bir surat göründü. Onun ağlamasını sevmiyordu ama bu haliyle bile güzel olduğunu inkar edemezdi Jay.
Vakit geçirmeden sarıldı kendinden küçük bedene. Sıkı sıkı sardı onu bırakmayacağını göstermek ister gibi.
Jake iki günde alıştığı bu sıcak kucağa sığındı iyice ve gözlerini kapattı. Yorgun hissediyordu.
"Hadi seni eve götürelim. Yorgun olmalısın."
Jake başını sallamakla yetindi. Jay ondan işaret alır almaz lavaboların oraya ilerledi ve açılması için önce yüzünü dikkatlice yıkadı onun. Sonra sınıfa ilerlediler, Jake'i içeri girdirmedi gerileceğini bildiği için. Tek başına içeri girip çantalarını aldı ve çıktı. Ardından ellerini birleştirerek yürümeye başladı.
Sessizlik içinde yürümeye devam ederlerken Jake kısık bir sesle mırıldandı. "Özür dilerim. Her şey için."
Jay gülümsedi ona ve kolunu omzuna sarıp yürümeye devam etti. Bir yandan omzunu sıvazlıyordu iyi hissettirmek adına. "Ne yaptın da özür diliyorsun Jake? Asıl ben özür dilerim senden. Yalnız kalmamalıydın. Jinsang'ın yanına geleceğini hesap edemedim."
Jake cevap vermedi buna karşılık. Önemli olmadığını söylemek isterdi ama canının bugün çok yandığını hissediyordu. En sonunda cesaretini topladı. "Kendini sorumlu hissetme. Onun sözleriyle bu hale geliyor olmam benim sorunum."
"Hayır, bu onun hastalıklı düşüncelerinin sonucu. Ayrıca hassas kalbinin bunları kaldıramaması da senin suçun değil. Ama ben aşman için yardım edeceğim, tamam mı? Yanlış anlamanı istemiyorum ama yardıma ihtiyacın var, biliyorum."
"Haklısın. Ama niye bu kadar özen gösteriyorsun bana?"
Jay birkaç saniye ne cevap vereceğini düşündü. Ona aniden 'Seni seviyorum.' dese durumundan yararlanıyor gibi olmaz mıydı?
"İçimde seninle ilgilenmem gerektiğini söyleyen bir ses var çünkü. Ben de ona uyuyorum."
"Bu sesi sevdim."
Jay neşeyle güldü. Jake'in kafasını biraz olsun dağıtmış olmaktan memnundu fazlasıyla.
Biraz daha yürüyüşün ardından Jake'in apartmanının önüne geldiler. Jake tam apartman kapısından girecekken Jay ona son kez seslendi. "Şimdi evinde güzelce dinlen, tamam mı?"
"Tamam. Sen de mi eve gideceksin?"
Jay sessizce onu onayladığında Jake'in endişeli bakışlarını gördü. "Üşümez misin peki yürürken? Evinin uzak olduğunu söylemiştin."
Jay tam ona üşümediğini söyleyecekken aniden hapşırmaya başladı. Bunu gören Jake kararlılıkla yanına yaklaştı. "Benimle gel. Evde biraz ısınman lazım."
Jay şokla ona bakarken çoktan eve doğru sürüklenmeye başlamıştı.
*****
"Şey, fazla dağınık olduğunu biliyorum ama... Oturabileceğin bir yer ayarlayayım, bekle."
Jake telaşla resmen bok götüren evini toparlamaya girişmişken Jay kollarını tutarak durdurdu onu. "Buna gerek yok. Benim için yorma kendini. Bak, eşyaları böyle kenara çekersem... ikimiz de oturabiliriz."
Jake gülümseyerek kendine yer açmış ve yanına gelmesi için koltuğa vurarak onu çağıran Jay'e baktı. Sonra gerginliğin etkisiyle elini ensesine götürüp etrafa göz attı. "Yine de en azından yaşanabilir bir hale getirmem gerekiyor burayı."
Telaşla yerdeki kalabalığı kucaklayıp oturma odasından çıkarken Jay etrafı inceliyordu. Jake'in bu kadar dağınık olması tuhaftı cidden.
"Evime daha önce kimse gelmediği için ne yapacağım konusunda emin değilim. Aç mısın Jay? Ya da sıcak bir içecek ister misin? Veya..."
Jay telaşla onun yanına gelip sorular soran çocuğu kolundan yakaladı ve yanına oturttu. Onu kendine iyice çektiğinde ellerini de beline yerleştirmişti. "Sadece güzelce dinlen istiyorum. Bana yapacağın en iyi şey bu olur."
Jake memnuniyetle bunu kabul edip başını Jay'in omzuna yasladı. Dakikalarca öyle durduktan sonra Jay omzundaki bedenin nefeslerinin düzenli hale geldiğini fark etti. Jake günün yorgunluğuyla uyuyakalmıştı.
Onu güzelce koltuğa yatırıp bulduğu bir battaniye ile üzerini örttü ve sessizce evi düzenlemeye girişti. Bu dağınıklık hiç sağlıklı değildi çünkü ve o Jake'in iyi hissetmesi için her şeyi yapacağına söz vermişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chaser-Jayke
Fiksi Penggemar"Ben intihar etmek için çıkıyorum. Öğretmen gelip sorarsa söylersin." "Peki, çabuk dön ama." Beni çevreleyen karanlığa ışık gönderiyorsun. Sana bakınca kör oluyorum. Umurumda değil, aşkına ihtiyacım var. Aşk, yine beni aydınlat Bana doğru bir ışık ...