Adele arkadaşlarının yazdığını düşündü. Bu kadar da kötü insanlar olunmaz diye içinden geçirdi. Gözleri dolmuştu. Babasının olmaması onun suçu değildi. Hiç doğmamış olmayı diledi içinden. Zarfı ağlayarak buruşturmaya başladı. Artık katlanamıyordu. Dipsiz bir denizde sanki batıyordu. Babasına küfürler savurdu. Neden gitmişti? Neden çok sevdiği bir kadını hamileyken terk etmişti? Babası olsaydı sanki bunlar hiç yaşanmazdı diye düşündü Adele. O kadar çok ağlamıştı ki olduğu yerde yığıldı. Midesi bulanıyor ve başı dönüyordu. Her olayın suçlusu Adele gibi gözüküyordu ama değildi. Babasıydı. Bir insanın yokluğu ne kadar can acıtabilirse Adele'nin canı o kadar acıyordu. Gözlerini kapattı ve uyuya kaldı. Annesinin kapıyı açtığını duydu. Sabah olmuş mesai bitmişti. Rose çok yorgun gözüküyordu. Adele annesine sıkıca sarıldı ve sessizce ağladı. Rose dönüp iyi misin diye Adele sordu. Adele iyi olduğunu söyledi. Her zamanki gibi annesini üzmek istemiyordu. Odasına koşarak çıktı. Sabah olmuştu ama ağlaması hala durmamıştı. Kendisine gelmek için elini yüzünü yıkadı. Üstünü değiştirdi. Birden zarfın yatağının üstünde olduğunu gördü. Yepyeni görünüyordu. Sanki hiç buruşturulmamış gibi. Adele şoka uğradı ve hızlıca alt kata indi. Zarfı aradı ama bulamadı. Annesi ne aradığını sordu elinde kahvesiyle. Adele ders notlarım diyerek geçiştirdi. Tekrar koşarak odasına gitti ve kapıyı kitledi. Ardından annesinin ayak seslerini duydu. Annesi uyumak için odasına çekilmişti. Adele zarfı açıp açmama konusunda kararsız kalmıştı. Parmaklarını zarfın üstünde gezdirdi. İçindeki ses açmasını söyledi. Kalbi ağzında atıyordu Adele'nin. İçinden çıkan kağıt adete yok denecek kadar inceydi. Ama yırtılmayacak kadar da sağlam görünüyordu. Kağıdın parlaklığı bir inciden çarpan güneş ışınlarını andırıyordu. Adele bu kadar güzel bir kağıdı daha önce hiç görmemişti. Kağıdın üzerindeki yazılar adete sanat eseri gibi görünüyordu. Her harf bir diğeriyle adete dans ediyor gibiydi. Boşluk araları bile hep aynı boyuttaydı. Çok güzel bir el yazısıydı bu. Adele kağıdı inceledikten sonra okumaya başladı.
"Sevgili güzel kızım Adele, ben yokken neler çektiğini gittiğim ilk günden beri hissediyorum. Güzel kızım bu dünya sandığım gibi bir yer değil. Sana bunu doğru zaman geldiğinde anlatmaya karar vermiştim. O zaman geldi. Bana kızgınsın biliyorum. Sana kim daha doğrusu ne olduğumuzu anlatacağım. Annenin mesaide olduğunu ve tüm güm uyuyacağını da biliyorum. Benim ile görüşmek istersen öğlen asma köprünün altında buluşalım. Ben orda olacağım.
Sevgilerle Baban Magnus."
Adele gözündeki yaşı sildi. Bu artık şaka değildi. Babasıydı. Neler olduğunu anlatacaktı. Mektubu okurken içinde huzur ile karışık bilinmezlik vardı. Adele her zaman hislerine güvenmişti. Şimdi gidecek miydi? Babası onun anlamadığı cümleler kurmuştu. Annesini takip mi ediyordu? Ya da ne olduğumuzu anlatmak ne demek? Adele baya şaşkındı. Ve gitmeye karar verdi. Tek başına gidecek ve babasıyla yüzleşecekti. Yeterince acı çekmişti. Babası onu üzse üzülmezdi Adele. Babası onun için bir yabancıydı. Diğer yabancıların sözler gibi sadece canını sıkardı ama üzemezdi. Adele en kötü ne olabilir ki diye düşünerek yatağına uzandı. Daha öğlene vardı. Bu olanları arkadaşı Alex'e anlatmalı mıydı? İlk gündem onun deli olduğunu düşünmesini istemedi. Adele için saatler geçmiyordu. Uyudu uyandı ve hazırlanmaya başladı. Asma köprü mahallenin sonundaki ormandaydı. Önceden köprünün altından su akıyordu ama son yıllarda ırmak kurumuştu. Adele yürüyerek gitmeye kadar verdi. Evden çıkmadan annesine not bıraktı. Arkadaşlarıyla ormanda piknik yapacaklarını söylemişti. Annesi inanmazdı tabi ki de ama yine de bir daha eve dönemezse onu nerde araması gerektiğini bilmeliydi.
Adele ormana girdiğinde birde yağmur yağmaya başladı. Köprünün altında ıslanmaktan korunabilirdi o yüzden koşmaya başladı. Köprüye geldiğinde biri oradaydı. Adele duraksadı ve korkmaya başladı. Orda duran kişi birden Adele döndü. Başındaki kapşonu çıkarttı. Adele şoka girmişti. Karşında babası Magnus vardı. Ona doğru yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Elf
FantasyYalnız ve bekar bir annenin kızı olan Adele zorlu bir hayat sürmekteydi ve daha zor günler onları bekliyordu.