Kendini tamamen asi, fırtınalarda bile yıkılmayacak duvarlarla kaplamış genç kız duvarlarının ardında ise bir o kadar savunmasızdır.
Onu bulan ailesi kızın o sarsılmaz duvarlarını aşmayı başaracak mı?
Peki kızın duvarlarını aştıklarında görecekler...
Hikayem 200+ okuma olmuş çok mutluyum. Hiç beklemiyordum. Okuyan herkese teşekkürler☺️
Oy ve yorum yapanlara da ayrıca teşekkür ediyorum 🥰
Bu arada Alisa'nın küçük sarı örümcekleriyle olan konuşmaları uzunca bir süre Çince olacak çünkü küçükler Türkçeyi biraz anlasa da pek bilmiyorlar. Onların konuşmasına çeviri eklemeyeceğim o yüzden.
İkizler de Türkçe konuşunca ben önceden bir işaret koyarım, böylece anlarsınız. Ayrıca 4, 5 yaşlardaki çocukların konuşma tarzıyla konuştuklarını düşünün lütfen. Ben normal yazacağım ki, daha net anlaşılsın.
Bölüm.
(2 gün sonra/Türkiye'ye giderken)
Sabah yatağımda zıplayıp, başımda öten küçük böceklerle uyanmıştım
Alisa- heyy ne yapıyorsunuz miniklerim? Rosa- Anneeee uyan artık! Bu gün gezmeye gideceğiz! Yao- evet anne! Geç kalıcaz yoksa! O zaman görürsün sen! Alisa- aaa sarı örümceklerime bakın siz! Şimdi sizi cezalandırmayayım mı ama ben? Rosa- Hayııır! Alisa- Neden cezalandırmayayım? Yao- çünkü biz kötü bi şey yapmadık anne! Sen söyle o zaman neden bizi cezalandırasın ki? Alisa- bir de soruyormusunuz! Rosa- sormamalımıyız anne? Alisa- tabi ki sormalısınız bebeğim. Bu şakasına sorduğum bir soruydu. Rosa- eee neden bizi cezalandırcan ki? Alisa- çünkü çok tatlısınız bebeklerim!
Bunu dememle onları kucağıma alıp gıdıklamaya başlamam bir olmuştu. Onlar da "yapma, anne ahahah d-dur artııık" diye kahkahalar eşliğinde elimden kurtulmaya çalışıyordular.
Evet genelde bana anne dedikleri oluyor çünkü neden demesinler ki? Hem onlarda bazen böyle daha iyi hissediyorlar. O yüzden ben dedim onlara ben sizin ablanız olarak anne yarınız sayılırım o yüzden bana istediğiniz gibi seslenebilirsiniz diye.
Hem neredeyse 3 yıldır birlikteyim onlarla. Annelerini pek göremediler o yüzden bana anne demeleri beni çok mutlu ediyor. Çünkü bu demek ki onlara annelerinin yokluğunu o kadar da hissettirmiyorum. Ablaları olarak bu benim görevim değil mi zaten.
Hem Rosa başkalarının yanında pek konuşkan değildir. Sadece kendi aramızda bu kadar rahat. Başka kişilerin yanında A'yao yada sevdiği birini koruma gereği duymazsa konuştuğunu pek duyamazsınız.
Kahvaltıya inip yemeklerimizi yidik. Ardından onların odalarına girip teker teker üzerlerini değiştirdim. İkisi de çok süslüydü(bakımlı) benim belleklerimin ve ikisi de genelde uyumlu giyinmeyi çok seviyordu
(A'yao ya)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Rosa)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
