Selam!
Nasılsınız?Bu bölüm sezon finali olacak. Yeni sezon için net bir tarih veremem ama Hazirandan önce paylaşmam pek olası değil, çünkü Mayıs sonu ve Haziran başı Üniversite sınavlarım olacak ve ben elimden geldiğince onlara odaklanmak istiyorum.
Ne yazık ki iki kitabı da aynı anda yazmam çok daha zor olacak. Bu yüzden sınıflara çalışırken bir yandan da diğer kitabı bitirmeye çalışacağım.Neyse İlk kısmı seksendört anlayamazsın ile dinlemenizi tavsiye ediyorum, diğer kısımda ise Mağusa limanı. İkinci kısımda haber vereceğim isteyen açabilir.
Sezon Finali
Alisa
Telefonumun çalmasıyla konuşmak üzere olan Berzan ağa vazgeçmişti. Ekrandan Tolga'nın aradığını görünce onu meşgule atıp geri Berzan ağaya döndüm.
Berzan ağa telefonu açmadığımı görünce derin ve sıkıntılı bir nefes almış ve konuşmuştu.
Berzan- bak kızım. Bu dediklerinde bir yerde haklı olsan da ben bunu farketmeden yapıyorum. Sen tabi ki benim de kızımsın. Biricik, tek kızımızdın benim ve Aylanın.
Bana öyle bir bakışı vardı ki sanki onu affetmesem yıkılacaktı. Bilmediği şey ise ben acımasız bir kadındım. İster yıkılsın ister parçalara ayrılsın onu affetmezdim.
Belki bir gün ona bir şans daha verirdim, gerçekten beni düşündüğünü hissedersem. Ama şu an beni değil karısının hatrını düşünüyordu. Şu an bu şansı da hakketmiyordu.
Gözlerimi ondan çekip manzaraya çevirdim. O ise ufak sessizzliğimizin ardından devam etti konuşmasına.
Berzan- Bu dediklerini düşününce gerçekten de istemeden sana bu şekilde davrandığımı fark ediyorum ama bundan sonra böyle olmayacak. Affet beni kızım.
Alisa- baksana şu manzaraya Berzan ağa. Bir bina yıkılsa yerine aynı binanın yenisi dikilirse o bina eski bina gibi olur mu? Eski binanın gördüklerini, geçirdiklerini kapatabilir mi? Senin yapmaya çalıştığın da bu. Bir sayfa açmaya çalışıyorsun bize. Oysa önceki sayfa kirlendi. Bu yeni sayfa o sayfanın kirlerini temizleyemez. Yalnızca onları örter, saklar, gözümüzün önünden çeker. Oysa o izler hala oradadır.
O sanıyordu ki affetmek kolay şeydi. Biraz kendini benim yerime koysa aslında anlar dediği şeyin ne kadar imkansız olduğunu. Ama işte koymuyor. Koyamıyor.
Affetmek demek büyüklük demekti. Güçlü insanlar affederdi. Ben her ne kadar güçlü olsam da birisini affedecek kadar, yaptıklarını kolayca unutacak kadar güçlü birisi değildim ne yazık ki.
Alisa- aslında biraz beni anlasaydın her şey daha kolay olurdu. Belki de hiç bir şey bu noktaya gelmezdi. Ben hiç gitmezdim. Ama sen o zaman da anlamadın. Bu zamanda anlamıyorsun Berzan ağa. Sen beni hiç anlayamıyorsun.
Berzan- anlat kızım. Anlat ki anlayayım.
Anlat diyordu. Ne de güzel diyordu. Ben anlattıktan sonra onun beni anlamasının ne anlamı kalıyordu ki? Oğullarını, annesini, kardeşlerini onlar anlatmadan anlamıyor muydu? Beni niye anlayamıyordu ki?
Alisa- ben kendimi anlatmadan beni anlayacak bir baba istiyorum kendime. Hoş bulmuştum da. Ah Berzan ağa ah. Sen kendi kızını anlayamazken elin adamı onu bir bakışından anlıyordu. Sen kız babası olma hakkını kaybetmişken, elin adamı senin kızının babası olmaya hak kazanmıştı.
Sen onun Umutlarını her defasında yerle bir ederken, elin adamı, benim babam bana o umutları teker teker elleriyle toplayarak sundu.
![](https://img.wattpad.com/cover/358854737-288-k385651.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duvarlarımın Ardındaki Ben
RomanceKendini tamamen asi, fırtınalarda bile yıkılmayacak duvarlarla kaplamış genç kız duvarlarının ardında ise bir o kadar savunmasızdır. Onu bulan ailesi kızın o sarsılmaz duvarlarını aşmayı başaracak mı? Peki kızın duvarlarını aştıklarında görecekler...