❆16❆

285 36 89
                                    

Sözleri biter bitmez dudaklarına kapanan ben olmuştum bu sefer, dudakları o kadar güzeldi ki sürekli öpmek isteyebilirdim, sürekli dokunmak isteyebilirdim.


Kendisine yavaşça çekerken bu sefer benimle beraber gövdesini yataktan kaldırmış ve elleri üstümdekine gitmişti, en ufak iltifata utanan ben, şu anda beni soymasından aksine zevk alıyordum, utanma duygum uçup gitmiş gibiydi sanki.

"Ben sanırım prensime aşık oldum."

Dediğime gülerken boynuma güzel bir öpücük bırakmıştı, öyle ki bu öpücük boynumu geri yatırmama ve hafifçe inlememe bile neden olmuştu, bir öpücük ile böyle oluyorsam gerisinde nasıl olurdum ki?

"Bende sanırım sana karşı bir sürü şey hissediyorum, en başında bildiğim benim olduğun."

Gülümserken işini yapmasına yardım etmek adına kollarımı yukarı kaldırmış ve kalan parçanın da benden ayrılmasına izin vermiştim.

Yani, doğum günümde uyusam da yeni yaşıma biri ile birlikte olarak girecektim, hatta giriyordum. Ötesi olabilir miydi?

"Hyunjin, bedenin çok güzel, aynı vampiler gibi bembeyaz hatta."

Sesi öyle etkileyici çıkmıştı ki dudaklarından, hep etkileniyordum o ama bu sefer tamamen farklı hissettirmişti...

"O beden sadece sizin prensim."

Gülümserken gözlerim bedenine takılmıştı, karın kasları ve güzel hatları kendisine çekiyordu resmen, hatta bu çekmekten de fazlası idi.

"Hyunjin, ya gece yanlış bir karar veriyorsak?"

Gözlerim tekrardan gözlerine tırmanırken güzel yüzüne bakmıştım, neden sürekli bunu söyleyip duruyordu ki?

"Vereceğiniz kararları ailenizden almayacak kadar yetişkin bir bireysiniz Bay Lee, şayet bu durumdan sabah siz pişman olacaksanız emin olun ki isteyenlere gidebilirim."

Kararlı sesimden bir şeyleri anlamasını umuyordum, hatta durumu biraz abartmak adına ayaklanıp loş ışığın etkisinde dolaptan bir üst almaya gitmiştim, ne aldığımı bilmeden üstüme geçirecekken karşıma geçmiş ve elime aldığım şeyi hızlıca yere atmıştı, biliyordum. Dediklerim onda istediğim gibi bir etki yaratmıştı.

Soğuk dolaba yaslanan bedenimin her yerine güzel öpücükler bırakırken eli belime gitmiş ve bir anda kendisine çekmişti, diğer eli ise kalçamın üstünde geziniyordu, dokunuşları o kadar mükemmeldi ki ağzımdan bir sürü tahrik edici kelime çıkmaması için nefesimi tutuyordum.

Bir süre sonra beyaz ışık kendiliğinden açılmıştı, ya da biz öyle sanmıştık.

"Oppa!"

Siktir cidden.

Yok artık ama ya.

Bedenlerimiz birbirinden ayrılırken o sadece sinir olmuş ve bu duruma gülmeye başlamıştı, ben ise ne açıklama yapacağımızı anlamaya çalışıyordum.

"Yeji, sakince gel ve şimdi şu yatağa otur. Sonra ise bize 1 dakika müsade et ve bir şey sorma. Anlaşıldı mı?"

Yeji gözlerini korkakça kapamış ve hemen yatağa doğru neredeyse koşmuştu.

Black Prince//Semelix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin