Siz: Bir de dünya saplar günün 13 Şubat kutlu olsun
Siz: Umarım seneye bir kaç saat sonra olan 14 Şubatı da kutlarız
Şansımagöre: Kimsin?
Siz: Belan cnm
***
Yetişkin içerik, argo, küfür ve kaos içerir. Mafya ve moda tasarımcısının aşkını anlatan bir...
Bu gün sevgilimin doğum günüydü. Her şeyi bitirdiğime şükrederek elimi semaya açıp yüzüme sürdüm. İmana döndü kız
Ben hep Allah yolundaydım iç ses. He Marcus ve Kardelen ile iman dolu yatak odası
Kes sesini bakım sen. Neyse sus şimdi kocama hazırlık yapıcam. İşim gücüm var.
Mekan tamamdı. Mekanın yeri çok hoş olmuştu. Ben 20 yaşımdayken beni tanıdığı ve aşık olduğu yerdi. Akşam sularına kadar burada olduğumu bilmeyecekti. 3 gündür beni İzmir'de sanıyordu. İşim sabah bitmişti ve gelmiştim. Telefondan ise cevap dahi vermiyordum. Tanıdığı herkes yani ben dışında herkes kutlamıştı.
Şimdi işim bitmişti. Evi almış, tasarlamıştım. Dolabı ise kendi tasarımım ile dizmiştim. Çocuklarımı da götürmüştüm. Eşyalar ve temizlik de tamamdı.
Ev iki katlı ve müstakildi. Yukarı katta onun ve benim ayrı ayrı odam vardı. Odalarımız yan yanaydı ve araya giren şey giyinme odası ve gizli bir odaydı. Yani genelde birlikte yatacağımıza emin olsam da özel alanlarımız da olsun istemiştim. Banyolarımız kendi odalarımızdaydı. O katta bir çalışma odamız ve koskocaman bir kütüphane vardı. Kütüphane içinde mangalar, romanlar ne ararsak vardı. O oda biraz daha dinlenme odasıydı.
Dünyanın en rahat odasını yapmıştım. Aşağı katta amerikan mutfak, salon, çamaşır odası, genel banyo ve 2 yataklı misafir odası vardı. evin bir de garajı vardı. Bahçe ise eski evimden büyüktü. Bahçede havuz, çocuklarımın kalacağı yerler ve otomatik mama-su kapları vardı. Kalbim bu sayede yokken dahi rahat olacaktı.
Ev çok güzel olmuştu. Bir de bizim odalarımızın ortak balkonu vardı. Çok güzel dizayn etmiştim. Zaten şehirden uzaktaydı. Manzarası denize değil yeşillik ve huzura bakıyordu.
Çok mutluydum. Sevdiğim adam, hayvanlarım ve en önemlisi kitaplarım ile birlikte bir eve çıkacaktık. Ev kocamandı.
Şimdi üzerimdeki kombinim ve ben hazırdık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(kafamdaki kombin böyle o şortu bacakları açılır diye giydi. Kafanıza göre hayal edin. Hava soğuk ama ceket falan hayal edin benim kafamda böyle şuanlık)
Telefonumu elime aldım. Hınzır gülüşüm ile tamamen kapattığım telefonu açtım. Bildirimler ile kahkaha attım. Telefonum 00.00 dan beri kapalıydı ve kimse bana ulaşamamıştı. Alev 398 kere aramış 999+ mesaj atmıştı. Çisem, Fırat, Çiğdem ve Bal'ın da aşağı kalır yanı yoktu.
Kendimi nefes nefese bir hale sokmak için nefesimi tuttum. Alev'i aradım. Aramam ile çalmadan açtı. "NERDESİ-" diye gürlerken ağlak ve öfkeli yaptığım sesimle "20 YAŞINDA BENİ İLK GÖRDÜĞÜN YERE GEL! SADECE 15 DAKİKAN VAR!" diye bağırıp suratına kapattım. Etraf bomboştu. Ben banktaydım. Gölgem göze çarpacaktı. Ama arkama dikkat dahi etmeyecekti. O gelince lambaları aktif yapıp havai fişekleri patlatmak için düğmeye basacaktım.
Duyduğum araba sesi ile gülümsedim. Alev koşarak inmiş bana gelirken lambaları açıp havai fişekleri aktive etmiştim.
Adımları yavaşladı. Fişekler patlarken tuttuğum uçak ışık saçarak geçiyordu. Arkasında "ALEV FORGER, SEVGİLİM İYİ Kİ DOĞDUN!" bir yandan da arkada 'Son Arzum' çalıyor ve sanırım ülkeye duyuruyordu.
Bakışları gök yüzünden benim yüzüme indi. Gözleri dolmuştu. Kollarımı açtığımda hızlı şekilde gelerek beni kucağına aldı ve döndürdü.
Kulağına "İyi ki doğmuş benim yegane mi amor'um" diye fısıldadım. Bana sıkıca sarılırken "Hep var olsun benim yegane aşkım" diye fısıldamaya devam ettim. "Hiç gitmesin benim yegane sevgilim" diyerek sözümü bitirdim.
Arkamızdan favai fişekler patladı. Fişekler bitti ve bizim de dudaklarımız ayrıldı.
Gözleri dopdoluydu ve parlıyordu. Hafif yükselerek dudaklarımı gözlerine değdirdim. "Yegane hazinem, Alev'im, Marcus'um, Forger'ım" diye fısıldadım.
Gözleri gözlerime kilitlenmişti. "Yegane Medusa'm, afrodit'im" diye fısıldadı.
O an dondum kaldım. Hayat beni lise yıllarıma götürdü.
Tahmini 9-10 yıl önceydi. Okulda Çisem yoktu. Hastaydı ve tek kalmıştım. Alev'i seyretmediğim sayılı zamanlardı. Sadece sırama kafamı koymuş düşüncelerden kaçıyordum. Bu gün doğum günümdü. Çisem hasta olmasına rağmen 00.00 da kutlamıştı. Anneannem ve dedem de kutlamıştı.
Mutlu muydum tartışılırdı. Sadece kafam sıraydı. Sonra etrafımda hareketlilik hissettim. Kıpırdama gereksinimi dahi duymadım. Kafamı da kaldırmadım. Bizim sınıftandır dedim. Sonra uzaklaşınca kafamı kaldırdım. Sadece çıkan kişinin parfümünün kokusu kalmıştı. Son adım sesini duymuştum merdivenden inen adımlarını.
Sıramda bir hediye kutusu vardı. Büyük sakinlikle paketi açmıştım. Yıldızlı kolye ve bileklik, yıldızlı kazak, yıldız çizilmiş converse, yıldızlı kulaklık, yıldızlı konfeti tarzı şeyler, yıldız şeklinde kağıda yazılmış not ve bir kitap çıkmıştı. Cam Şato almak istiyordum ve her fırsatta Çisem'e söylüyordum.
Ama yıldız sevgimi o dahi bilmiyordu ki. Notu elime aldım. İnci gibi bir yazıyla yazılmıştı
"Merhaba Medusa, Merhaba Afrodit Şimdi ilk olarak iki takma isim sebebi ikiside seni anlatıyor. Gözlerin... Medusa'nın laneti gibi, bakmak yasak ama bakmak için her şeyi feda edeceğim kadar güzel, gözlerin yıldızları ve geceyi andırıyor. Afrodit'in sebebi ise güzelliğin... Afrodit'in kıskançlığına sebebiyet verirsin, o kadar güzelsin ki, o kadar masumsun ki elimi süremem, kirlenirsin Şimdi diyeceksin bu kim. Eğer beni bulursan bana 'Yıldız'ım' demen yeterli. Umarım bulursun Hiç yıldız'ın olmadan ölmek istemem:) Doğum günün kutlu olsun Medusa'nun gözlerine sahip Afrodit. Yıldızları sevdiğini biliyorum, canın acır onlara koşarsın, modun düşer her yere yıldız çizersin, yaraların hep yıldız doludur, şuan sol bileğin bile yıldızlarla dolu, neden böyle Medusa? Yıldızlar sana iyi geliyor, sen ne zaman gülsen, ağlasan, şaşırsan, sinirlensen, üzülsen onlara giderisn. Özellikle o banklara oturup yıldızları izlersin. İyi ki doğdun Medusa gözlü Afrodit. Umarım hep olursun, umarım mutlu olursun. Yeni yaşın bol yıldız getirsin, ama mutluluk yıldızı:)"
Şok olmuştum. Hemen sol bileğime baktım. Yıldızlar vardı. Zilin çalması ile hediyeleri ve notu toplayıp yanıma koydum. Sonra evde sakladım. Anı kutumda hep anı olarak kaldı. Anneannemlerin evindeki çatı katında anılarımın arasında gizli kaldı.
Alev'in gözlerine baktım. Gözlerinde hatırlamamı istediğini gördüm.Sonra fısıldadım "Bu ne demek ki Yıldız'ım"
***
YAA BEN İSTEMSİZ GİTTİKÇE GERİYE GİDİOM
Ama öle hoşşş
Çok hoş oldu la çok hoşuma gitti bu sahneler. Öbür bölüm de doğdu günü devamı
30. BÖLÜM ÇOK GÜZEL AŞIĞIM AŞIKKKK
30. bölümden sanırım 40-45 kadar yumuş yumuş ilerlicez ama bi ara öyle bir puştluk yapcam ki öföföföföföföfföföfö
Favori kaosuma ve dramıma gelcez siz biraz mutlu olun orayı belki atlarım ama belki. Zaten 50-55 gibi veda ediyoruz hüüğğğğ