2. yıl dönümleri
Kafam bulanıktı. Saçma şekilde anne ve babamı bu süreçte sürekli görüyordum. Marcus asla evlenmeye sıcak bakmıyordu. Sabahtan beri ona ulaşamıyordum. Zaten dün geceden beri soğuk yapıyordu. Sadece Selim ile birlikte odada tasarım yaptık ve iki gülüştük diye.
Azcık daha açmazsa büyük ihtimalle kalemi götüne sokacaktım. Sonra eşyalarımı toplayıp gidecektim. Son kez çaldırdım. "Alo yenge! Hemen sizin eski okula gel! Alev sarhoş olarak buraya gelmiş. Şuan baygın altımda araba yok ben koşarak geldim çabuk!" konuşan Fırat'tı.
Cevap dahi vermeden hemen telefonu kapattım. Gözlerime yaşlar geldi. Ağlamamalıydım. Ayağım zorla kıpırdadı. Arabama yöneldim. Sonra hızla binip son hız kırmızı ışıkları dahi önemsemeden okula sürdüm. Okula geldiğimde Fırat'ı geri aradım.
"NERDESİNİZ!" sesim yüksekti. Fırat titrek sesiyle "K-konferans salonu" diye mırıldandı.
Tüm hızım ile koştum. Konferans salonunda girdiğimde lambalar kapalıydı.
Sahne girişinden girmiştim çünkü orası daha yakındı. Tam flaş açacakken bir beyaz ışık geldi.
Yuvarlak şekilde üstümdeydi. Tam önümde diz çökmüş Alev Marcus Forger duruyordu.
Telefonumu aradığım çanta elimden düştü. Salondan alkış sesleri yankılandı. Oraya dönünce şirketteki çoğu çalışan, Çisem, Çiğdem, Fırat oradaydı.
Gözlerim geri Alev'e çevrildi. "Seninle ilk tanıştığımız ana geldik güzelim. Sen burayı kazanmıştım. Konferans salonunda tatlı bol kıyafetlerin ile kendini tanıttın. Kimseye dahi bakmadın. Gözün hep kapıdaydı. Çıkmayı bekliyordun. Adını söyleyip çıkıp gittin. O an dikkatim sendeydi. Çünkü sadece sesin bile bana yaşadığımı hissettirdi."
Ağzım aralandı ve gözlerim doldu. "Sonra denk geldik. Her seferinde denk geldik. Sana kapılmışken buldum kendimi. Gözlerinin Olya şuna kapılıp gitmiştim. Bir keresinde annem okula gelmişti. Yarbay olduğunu duyduğun anda anneme bir Atatürk'ün imzası olan anahtarlık hediye etmiştin."
Hatırlıyordum. Cüsseli bir kadındı. Herkes onun yarbay olduğunu ve korkutucu olduğunu söylüyordu. Kimse yanaşmıyordu. Ama ben yanaşıp anahtarlık vermiştim. Askerleri çok seviyordum.
"Yıllarca utangaç ama bir o kadar cesaretli tavırlarını izledim. Okuldan gittim ama çıkışa senin için geldim. İtalya'da olmadığım her an her her salise nerede olduğunu izledim. Sapıkçaydı. Kabul."
Hafif güldü. "Seni araştırdım. 20 yaşından sonra hep aradım. Ölüydün, mezarın vardı. Yaşadığını hissediyordum. Ama bulamadım. Tek bulduğum ortaokul telefon numarandı. Sonunda uğurlu sayının olduğu ama kalan hepsinin aynı olduğu numara satın aldım. Çünkü sen kadere inanırdın. Ve kader gerçekti."
Şok oldum. Ben tesadüf sanmıştım. Ağzım hafif açıldı.
"2 yıldır tüm hayatımı değiştirip beni insan gibi hissettirdin. Seni seviyorum, hep seveceğim her zaman olduğu gibi. Değerlim, yeganem, Medusa'm, Afrodit'im. Tüm sıfadlarıyla benim olan kadın. Benimle evlenir misin?"
Sessizlik çöktü. Şuan hayır diyip gidesim gelmişti. Dolu gözlerim ile elimi uzatıp "Evet!" diye bağırdım. Yüzüğümü takıp hızlıca bana sarıldı. Etrafında döndürürken alkışlar kopuyordu.
En sonunda yere bıraktı. Bana baktı ve göz kırptı. Ne olduğunu anlamadan beni sırtına alıp koştu. Bahçeye gelip arabaya attı ve hemen sürmeye başladı.
Ne olduğunu çözememiştim ama kahkaha atıyordum. Anladığım kadarıyla diğerleri ile baş etmemek için beni kaçırmıştı.
Elimi karnıma koyarak gülmeye devam ettim. O da güldü ve sürmeye devam etti. "Eee hırsız bey nereye gidiyoruz" dedim gülüşlerimin arasında.
Alev de gülümsedi. "Görürsünüz hırsız hanım"
Kaşlarım çatıldı. "Ne hırsızı? Sen beni kaçırdın" dedim. O da kıkırdadı. "Aklımı, irademi ve ruhumu çaldın yetmez mi?" dedi.
"O kalbim değil miydi?" dedim sırıtmamın arasında.
Alev ise "Kalp durur, akıl unutur ama beden ölse bile ruh etrafta kalır ve ruhlar aleminde yaşar. Ben seni kalbimle değil ruhumla seviyorum. Olur da kalp durur akıl unutur ama ruh kalır." diyerek beni şoka soktu.
Diyecek tepkim yoktu. Ondan önce kimse bana bu kadar güzel iltifat etmemişti. "Seni seviyorum yıldız'ım. Hep seveceğim" diye fısıldamaktan başka cevap bulamadım.
Biraz sonra bir mekanda durduk. Güzel bir yerdi. Arabadan inmeden "Ben ın demeden inme bir saniye" dedi. Sonra benim kapıma gelip kendi açtı ve elini uzattı.
Bu haline güldüm. "Bana eşlik edebilir misiniz Matmazel" dedi.
Elimi uzatıp "Elbette beyefendi" dedim.
İkimizde gülerek el ele mekana girdik.
Biraz oturup yemek söyledik. Beklersen aklıma yüzüğüm geldi. Alev'e baktım. "Alev elini tutarken yüzüğümü çeker misin post atmam lazım da" dedim.
Güldü ve telefonumu aldı. Şifremi girerek açtı.
Fotoğrafı çekip bana uzattı. "Çektim bir tanem"
Gülerek fotoğrafı paylaştım.
KardelenÇelik: I said "yes" (EVLENCEM LAN)
(3.593.987 Like 2.493.439 Yorum)
Bestshiplertime: LAAAANNN
SONUNDAfenerliyizaganapcan : elimde büyüdüler 2 yıl
Dalywq: BENİM YAVRULARIM
Yorumlarım kalanını görmek için tıklayınız...
AlevMarcusForger: My woman said "yes"
(3.593.987 Like)
Yorumlar kapatılmıştır...
***
Çok güzeldi bu bölüm bikerem300K OLMUŞUZ SİZİ ISIRA ISIRA SEVERİM AŞİĞİM SİZE MUAAH
Şuan Aksaray yolumdayım bu bölümü yazdım ve bölüm zor gelir 1 hafta ondan sonra zaten 1-2 haftada final yaparız
35 baya baya dram olcak bu arada (iki okurum-pezevenkler- yüzünden:)
(Korkmalısınız)Oy verin de lo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şansıma Mafya/Texting
Teen FictionSiz: Bir de dünya saplar günün 13 Şubat kutlu olsun Siz: Umarım seneye bir kaç saat sonra olan 14 Şubatı da kutlarız Şansımagöre: Kimsin? Siz: Belan cnm *** Yetişkin içerik, argo, küfür ve kaos içerir. Mafya ve moda tasarımcısının aşkını anlatan bir...