SENİN İÇİN

Bölüm 1

Maillerimin arasında dolaşırken yeni bir bildirimle burnumun ucundaki gözlüğü ileriye doğru ittim. Öztekin Tekstil yazısıyla kaşlarım çatılırken benimle alakasını anlamaya çalışıyordum. Her biri birinden farklı makyaj markası reklamları, elektronik marka reklamları, banka reklamları bile almışken bir tekstil firmasından reklam teklifi beklemiyordum açıkçası. Büyük ihtimalle bu maili menajerim Aslı görseydi çoktan kibar bir teşekkür yazısı ile reddedip çöp kutusuna yollamıştı. İletinin üzerine tıkladım ve okumaya başladım:

Konu: Öztekin Reklam Filmi 

"Merhaba İzel Hanım ben Hülya AYDIN, Çağrı ÖZTEKİN'in menajeriyim. Sizeortak bir reklam filmi anlaşması için ulaşmaktayım. Reklamı yapılacak olan tekstil ürünümüz giyilebilir teknoloji olmasıyla birlikte aynı zamanda geri dönüşümü sağlanabilecek piyasadaki ilk ürün olacak. İletişim bilgileri olarak aşağıya bıraktığım kişisel telefon numaram ile teklifimize geri dönüş  sağlamanız bizim için çok önemlidir. İyi günler."

Teşekkürler.

                                                                                                                                                             ÖZTEKİN TEKSTİL

Hülya AYDIN: 05** *** ** **

Elimde çevirdiğim dolma kalemin tepesini çene boşluğuma dayayarak düşünmeye başladım. Benimle bir reklam çekimi yapmak istiyorlardı. Beni gerçekten araştırarak bu teklif yollandığı çok belliydi ama neden iletiyi gecenin 01.30'da atmışlardı? 

Ben hiçbir zaman hayvanların denek olarak kullandığı makyaj malzemelerini, kendim kullanmayıp denemediğim hiçbir teknolojik ürünün reklamını yapmazdım ve bunun sayesinde milyonlarca insana ulaşmıştım. Bu yüzden bir çok dev markaları geri çevirmiştim, bir çizgim vardı o çizgi beni ben yapıyorken daha fazla para için ortalama yaşam standartları olan insanların bile almakta zorlanacağı ürünlerden gelen marka tekliflerini kabul etmiyordum ama Öztekin Tekstil'in giyilebilir teknoloji ile harmanladığı geri dönüşebilir kıyafet ürünü bende merak uyandırmıştı.

Arama motoruna Öztekin Tekstil yazıp firmanın kendi internet sitesine girdim. Bu şirketi elbette duymuştum ama anlaşma yapacağım kurumları ya da kişileri önceden araştırmadan diyaloğa girmek acemice geliyordu. Aslı her ne kadar bunun onun işi olduğunu iddia etse de ben garantici bir insandım.

Kuruluşu 1950'lere dayanan firma aile şirketi olarak başlayarak günümüze kadar gelmişti. Küçük bir terzi dükkanı ile başlayan kuruluş şimdi sadece tekstil alanı değil teknolojik araçlar, kafeler, gece kulüpleri, restoranlar olarak birbirinden çok bağımsız alanlara yayılmışlardı. Ülke çapında sayılı zenginler olmakla birlikte saygın bir aile haline gelmişlerdi.

"Tam bir başarı öyküsü, sevdim." Dudaklarımdan heyecanla döküldü kelimeler. Beni heyecanlandıran işleri seviyordum. Bu his yeni bir kitaba başlıyormuşum ya da yeni bir yeri görmenin verdiği heyecan gibi hissettirmişti. 

İkinci bir ismi arattım, Çağrı Öztekin. Arama motorunun sağ köşesinde çıkan bilgilerde 29 yaşında olduğu, Artvin doğumlu ve İşletme mezunu olduğu yazıyordu. Genç girişimcilik ödülünü bir çok kez almış olmasına çok da şaşırmadım, Yüksek Lisans ve yurtdışında Mater yapması ödülün altını doldurur nitelikteydi. 

Görsellere girdiğim an ellerim ufaktan terlemeye başladı, üzerimdeki tişört sanki Ağustos ayında değilmişçesine üşüttü. Ellerimi terleten ama bedenimi üşüten siyah çekik gözlerine baktım. Bu adam bir felaket diye düşündüm. Uzun boylu, geniş gövdeli buğday teniyle uyumlu siyah saçları insanı yangınlara sürüklerdi. Hızlıca sekmeyi kapatıp ne yaptığımı sorgulamaya başladım sapık gibi adamı süzmem normalde yapacağım şeylerden biri asla değildi. Evli veya sevgilisi olabileceği düşüncesiyle az önce düşündüğüm şeyler yüzümü kızartırken maile yarın dönüş yapmak üzere tableti kapattım. Aslı'ya iletiden haberim olduğuna ve geri dönüş yapacağıma dair mesaj atıp uyumak için çalışma masamdan kalktım ve yatağıma geçtim. Telefonumu şarja takarak yarın sabah için 8'e alarm kurdum.