Anne

518 6 0
                                    

Annemin çok yakın bir arkadaşı vardı kadın felsefe öğretmeniydi.Annem gibi biriyle nasıl arkadaş oldular hiç anlamazdım. O kadar açık fikirli birinin annem kadar sabit fikirli birini ısrarla sevmesi ve her seferinde elinden tutması ilginçti.
Bir keresinde bana " diyelim ki önünde iki seçenek var ya tecavüze uğrayacaksın ya da öleceksin hangisini seçerdin?" Diye sormuştu.
Hiç düşünmeden "ölürüm ." Demiştim.
O zaman bana dönüp "tecavüze uğramayı seçmelesin çünkü yaşamak her şeyden değerlidir.Toplumun sana yüklediği namus algısı yüzünden ölmeyi seçemezsin." Demişti.
O zaman anlamamıştım. Ama şimdi tecavüzün tam kıyısındayken kavrıyordum.
Toplum bir tecavüzcüyü tecavüze uğrayan kadından daha çok kabulleniyordu.
Tecavüze uğrayan bir kadının hayatı biterdi bunun için kadınlar öldürülmeseler bile ölmeyi tercih ediyorlardı.

Yaşayan bir ölü olmamak için.

Sevdiklerine onurlu olduklarını ispatlayabilmek için.

Namuslarını koruyabilmek için.

Kimse böyle bir şeyi kabullenip sürekli kadını suçlayan bir ahlak sisteminin ne kadar onurlu olabileceğini sorgulamıyordu. Onurlu kadınlar onursuz ve namussuz toplum tarafından namusları için katlediliyorlardı.

Hiçbir erkek tecavüze uğradığı için intihar etmezdi.

Birden içimde büyük bir öfke hissettim. Ellerini ağzıma kapatmış bu manyak adam beni becermekten bahsediyordu. 2 gündür ona beni becermesi için yalvarıyordum ve o kimsem olmadığını fark edince başına iş almayacağını da fark etmiş ve bana istediğini  yapmaya karar vermişti. Kim bilir hangi pis fantazisine alet olacaktım. Soğuk elleri hala ağzımdayken dudakları boynumdaydı. Çırpındım. Çırpınabildiğim kadar çırpındım.
Kulağıma çıkıp fısıldadı.

"Sen de istemiyor musun güzelim?"

Kafamı iki yana salladım.

Artık istememen güzel fahişe ama biraz geç kalmadın mı?

Çırpınmaya devam ettim ama ben çırpındıkça öpücükleri sertleşiyor ve çıkardığı sesler ne kadar zevk aldığını belli ediyordu.
Ben çırpınmamı arttırınca kilotumu çıkartıp attı.
Bekaretim tam burada saçma sapan bir senaryoyla kaybolacaktı. Ben bunu hak etmiyordum. Tanrı yine benim yazmayacağım bir son yazıyordu. Ben bunu kesinlikle hak etmiyordum.

Kesinlikle hak ediyorsun tatlım.

Annemin her seferinde beynimde yankılanan sesi bile mükemmel bir zevk alıyordu.

"Ama güzelim hiç ıslanmamışsın ki.Böyle canın çok acır. " deyip bir kahkaha patlattı.

Işte o an durumu çaktım. Kesinlikle bana acı çektirmekten zevk alıyordu. Bu zamana kadar hep ben istemiştim. Fahişe olup olmadığından emin olmamıştı. Eğer bir fahişe olsaydım beni becermeyecekti ama birden annesinin babasının umursamadığı kalbi kırık ve sevilmeye muhtaç biri olduğumu fark etmiş, güvenimi kazanmış, başına bir iş gelmeyeceğini fark edince de beni becermeye çalışmıştı.
Tam içime girecekken çırpınmayı kestim.
Sürekli fahişe olduğumu söyleyen bir iç sesim vardı. Kesinlikle fahişe gibi davranabilirdim.
Ondan çekmeye çalıştığım vücudumu ona doğru ittim.
Bir yandan da onun başka biri olduğunu hayal ettim. Bu bedende beni seven ve beni kollayan hatta annemin karşısına dikilip ne kadar yetenekli bir yazar olduğumu ve yeteneğimi öldürdüğünü söyleyen biri.
Islanmıştım.
Kesinlike bu fikir beni deli gibi tahrik etmişti.
Bir parmağını içime sokup ıslanıp ıslanmadığımı kontrol etti.
Sinirle üzerimden kalktı. Açılan ağzımdan derin derin nefes aldım.

"Kıyafetlerin dolabın içinde giyin ve siktir git evimden fahişe."

Ve kapıyı kapatıp çıktı.

Gördün mü senin fahişe olduğunu sonunda o da anladı.

Gözlerimi dolaba dikip yavaşça oraya ilerledim. Dolap yerine cama doğru gidip camı açtım. Ve güzel deniz manzarasına karşı bağırdım.

Bir tecavüzcünün bana fahişe demesi beni fahişe yapmaz,Anne!

Bu sefer kafamda hiçbir ses yankılanmadı.

İlk defa bir erkeği, hayatı ve annemi yenmiştim. 

BARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin